Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/700 E. 2023/282 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/700 Esas
KARAR NO: 2023/282
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/09/2022
KARAR TARİHİ: 21/03/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA:Davacı vekili 23/09/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; —-dosyası ile davalı (borçlu) aleyhine başlatılan icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğinicve takibin durduğunu, arabuluculuk anlaşmazlıkla sonuçlandığını, tarafların arasındaki ticari ilişkiye dayanarak müvekkilinin davalıya ürün satışında bulunduğunu ve ürünleri teslim ettiğin, satılan ürünler için e-faturaları ve e-irsaliyelerinin kesildiğini ve davalıya e-tebliğ edildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine müvekkili şirketin——–yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesi için ihtarname de keşide ettiğini ancak borcun yine ödenmediğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki Arabuluculuk Son Tutanağı, Faturalar, İrsaliyeler, Vekaletname görülmüştür.

CEVAP: Davalı vekilinin —– tarihinde cevaplarını sunduğu dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından müvekkili şirkete teslim edilen malların tam, eksiksiz, uygun kalite ve standartta bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından bu hususların dile getirilerek eksiklikler ve uygunsuzlukların giderilmesinin istendiğini, davacı şirketin müvekkili şirketin itirazlarına rağmen hatalı ürünlerin değiştirilmesi ve eksikliklerin giderilmesine yanaşmadığını bunun yerine bedelin tahsili için icra takibi başlattığını, davacının iddiasının haksız olduğunu davanın reddinin gerektiğini beirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı —– sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
—— sayılı icra dosyasının incelenmek üzere —– üzerinden celp edildiği görüldü.
Davacı —- yılına ait —– celp edildiği görüldü.
Davalı —- yılına ait —- celp edildiği görüldü.
—–yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ şerhli bir fotokopisinin —- sistemi üzerinden celp edildiği görüldü.
24/11/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 20/02/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Davacı——incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu;
2.Davalı ——– yapılan incelemede hazır bulunmadığı,—– delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerinsunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu;
3.Davacı —– incelenen kayıtlarına göre, davacı —–tarihinden itibaren davalı —– alacaklı olduğu;
4 Davacı tarafından davalıya kesilen e- faturaların —— platformu üzerinden elektronik ortamda davalıya iletildiği, söz konusu faturalara ait e-irsaliyelerde fatura içeriği malların taşıyıcılar tarafından teslim alınıp e-irsaliyelerin imzalandığı;
5- Davalı yanın davacı tarafından düzenlenmiş takip ve dava konusu tutara dayanak edilen faturalara 8 gün içinde itiraz ettiğine veya iade faturası düzenlediğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı;
6.Davalı —- davacı —– döneminde —– tutarında alım yaptığını —– beyan ettiği, davalının bu beyanının davacı beyanı ve davacının incelenen kayıtları ile uyumlu olduğu;
7.Davalı —– Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmadığı ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı için tarafların defter kayıtları arasınadaki farklar konusunda görüş bildirilemeyeceği;
8.Sayın Mahkemenizin davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde; Davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden, —- ihtarname tarihinden —-tarihine kadar —- tarihinden itibaren %10,75 oranında avans faizi talep edebileceği; Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler, içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Taraf ticari defterlerinin incelenmesi için alınan raporda davacı kayıtlarına göre davalının —— borçlu göründüğü anlaşılmıştır. Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için yapılan tebliğe rağmen davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı görülmekle 7251 sayılı kanunla değişik HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak ayrıca davalıya ait —– sunulan beyanlar ile davacı kayıtlarının uyumlu olduğu görülmekle davanın 376.975,48 TL asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —— kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
—– kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.———-kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile;——— sayılı dosyasına yapılan itirazın 376.975,48 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 376.975,48 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 376.975,48 TL lik kısım yönünden alınması gereken 25.751,19 TL harçtan peşin alınan 4.843,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.907,48 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 4.843,71 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 55.776,5 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 56,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.256,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.181,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.466,34 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 93,66 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/03/2023