Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/70 E. 2023/428 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/70 Esas
KARAR NO:2023/428
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 31/01/2022
KARAR TARİHİ: 04/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili, 31.01.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalılarla birlikte dava dışı ——- tarihinden itibaren hissedarı olduğunu, TTK m. 329/2’ye göre, pay sahiplerinin sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı sorumlu olduklarını, yine müvekkilinin şirketin —- sayılı kanuna göre yapılandırdığını ve ödediğini; davalıların da %25’er oranda hissedar olduğunu;—- ödenen borçlar bakımından davalıların hisselerine düşen miktarı ödemediğini, kendilerinin —— ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, yapılandırılan prim borçlarının 18 eşit taksitte ödendiğini ileri sürerek, müteselsil sorumluluk gereği 22.790 TL’nin davalılardan hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.

CEVAP:Davalı ——- tarihli cevap dilekçesinde özetle, pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının her bir davalıdan talep ettiği miktarı açıkça belirtmesi gerektiğini, borcun kaynağına ve dönemine ilişkin kayıtların sunulmadığını, müvekkilinin şirketten —– arası ortak sıfatı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun tespiti için ortak olduğu döneme ilişkin bir borcun ödenmiş olması gerektiğini, öncelikli alacağın tüzel kişilikten tahsili yoluna gidilmesi, akabinde ortaklara müracaat edilmesi gerektiğini, davacının öncelikle — tarihinde tasfiye sürecine giren şirkete tasfiye memuru olarak atanan—– usulüne uygun ödeme emri tebliğ edilerek, şirkete yönelik takip yapması gerektiğini; davacının şirkete ait borcun ödemesinde yasal zorunluluk olmaması sebebiyle rücu hakkını kullanamayacağını ileri sürerek, müvekkili yönünden davanın reddini talep etmektedir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava davacının ortağı ve yöneticisi olduğu şirkete ait ödediği —borcundan dolayı diğer ortak ve yöneticilere payları oranında açmış olduğu alacak talebine ilişkindir.Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlık tarafların ortak ve yönetici olduğu ———- vergi borcunu ödeyen davacının, bunu davalılardan rücuen tahsilini talep edip etmeyeceği yönündedir.
Davalı —– itirazında bulunmuş ise de—— borcu son ödemenin 24.06.2020 tarihinde yapılıp davanın 31.01.2022 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmakla dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından bu talep yerinde görülmeyerek işin esasıyla ilgili yapılan yargılama sonucunda kural olarak ortaklık borçlarından sadece şirket ortaklığının mal varlığı ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğu ve ortakların sorumluluklarının sadece ortaklığa karşı ve esas sermaye payı ile sınırlı tutulduğu ve şahıs ortaklığının değil, sermeye ortaklığının esas alındığı niteliği itibariyle; şirket borcundan dolayı ortağın sorumlu tutulamayacağıdır. Ancak eldeki borç kamuya ait —— borcudur.——- şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından, TTK.’nın 317. maddesi uyarınca şirketin yönetim kurulu üyelerinin tamamı kanuni temsilci sıfatıyla ve müteselsilen sorumlu olmaktadır. Tarafların dava dışı şirketin ortağı ve yöneticisi oldukları ve hisse devri sonucu ortaklıklarının ve yönetim yetkilerinin sona erdiği, davacının ortaklığın devam ettiği döneme ilişkin olarak şirketin kamu borcunu ödediği hususları sabittir. Tarafların ortağı oldukları dava dışı şirketin dosyaya celb olunun ve dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarına göre 01.07.2010 tarihinde tasfiye sürecine girdiği anlaşılmaktadır.—- vergi borcu gibi amme borcuna ilişkin ödeme imkanı olmayan bir şirketin anılan borcundan dolayı ortaklardan birisinin şirket hakkında takip yapılmasını beklemeksizin bu borcu ödemesi şirket ortağı olarak hem kendisi, hem şirket, hem de diğer ortaklar yararınadır. Şirket hakkında takip yapılması ve bu takibin semeresiz kalması sonucu ortağın bu borcu ödemesi faiz ve diğer masraflar bakımından ortakların yükümlülüklerini artırmaktadır. Ayrıca, dönem dönem idare tarafından vergi ve —— borçlarına ilişkin yapılandırmalar için süre verilmekte ve bu süre içinde de faiz ve vade yönünden mükelleflere avantajlar sağlanmaktadır. Bu durumda, şirketin ödeme imkânının olmadığını bilen bir ortağın şirket adına amme borcunu ödemesi, salt idare tarafından şirket hakkında her hangi bir takip başlatılmadı diye borcu ödeyen ortağın diğer ortak ve yöneticilere rucü imkanını ortadan kaldırmaz. Kaldı ki dosyaya celp edilen —- evraklarında dava dışı şirket hakkında yapılandırma yapıldığı ancak yapılandırmanın bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple mahkememizce davacı tarafından ödendiği sabit olan —– borcundan dolayı davalıların hissesine düşen oranda sorumlu olduklarından davanın kabulüne dair aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 22.790,00 TL alacağın davalılardan hisseleri oranında 11.394,95’er TL olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.556,78 TL harçtan, peşin yatırılan 389,20 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.167,58 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 389,20 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı 1000,00 TL bilirkişi ücreti ve 305,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.775,5‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- 1.360,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin ve davalı —-vekilinin yüzüne karşı, davalı ——— yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/05/2023