Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/769 E. 2023/90 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/769
KARAR NO : 2023/90

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/01/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından açılan— dosyası ile müvekkilinin davalı … —— bildirimi yapılmaksızın yapmış olduğu çalışmalara ilişkin olarak şirket aleyhine hizmet tespit davasının devam ettiğini, davanın devam ettiği sırada tasfiyeye girmiş olan şirketin usule ve kanuna aykırı şekilde hakkında derdest bir dava mevcut olmasına karşın, aynı zamanda şirketin sahibi olan — davalı … tarafından tasfiyenin sonlandırıldığından bahisle ——— silindiği, derdest davada taraf olan şirketin dava devam ederken sicilden terkinin ve tüzel kişiliğini kaybetmesinin daha önce sağlanmış taraf teşkili noktasında davanın devam etmesini engelleyen bir sonuç doğurduğu, bu itibarla —esas sayılı dosyasında verilen ara karar ile şirketin ihyası için taraflarına mehil verildiği,—- numarası ile kayıtlı davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı …—- cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun, TTK’nın 32. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, müvekkili kurumun, —- tescil konusundaki taleplerinin ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığı, yargı merci gibi hareket edemeyeceği, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verdiği, aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddettiği, —– tarafından ——– bırakılmış olmasının — sorumluluğunu gerektirdiğini; —-, alacaklıların haklarını korumakla görevli oldukları, —- iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili kurumun tespit etmesinin mümkün olmadığı, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığı, yalnızca yasal hasım konumunda olduğunu, dolayısıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, tüm bu nedenlerle müvekkili kurum yönünden açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı ….—- usulüne uygun tebliğ yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
Davalı … usulüne uygun tebliğ yapılmış olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince—— tasfiye sebebiyle terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
—–günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin —– tarihinde yaptırdığı, şirket yetkilisi ve —- olduğu, şirketin 18.07.2016 tarihinde sicil kaydının tasfiyenin sona ermesi nedeni ile terkin olduğu bildirmiştir.
Tasfiyesi istenen şirket aleyhinde davacı yan—- sayılı dosyasında ihyası istenen şirket ve —- aleyhine hizmet tespit davasını —– tarihinde açmıştır. İhyası istenen şirketin bahsi geçen bu dosyada taraf olduğu ve kendisini vekille temsil ettirdiği görülmüştür. Mahkemenin 02.11.2017 tarihinde karar verdiği,—– üzerine —- mahkemesince kararın kaldırıldığı ve dosyanın yeni esas numarası aldığı görülmüştür. —zamanda şirketin tek ortağı ve müdürü olup davadan haberdardır. Usul ve yasaya aykırı şekilde —- tarihinde şirekti tasfiye ettirmiştir.
Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Şirketin devam eden bir hukuki uyuşmazlığı nedeniyle şirketin ihyasına karar verildiğinde, yapılacak ek tasfiye işlemleri, tasfiye üstlenmiş olduğu görevin devamı niteliğindedir.—–
TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.
TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. —-
—- ilamında “….TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu , terkin edilen şirketin davacıya borçlu olup olmadığının bu davanın konusunu teşkil etmediği ,yapılan ilanlara rağmen alacağın bildirilmemesinin ihya isteminin reddine gerekçe olamayacağı, davacının derdest davanın sonlandırılabilmesi için ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı —- istinaf sebeblerine konu ettiği hususların esas davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek, mahkemenin dava dosyası ile sınırlı olarak tüzel kişiliğin ihyasına ve —- atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş davalı—- istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtilmiştir.
Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu şirket kendisi tarafından tasfiye sürecine —- sonuçlandırmış ve sicilden terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen şirket hakkında halen devam eden derdest İş Mahkemesinde davasının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, derdest olan dava sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, — terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için—– veya yeni bir veya birkaç kişiyi ———- atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son— olan …—- —- olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden derdest İş Mahkemesinde davasının olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, —– olarak atanmasına, davalı ….— yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
—– sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı—- sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı—- aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı — tahsiline karar verilmiştir.” belirtmiştir.
—Sayılı ilamı “… Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir.———– Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre tasfiye eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır. Tasfiye işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin—- bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile—- ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.Aynı zamanda bu kararda açıkça belirtildiği üzere ilanlara rağmen başvurmamış olmanın sonucu değiştirmeyeceğini belirtmiştir.
—- Sayılı ilamında “… Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, ——- atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , tasfiyeden sonra dava açılmış olsa da davacı bakımından —-usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı , ,toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden —atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı ——– HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı —-vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.
—– Sayılı ilamında “..—– tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. —– ilanların yapılmış olması, davacının —- başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla..” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin —— tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır. Kaldı ki somut olayda davacı yanca—- dosyasında tasfiye tarihinden çok önce dava açılmıştır.İhyası istenen şirket hakkında açılan davadan haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi tamamlayarak sicilden terkinini sağlamıştır.
Keza yine terkin tarihinden sonra açılan dava nedeni ile —–yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına dair yerel mahkemece verilen—– ilamı ile onamıştır.
—-. Sayılı ilamında “..—– mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından—- sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan —-mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.—-, bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.
Davacı davasını aynı zamanda sicilden terkin edilerek tüzel kişiliği kalmayan şirkete de yöneltmiştir. —-..Şirket ihya davası, TTK. ‘nın 547 maddesi uyarınca açılan ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda ——- terkin edilmiş şirketin eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanması için yeniden—- tescilini sağlayarak tüzel kişiliğin geçici olarak tesisini sağlamayı amaçlayan davadır. İhya davalarında işlemi yapan—– müdürlüğü yasal hasım olup,——- müdürlüğü yanında tasfiye işlemlerini eksik bıraktığı ileri sürülen——– hasım gösterilmesi gerekir. İlgili şirket—–edilmekle tüzel kişiliği sona erdiğinden ihya davalarında şirketin hasım gösterilmesine olanak bulunmamaktadır….” belirtildiği üzere —- terkin edilen ve tüzel kişiliği sona eren şirketin bu tür bir davada hasım gösterilmesi mümkün olmadığından davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile red kararı verilmiştir.
HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı …— müdürlüğü yasal hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, şirket hakkında açılan dava pasif husumet yokluğu nedeni ile red edilmiş, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü — yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davalı ….—- Yönünden; Davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
Diğer davalılar yönünden ;
DAVANIN KABULÜNE, —– tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen .— 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince —-sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan davanın sonuçlanması ve infazı bakımından — terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, —yeniden TESCİLİNE,
2—–olarak en —- …—-atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin——– tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar —– görevine devam etmesine,
3-Kararın —-Gazetesinde ilan edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 312,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 473,40‬ TL yargılama giderinin davalı — tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı ….— yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı —- tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.