Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/742 E. 2023/210 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/742 Esas
KARAR NO: 2023/210
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/10/2022
KARAR TARİHİ: 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin sözleşmede belirlenen yükümlülüklerini eksiksiz şekilde yerine getirmiş olduğunu, davaya konu —— bedelli faturalara ilişkin, trafik cezalarının kesildiğine dair trafik cezası idari tutanaklannın ve müvekkili şirketçe eklenen trafik cezası bedellerinin ödeme makbuzlarının, müvekkili şirketin belirtmiş oldukları adresinden celbini mahkememizden talep ettiği, —–sayılı dosyası kapsamında davalı şiıket tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, fazlaya ilişkin alacak ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla takibin devamına ve davalı şirket aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatımı hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, reddinin gerekli olduğunu, müvekkili ——– adresinin ——- olup, yetkili mahkemenin——Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle ilk olarak yetki itirazında bulunulduğunu, müvekkili —— arasında —– düzenlenmiş olduğunu, sözleşme kapsamında, müvekkilinin —–markası altında verilen araç kiralama hizmetleri için motosikletli vale verdiğini, sözleşme kapsamında bir kısım işlerin —– adına müvekkili —– tarafından yerine getirilmiş olduğunu, bununla birlikte, davacı yanın müvekkilden kaynaklı trafik cezası yediği iddiası ise gerçekleri yansıtmamakta olduğunu, davacı yanın —- üzerinden başlatmış olduğu icra takibi ekinde davaya konu faturaları sunmadığını, takip talebi incelendiğinde, dayanak olarak;—– vade tarihli —- , —- vade tarihli ——(Gösterilmiştir. Davacı yanın davasına konu, dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu faturalar ise—— tarihlidir. Söz konusu faturalar müvekkil şirket taralından davacıya iade edildiğini, taraflara ait ticari defterler incelendiğinde, müvekkil şirketin —– tarihli faturalardan kaynaklı borcu olmadığının anlaşılacağını, diğer taraftan davacı yanın henüz; —- vade tarihli Fatura Alacağı (Asıl Alacak)——- vade tarihli Fatura Alacağı —–faturaları sunmamış olduğunu, faturalar sunulduğunda faturalara karşı itiraz haklarını saklı tutmakta olduklarını, davacı yanın müvekkile —— tarihinde başka bir fatura gönderdiğini, söz konusu fatura alacağının da 2.643,75 TL olduğunu, davaya konu alacak tutarı ile aynı olduğunu, davacı yanın ise 28.06.2021 tarihli faturalar uyarınca icra takibi başlatılmış olduğunu, davacı yanın aynı alacağı birden fâzla kez talep etmiş olduğunu, davacı yanın hatalı muhasebe kayıtlan nedeni ile müvekkili —– ilk olarak icra takibi ile daha soma da dava ile yüzleştiklerini, trafik cezalarının müvekkilinden kaynaklandığının ispat edilememiş olduğunu, açıklanan ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle diğer tüm konulara ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile, davacı şirketin itirazın iptali ile icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacı alacaklının kötüniyetli olarak icra takibi başlatmış olması karşısında mahkememizce tespit edilecek oranda müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karçı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davalı ve Davacı Firmanın Defterleri E defter olarak Tuttuğu Süresi içinde Defter Beratlarının oluştuğu tarafların defter ve kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehine delil kabul edilebileceği, Davacı tarafından keşide edilmiş olan ——– numaralı 1.410.00 TL tutarlı fatura ve ——— numaralı —— tutarlı toplam —–tutarlı faturalara davalı tarafından 8 gün içinde iade faturası kesildiği, Davacı ve Davalı Tarafından karşılıklı olarak fatura düzenlediği —- tarihinde Davacı tarafından —– fatura düzenlendiği, Davalı Tarafından —– tarihinde—–İADE faturası düzenlendiği, faturanın Davacı Defter Kayıtlarında yer almadığı, Davacı —–Davalının hesap bakiyesinin — olduğu—–Şüpheli Alacaklar Hesabına —- Yapıldığı Davalının Defter Kayıtlarına göre Davacının —– Borçlu olduğu, Davacı ve Davalının ——-yıllan hesap hareketleri incelendiğinde Karşılıklı olarak faturaların Ticari Defterlere kayıt edildiği. Davacının Davalının Düzenlemiş olduğu —– tutarlı İade Faturasını kayıtlarına almadığı, Dosyaya sunulu —– Davalı ve Davacı —— formlarında firmalardan alış ve satışa rastlanmadığı ——– şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
—- tarihli ve——- tarihli faturaların tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Oysa dava dilekçesi ekinde ise ——- tarihli fatura alacağına ilişkin itirazın iptali davasını açtığını ileri sürmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan—- havale tarihli bilirkişi raporunda;–Davacı Nezdinde Davalının hesap bakiyesinin —– tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, davalı şirketin ticari defterlerinden davacıya borçlu olduğuna ilişkin bir tespitin yapılamadığı, davacının kendi ticari defterlerinde de bilirkişinin tespitlerine göre; “Davalının hesap bakiyesinin —- olduğu”nun tespit edildiği, davacının başlatmış olduğu takibe dayana fatura bilgilerinin dava dilekçesinde bildirilen fatura bilgilerinden farklı olduğu, sonuç olarak davacının talep ettiği —- adet faturadan kaynaklı 2.643,75 TL miktar kadar davalıdan alacağının olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. ——–
Davada hükmolunün miktarın——- kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira———sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —- yılı istinaf kesinlik sınırı olan —- altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacın alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 2.643,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, davacı tarafın ve davalı tarafın yokluklarında, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/03/2023