Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/763 E. 2022/775 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/763 Esas
KARAR NO: 2022/775
DAVA: Menfi Tespit (Kira)
DAVA TARİHİ : 08/10/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kira) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Fazlaya ve ek zarara ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere Öncelikle —— Konu icra nedeni ile borcunun olmadığına tespitine , Haksız ve Kötüniyetli İcra Takibi nedeni ile karşı tarafın asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, — olarak alınmış —– bedelli senetlerden dolayı davacı müvekkiline karşı icra takibi yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin bu senetler nedeni ile borclu olmadığının tespitine, davalı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkilinin zarara uğramasına neden olmasından dolayı fazlaya ve ek zarara ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik —– alacak ( tazminatın ) davalıdan ticari faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesi talepli olduğunu, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla terditli olarak, davanın görevsiz mahkemede açılması nedeniyle görevden reddine, Menfi tespit ve eda davasının birlikte açılamayacağı dikkate alınarak davanın usulden reddine, dava dilekçesinin HMK’da aranan şartları taşımadığı gözetilerek dilekçenin açıklatılması için davacıya kesin süre verilmesine, kesin sürede dilekçenin açıklanmaması halinde davanın usulden reddine, dava harcının eksik yatırıldığı gözetilerek davacıya eksik harcın yatırılması için kesin süre verilmesine, süresinde harç tamamlanmadığı takdirde davanın usulden reddine, esasa ilişkin savunmaları ve delilleri kapsamında haksız ve dayanaksız olduğu sabit olan davanın esastan reddine, İhtiyati tedbir talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve dayanağı belge incelendiğinde, taraflar arasında kira sözleşmesinin bulunduğunu, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine konu senetlerin teminat amacyıla verildiğini, kiralananı kullanamadığını, masraf yaptığını, müvekkilinin her hangi bir kira borcunun bulunmadığının tespiti ile borçlu olmadığının tespiti ile yapılan masrafın tazminini talep ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında takibe konu senetlerin kira sözleşmesinden kaynaklı verildiğine dair ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı yan taraflar arasındaki kira sözleşmesinin bir suretini dosyaya sunduğu görülmüştür. Söz konusu sözleşmede ——- senetlerden bahsedildiği, ilk önce söz konusu senetlere istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı ancak —— sayılı ilamı ile söz konusu senetlerin düzenleme tarihinin bulunmamasından kaynaklı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağından bahisle takibin iptaline karar verildiği, bu defa alacaklı davalı tarafından —– icra dosyası üzerinden genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak —— günlü kira sözleşmesi olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin—— sayılı ilamında; “1-Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davaya bakmaya görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu hususunda toplanmaktadır. Mahkemenin görevi belirlenirken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığının tespiti gerekmektedir.
—— tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların—— tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasında kira sözleşmesi olduğu tartışmasızdır. Dava konusu talep ise, kira sözleşmesinden kaynaklı kira alacağıdır. Her ne kadar mahkemece, kiraya konu ——- olması ve malikinin —— olması nedeni ile sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu belirtilmiş ise de, kira sözleşmesi şahsi hak doğuran bir sözleşme olmakla kiralayanın mutlaka malik olması gerekmemektedir. Kiraya veren hak ve yetkilerini sözleşmeden almaktadır. Bunun dışında, davalı kiraya veren tarafından ——–açılan tahliye davasında, uyuşmazlık kira olarak nitelendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm ——– onanarak kesinleşmiştir. Bu halde, kira alacağından kaynaklı açılan iş bu davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.
Sonuç olarak, 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesinde, dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından bakılacağı şeklinde düzenleme bulunduğu, ——-üzerinden genel haciz yolu ile takip başlatıldığı, borcun sebebi olarak —— günlü kira sözleşmesi olduğunun belirlendiği, kira sözleşmesine istinaden teslim alınan senetlerin düzenleme tarihinin bulunmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfını taşımadığı, bu nedenle davalı alacaklının genel haciz yolu ile takibe başladığı, sonuç olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı, bu haliyle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin HMK 4/1-a maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme ——- Nöbetçi SULH Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,———- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022