Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/717 E. 2023/795 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/717 Esas

KARAR NO:2023/795

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ:28/09/2022

KARAR TARİHİ 05/10/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

Davacı vekili 28/09/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkiller için diğer kusurluların kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere teminat limiti sınırları içerisinde, TBK . 61, 163 ve K.T.K. 88 maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte- fazlaya ilşkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kayıt ve şartıyla- oluşan ya da oluşması muhtemel olan tedavi giderleri başta olmak üzere şimdilik 10.000.-TL maddi tazminat talebimizin davalılardan tahsiline, Kazanın oluşturduğu olumsuz etkenler nedeniyle müvekkillerin yaşadığı acı, üzüntü ve elemin bir miktar azaltılabilmesi adına 30.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz. Müvekkiller için diğer kusurluların kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere teminat limiti sınırları içerisinde, TBK . 61, 163 ve K.T.K. 88 maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte- fazlaya ilşkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kayıt ve şartıyla- oluşan ya da oluşması muhtemel olan tedavi giderleri başta olmak üzere şimdilik 10.000.-TL maddi tazminat talebimizin davalılardan tahsiline, Kazanın oluşturduğu olumsuz etkenler nedeniyle müvekkillerin yaşadığı acı, üzüntü ve elemin bir miktar azaltılabilmesi adına 30.000.-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ederiz.

Davalı ——-cevap dilekçesinde özetle;
——- kazaya karışan araç müvekkil şirkete, —- tarihleri arasında geçerli olmak üzere—— sigortalıdır. İşbu poliçeden dolayı sorumluluğumuz, sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 310.000,00-TL ile sınırlıdır. Poliçe limitini bildirmemiz davayı ve iddiaları kabul anlamında değildir. Poliçeye müstenit müşterek müteselsil sorumluluğumuz poliçe limitiyle sınırlı olup, keza masraf ve vekâlet ücreti sorumluluğumuz da bu miktara isabet eden oranlarda olacaktır. Poliçe limiti maktuen ödenecek rakam değildir. Hiçbir surette işbu başvuruyu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlanır. Huzurdaki başvurunun öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddi gerekmektedir.
Somut olayda yukarıda da ayrıntılı olarak belirtmiş olduğumuz üzere, müvekkil şirkete iletilen belgelerin eksiik olması sebebiyle tazminat hesaplaması yapılabilmesi mümkün olamamıştır. Bu suretle yapılan başvurunun, geçerli bir başvuru niteliğinde olmadığı sabittir.Hal böyle iken, müvekkil şirket aleyhine haksız olaran ikame edilen işbu davanın öncelikle usul yönünden reddini talep ederiz.——— sorumluluk sigortası olup manevi tazminat talepleri teminat dışıdır. Bu husus 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 92. Maddesinde aşağıdaki gibi belirtilmiştir.Ek olarak, dilekçemiz ekinde sunduğumuz poliçeden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat talebine istinaden poliçede teminat bulunmamaktadır. müvekkil ——— davalı sigortalı ile arasındaki sigorta poliçesi ———— olup; manevi tazminat taleplerine ilişkin bir genişletme veyahut kloz bulunmamaktadır. bundan mütevellit davacı tarafın manevi tazminat talebinin reddi gerekmektedir. 6. geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı ve tedavi giderlerine ilişkin müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından, huzurdaki başvurunun esastan reddi gerekmektedir. kaldı ki kazazade ———— doğumlu olup kaza sırasında henüz 9 yaşındadır. geçici iş göremezlik sigorta poliçesi kapsamında olsa dahi başvuranın bir geçici göremezliği bulunmamaktadır. davacının babasının ise olaydan mütevellit (kanıtlanmaya muhtaç) geçici süreyle çalışmaması müvekkil sigorta şirketi sorumluluğunda değildir. dolayısıyla taleplerin reddi gerekmektedir. 7. asla davayı kabul etmemekle birlikte; eğer başvurucunun bir sürekli iş göremezliği mevcut ise yeni genel şartlar uyarınca maluliyet tazminatı hesaplamaları türk borçlar kanunu hükümlerine göre değil, zmm genel şart ekinde yer alan ——- faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.8. müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerekmektedir. zira savcılık evraklarında sigortali aracın sürücüsü —— tali; ———— asli kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, olayın oluşumu ve savcılık evrakları incelendiğinde davacı ——- tam ve asli kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. bu suretle dosyanın ——dairesine verilmesini talep ederiz. Aynı zamanda başvuru dilekçesinde bahsi geçen faizle ilgili olarak; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Davacı vekilinin talep etmesi gereken faiz yasal faizdir. ” denmiştir.

Davalı —– cevap dilekçesinde özetle;
—— soruşturma dosyasında bulunan ——— raporunda; Bacaktaki kemik kırığının, Kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum OLMADIĞI tespit edilmiştir
.———— Sayılı dosyasında olayın tek görgü şahidi ———- tanık beyanında: “Ben aracımla seyir halinde gidiyordum. Sanığın kullandığı araç ile benim aracım arasında bir araç daha vardı. Olay benim gözümün önünde oldu, mağdur çocuk yanında başka bir çocuk hızla siteden çıktı. Koşarak karşı tarafa geçmeye başladılar. Yolun ilk bölümünü geçtiler. İkinci bölümde sağ şeride geçerken sanığın aracının çamurluğuna aynaya doğru çarptı, sanık kasisten yeni çıkmıştı. hızı fazla değildi. tahminen 20 km bile yoktu…” demiştir. Dosyaya gelen bilirkişi raporuna göre; ——– Asli Kusurlu, müvekkilim sanık —– ise Tali Kusurlu olduğu belirlenmiştir. Müvekkilimin olayda hiç bir kusuru olmamasına ve olayın tek görgü tanığı olan—— beyanlarına göre hiçbir kusuru olmadığı, tamamen ——- kontrolsüz bir şekilde yola fırlaması ve müvekkilin aracına çarpması sonucu kendi tam ve asli kusuru ile yaralanmıştır. Bu hususta, ————– rapor alınmasını talep ediyoruz. Müvekkil, zaten hastane masraflarını karşıladığından maddi tazminat taleplerini kabul etmiyoruz. Kazadan sonra müvekkil ve eşi, çocuğun hastane masraflarını karşılamışlar ve ilgilenmişlerdir. Bir hafta boyunca müvekkilin eşi, çocuğu hastanelere götürmüş ve tüm masraflarını ödemiştir. Kaza sonrası önce ———- gidilmiş, oradaki muayene, tahlil, röntgen ve ilaç masraflarını müvekkilimin eşi karşılamıştır. Daha sonra,—— özel bir muayenehaneye gidilmiş oradaki tedavi masraflarını da müvekkilimin eşi karşılamıştır. Müvekkilimin eşi çocuğu iki kere daha ——- götürmüş ve yine tedavi ve ilaç masraflarını karşılamıştır. Müvekkilim, tüm masrafları karşılamışken zarara uğradıkları iddiasıyla tekrar tekrar ortada olmayan zararın tazminini talep etmeleri haksızdır. Ameliyat ve platin takılması söz konusu ise, bu duruma çocuğun veya ailenin kendi kusur veya ihmalleri sebep olmuştur. Kaza sonrasında ——- Muayenehanesi’ne de gidilmiştir. Doktor, çocuğa “Platin Takılmasının Gerekli Olmadığını, Yaşı Küçük Olduğu İçin Bir Alçıyla Hemen Kaynayacağını Kısa Sürede İyileşeceğini Söylemiştir.” Yine aynı doktor, ———-çocuğun bacağını alçıya almıştır. Davacılar, çocuğun ameliyatlar geçirdiğini ve platin takıldığından bahsetmişlerdir. Bu beyan doğru ise, demek ki; gerek çocuk gerekse de anne-baba çocuğun alçılı bacağını korumakta gerekli özeni göstermemişlerdir ve çocuğun veya ailesinin kusur veya ihmalleri sonucunda kendileri platin takılmasına sebebiyet vermişlerdir. bu durumda, kaza ile çocuğun ameliyatları ve platin takılmasında illiyet bağı bulunmamaktadır. dolayısıyla, eğer ameliyat ve platin takılması söz konusu ise bu zararların müvekkilimin tazmin etmesini kabul etmek mümkün değildir. Kaza zamanında hastanın durumu alçıyla giderilebilecekken ne zaman platin uygulaması yapıldığı ve platin uygulamasının asıl sebebinin ne olduğuna (çocuğun kusuru veya ailenin ihmali mi?) dair ve çocuğun durumunun şu an ne olduğuna dair ——– rapor alınması gerekir. Çocukta hayat boyu kalıcı bir hasar oluşmamıştır. Müvekkilim de eşi de çocuklarını okula götürürken ———–ara sıra görmektedir ve gördükleri kadarıyla şu anda son derece sağlıklıdır. Manevi tazminat talepleri hakkında, Müvekkilim araç kullanırken kusurlu olmasa bile nihayetinde böyle bir olay yaşandığı için müvekkilim de üzülmüştür. Hatta bu kaza sonrasında da davalı ailenin sürekli para koparmaya çalışan tutumları ve ceza davasıyla uğraşması sebepleriyle gebeliğinde düşük yaşamıştır. Asıl sağına soluna bakmadan yola atlanmayacağını çocuğuna öğretemeyen davacı ailenin müvekkilimin bu manevi zararını, milyonlar da verseler tazmin edebilmeleri mümkün değildir.——— yakınlarının, manevi tazminat talep etmeleri kanunen mümkün değildir. Zenginleşmek için dava açılmıştır. Çocuk iyileştiği halde ailesi, yıllar sonra sırf zenginleşmek amacıyla bu davayı açmışlardır. Bu dava öncesinde de müvekkilimin eşinden 20.000 TL para istemeleri bunu ortaya koymaktadır. Davada istenilen miktar da zaten zenginleşmek için bu davanın açıldığını göstermektedir. Davacının delil olarak bahsettiği tüm hastane masraflarını zaten müvekkilimin eşi karşıladığı halde, sanki bu masrafları kendileri yapmış gibi talep etmeleri, kendi kusurları sebebiyle çocuğun ameliyat olmasına sebep oldukları masrafları istemeleri ve çocuk şu anda son derece sağlıklı olduğu halde yüksek miktarda tazminat istemeleri de zenginleşmek için dava açtıklarını göstermektedir. ————– göre de tazminat, zenginleşme aracı olmamalıdır. Tazminat belirlenirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, olayın meydan geliş şekli, tarafların kusur durumu, TMK md.4 gereği hak ve nesafet kuralları dikkate alınmalıdır. Bu bilgiler ışığında; müvekkilimin bir geliri yoktur, ev hanımıdır. Kaza esnasında, —— sağına soluna bakmadan hatalı şekilde yola fırlayıp müvekkilimin aracına kendisi çarpmıştır. ——- asli kusurlu olduğu, müvekkilimin tali kusurlu olduğu soruşturma aşamasında belirtilse de müvekkilimin aslında kazada kusursuz olması, ameliyatla platin takılma durumu var ise bu durumun kendi ihmal veya kusurlu davranışlarından kaynaklandığı göz önünde bulundurularak hakkaniyete göre karar verilmelidir. Baba, geçici iş göremezlik iddiasıyla tazminat isteyemez. Babanın iş göremediğini kabul etmiyoruz. ——yılından bu yana işe gidememesi abes bir durumdur. Zira bu durumu ispat etmesi gerekir. Böyle bir durum olsa bile bu zararının tazmini istemesi kanunen mümkün değildir. Ancak mağdurun kendisi bu zararın tazminini isteyebilir. ——- içinse böyle bir durum ve dilekçelerinde de böyle bir talep söz konusu değildir. Sigorta şirketinin sorumluluğu, Davacıların zarar tazmin taleplerini kabul etmemekle birlikte, eğer sayın mahkemece zararın tazmini şeklinde hüküm kurulacak olursa; sigorta şirketinin sorumluluğu gereği, diğer davalı —— maddi zararı tazmin etmesi gerekmektedir. Olay tarihinden itibaren avans faiz talepleri hukuka aykırıdır. Davacılar, taleplerinde, olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tazminat talep etmişlerdir. Davayı kabul etmemekle birlikte, dava tarihinden itibaren kanuni faiz talep edilmesi gerekirdi.” denmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Somut olayda; —– üzerinde davalı—–sevk ve idaresindeki ——plakalı aracı ile seyir halinde iken —– önüne geldiği esnada gidiş istikametine göre yolun solundan kaplamaya girerek karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya ——– aracın sol ön kısmıyla çarpışması sonucu davacının yaralanması ile neticelenen dava konusu olay meydana gelmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; denetime elverişli bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarında yapılan tespitler doğrultusunda; Davalı sürücü ——- %25 oranında kusurlu olduğu; davacı —- %75 oranında kusurlu olduğu bununla birlikte davacı ——–meydana gelen kaza sebebiyle 2 ay süre ile bakıcıya ihtiyacı olacağı tespitine varıldığı böylelikle bilirkişisi heyeti tarafından dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda düzenlenen ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporu ile 4.644 TL bakıcı ve tedavi gideri olacağının anlaşıldığı kusur oranına göre hesaplandığında ise 1.161,00 TL zararı oluştuğunun tespit edildiği anlaşılmakla davacı tarafın maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Diğer yandan davacıların davada 30.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/2. madde/fıkrasında; “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir
Manevi tazminat talebi bakımından yapılan değerlendirmede, Tüm dosya kapsamı, yukarıda yapılan tüm hukuki açıklamalar ve nitelendirmeler kapsamında, 19.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davalı sürücünün davacının yaralanmasına sebep olduğu, huzurdaki davacıların bu olay nedeni ile manevi ızdırap çektiği sabit bulunmuştur. Olaydaki kusur durumu, olay tarihi, olayın oluş şekli ve gelişimi davalının tali kusurlu oluşu, eylemin niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü, hak ve nesafet ilkeleri bir bütün olarak değerlendirilmiş davacılardaki acı ve elemin bir nebze olsun dindirilebilmesi amacı ile takdiren—– lehine 5.000 TL, —-lehine ise 1.500,00’er TL manevi tazminata karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Davalı sigortaya başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olan 16.05.2018 tarihi temerrüt tarihi olarak, diğer davalı açısından ise haksız fiilin meydana geldiği 19.12.2016 tarihi temerrüt tarihi olarak tespit edilmiştir.

Hüküm; yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)1.161,00 TL bakıcı ve tedavi gideri tazminatının davalılar ——– tarihinden itibaren, —— yönünden kaza tarihi olan ——- tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Davalı sigorta yönünden manevi tazminat(30.000,00 TL) talebinin reddine,
3-)Takdiren —–yönünden 5.000,00 TL, —–yönünden 1.500,00 TL, —- yönünden 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 19/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——— tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Maddi Tazminat Yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti;
a-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 1.161,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 683,10 TLpeşin harcın düşümü ile geri kalan 413,25 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 683,10 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
c-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 1.161,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
d- Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 8.839‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
e-Davacı tarafından yapılan toplam 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 437,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.437,75 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 399,12 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f- Kabul red oranına göre belirlenen 181,11 TL Arabulucu ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 1.378,88 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
5-)Manevi Tazminat Yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti,
a-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 8.000,00 TL lik kısım yönünden alınması gereken 546,48‬ TL harcın davalı ——– alınarak hazineye irad kaydına,
b-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 8.000,00 TL vekalet ücretinin davalı —–tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
d- Davalı —— kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 8.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Dair, davacı için hükmedilen maddi tazminat bedelinin toplamı kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olarak, HMK 341/2. maddesinde manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değerlere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabileceği hususu nazara alınarak manevi tazminat bakımından gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak davacı vekili vekilinin yüzüne karşı diğer davalı Sigorta vekilinin ve Davalı ——vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/10/2023