Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/695 E. 2023/616 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/695 Esas
KARAR NO: 2023/616
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 22/09/2022
KARAR TARİHİ: 06/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle;Toplam 335.676,63 TL tutarının ödeme tarihi olan 25.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsili ve davalıya ait menkul ve gayrimenkuller üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikin önlenmesi amacıyla tebligat icra edilmeksizin ve teminatsız olarak HMK m.389 ve m. 392 uyarınca ihtiyati tedbir konulması talebimizin sunulmasıdır—— Müvekkilleri , sigortacılık işi ile iştigal eden —– önde gelen sigorta şirketlerindendir. Müvekkilimiz, dava dışı —-emtianın taşıması sırasında doğabilecek rizikoları —– ile teminat altına almıştır —– yer alan dava dışı —–aldığı kozmetik cinsi emtianın —- işi için davalı ——- firması ile anlaşmıştır—- tarihinde; —– sorumluluğunda dava dışı alt nakliyeci—– plakalı araca yüklenerek, ——— emtianın alıcı firmaya teslimatı sonrasında yapılan kontrollerde 85 koli emtianın çalınmış olduğu tespit edilmiştir. Yapılan tespit sonucunda çalınan emtiaya ilişkin tutanak tutulmuştur. Net zarar miktarı olan 428.060,60 TL müvekkilimiz ya sigortalısına tazmin edilmiş; böylelikle Müvekkilimiz 6102 sayılı TTK md. 1472 uyarınca sigortalısının “kanuni halefi” olmuştur. Aynı zamanda dosyaya sunulan temlikname ile müvekkilimiz “akdi halef” sıfatını kazanmıştır… Bunun üzerine müvekkil şirket tarafından aktif taşıyıcı davalı ile alt nakliyeci —- rücu ihbarında bulunulmuş, alt nakliyeci——– tutarında ödeme yapılmış ve bakiye 335.676,63 TL tutarındaki hasar ödemesi için davalıya rücu edilmesi zorunluluğu hasıl olmuştur. Davalı meydana gelen zarardan eşyaların karayolundan uluslararası nakliyatı için mukavele sözleşmesi (CMR) hükümleri uyarınca sorumludur. Dava konusu taşıma işinin çıkış ve varış yerleri ve emtianın İtalya’dan Türkiye’ye taşındığı göz önüne alındığında, ilgili uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanması gerekir… Yukarıda alıntılanan mevzuat hükümlerinin tümüyle sübut bulduğu üzere davalı taşıyıcı, huzurdaki dava konusu hasarın tümünden, sınırlı olmamak üzere sorumludur. Zira huzurdaki dava konusu emtianın taşımasını üstlendiği sabit olan davalı, aynı zamanda taşıma evrakında açıkça belirtilen emtianın değerinden de haberdar olup yukarıda alıntılanan CMR md. 24 uyarınca emtianın değeri, özel çekme hakkı yerine geçmiştir bilindiği üzere sevk mektubuna sınırı geçen bir değerin beyan edilmesi halinde taşıyıcı, sorumluluğu kaldıran sınırlayan hükümlerinden yararlanamayacaktır. davalı taşıyıcı; değeri oldukça yüksek emtianın taşınması sırasında çalınmaya da karşı tüm önlemleri almalı iken emtia, davalı şirket sorumluluğunda taşınması sırasında 17.09.2021 saat 21:00 ile 18.09.2021 saat 10:00 arasında ——– alanında gözetimsiz halde bırakılmış ve emtianın taşındığı araç yalnızca bir adet asma kilitle kilitlenmiştir. Özel fayda beyanı mevcut olan emtianın, tüm işi taşımacılık olan davalı tarafından tüm güvenlik önlemleri alınmadan taşınarak davalı basiretli bir taşımacı gibi davranmamış ve kötü hareketiyle huzurdaki dava konusu hasara sebep olmuştur. Bu nedenle davalı zaten kötü hareketiyle hasarın tümünden sorumlu olacağı gibi ayrıca CMR md.24 gereği de iş bu dosyada özel çekme hakkı hesaplaması yapılmayacak, taşıma evrakında belirlenen değer üzerinden taşıyıcı sorumlu olacaktır. Anılan nedenle davalının iş bu davada tüm hasardan sorumlu olduğu açıktır. Yukarıda belirtilen ve Sayın Mahkemece re’sen nazara alınacak diğer nedenlerle; toplam maddi tazminat alacağının ödeme tarihi olan 25.11.2021’den itibaren avans faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan ve davalıya ait araç ve gayrimenkul kayıtları üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikin önlenmesi amacıyla tebligat icra edilmeksizin ve teminatsız olarak HMK m.389 ve m. 392 uyarınca ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememiz nezdinde açılan dava, usul ve dayanaktan yoksun olup davanın reddi gerekmektedir. Gerçekten davacı yanın dava dilekçesi incelendiğinde: soyut değerlendirme ve beyanlar ile müvekkile sorumluluk izafe edilmeye çalışıldığı, söz konusu olaya ilişkin ——– sınırlı tazmin yükümlülüğünün taşıyıcı sigortacısı tarafından yerine getirilmesine rağmen, müvekkil şirkete sorumluluk izafe edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Öte yandan davacı yan, ara buluculuk sürecine fiili taşımayı yapan şirkete dahil etmesine rağmen, huzurdaki davaya dahil etmemiştir. Meydana gelen eylemin doğrudan tarafı olan ———-davanın ihbarını talep ettikleri, dava konusu uluslararası taşıma olduğundan ötürü CMR konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR konvansiyonu, mevzuat gereğince iç hukuk hükmündedir. Davacının talep ve iddialarının kabulü mana ve hükmünde olmamak üzere belirtmek gerekli olmuştur ki: CMR – Madde 32 1. Bu anlaşma gereğince yapılan taşımalarda doğacak davaların bir yıl içerisinde açılması gerekir. Dosya kapsamında dile getirilen taşımaya yönelik bulunan Türk Ticaret Kanunu’nun zaman aşımı hükümlerine de CMR Konvansiyonu ile paralel bir şekilde dikkat etmek gerekmektedir… Böylelikle yapılan bir taşıma ile ilgili yaşanabilecek hasar ve zayi olma durumlarından kaynaklanacak davalar bir yıl içerisinde açılması gereklidir. Bu susta davanın zaman aşımı hükümlerine göre reddine karar verilmesini talep ederiz. … Dava konusu edilen taşımada müvekkil taşıyan sıfatıyla bulunmamıştır. Dava dosyasında davacı yan tarafından sunulan CMR’ye göre taşımacı olarak:—–gösterilmiş, sigorta poliçesinde gösterilen ve fili taşımada kullanılan araç da —— aittir. Bu kapsamda müvekkil şirketini taşıyan olarak addedilmeyecek olup, pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Meydana geldiği iddia alınan hasarda müvekkilin herhangi bir kusuru yoktur. Müvekkili şirket meydana gelen olayları üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz ve gereği gibi yerine getirmiştir. Dava dışı —– gelen talep üzerine ve ilgili şirketin bilgisi dahilinde taşıma işi ——– verilmiştir. Müvekkili ilgili taşımada taşıma işleri komisyoncusu olarak yer almış olup, sorumluluğu taşıma işinin üstlenilmesi için taşımacının bulunmasıdır. Bu kapsamda dava dışı —-rızası ve bilgisi dahilinde cemre üzerine müvekkili şirketin adı değil,—— yazmaktadır. Bu kapsamda müvekkilin sorumluluğu bulunmamakta olup, bu nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
Poliçeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
16.02.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir sigorta uzmanı ile bir taşıma hukuku alanında uzmanı ile kozmetik alanında uzman bilirkişilere tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 01.06.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Taşıma Uzmanı—–, Kozmetik Alanında Uzman — Sigortacı —— oluşan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Meydana gelen zarardan davalının CMR m.17/1, m.29 ve m.32 hükümleri ile m.3 gereği sorumlu olduğunun değerlendirildiği, davalının dava dışı alt taşıyıcı ve şoföre karşı rücu ve sorumluluk yöneltmesinin işbu dava konusu olmadığı, Emtia Yönünden; Kozmetik emtiası hırsızlık kaynaklı zayii gözetildiğinde, davalı ve alt taşıyıcı ile şoförün bu yükün kıymeti konusunda bilgi sahibi olduğu, davacının tazmin edemediği bakiye 335.676,63 TL zarar ve tazminat talebinin dosya kapsamına uygun olduğu, Sigortacılık Yönünden; Davaya konu olayda davacı —– vade tarihleri arasında ——- şirket olduğu, Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre 17/09/2021 tarihinde meydana gelen hasarın ilgili poliçe vadesi içerisinde gerçekleşmiş olduğu, İlgili sigorta poliçesinde —–şeklinde yer aldığı ve—–görüldüğü, Davacı —-tarafından, meydana gelen hasar sebebiyle dava dışı—— tutarında tazminat ödemesi gerçekleştirilmiş olduğu ve ödemeye ait dekontun dosya kapsamında yer aldığı, Dava konu hasar dolayısıyla alt taşıyıcı sıfatı ile dava dışı——- tarafından davacı tarafa 92.383,97 TL tutarında ödeme yapılmış olduğu, Detayları yukarıda yer aldığı üzere, işbu bilirkişi heyet raporunun —- kısmında yer alan tespitler çerçevesinde, davacı——ödemiş olduğu tazminat tutarını (bakiye tutar)——-istinaden davalı tarafa rücu edebileceği şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, CMR hükümlerine tabi kara taşımasında taşınan emtianın hasar görmesi sonucu sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar bedelini halefiyet ilkesi uyarınca taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
—- tarafından dava dışı alıcıdan—- alınan, davacı tarafından nakliyat emtia taşıma sigorta poliçesi ile sigortalanan kozmetik ürünleri emtianın, davalı taşıyıcının sorumluluğunda alt taşıyıcı feri müdahil —— Firması tarafından —–sevk edileceği, davalı taşıyıcının sorumluluğunda taşınması esnasında — taşıyan aracın varış esnasında teslimat sonrasında taşınan emtianın çalınmış olduğunun tespit edildiği ve 29/09/2021 tarihinde tutanak tutulduğu, keza 25/09/2021 tarihinde tır arama tutanağının bulunuduğu, sigorta kapsamında rizikonun 29/09/2021 tarihinde gerçeklemesi sonucu sigortalı tarafından davacıya bildirimde bulunduğu, taşınan ve zarar gören emtianın bedelinin tespiti ile davacı tarafından 25/11/2021 tarihinde sigortalıya 428.060,60 TL ödendiği, ——– numaralı poliçeye istinaden ödenen hasar bedeli belirtilerek sigortalı tarafından verilen ibraname bulunduğu, davaya konu poliçe bilgileriyle ibranamedeki poliçeni uyumlu olduğu, bu haliyle davacı sigorta şirketinin ödediği bedeli davalı taşıyıcıya TTK m. 1472′ den doğan halefiyet temlikname alındığı, hakkına dayanarak rücu etmesinden doğan alt taşıyıcı tarafından 92.383,97 TL yapılan ödemenin mahsubu iye bakiye 335.676,63 TL alacağının tahsili amacıyla davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Taşımanın güzergahı itibariyle dava konusu taşıma, CMR 1. maddesi uyarınca CMR Konvansiyonu hükümlerine tabiidir. Davacı nakliye emtia sigortası tarafı sigorta şirketi olarak, TTK m. 1472 hükmü gereği, uluslararası taşıma esnasında meydana gelen risk kaspamında sigortalısına ödediği bedeli, sigortalısının haklarına halef olarak davalı akdi taşıyana rücu etme hakkı mevcuttur.
Rizikonun gerçekleşmesi üzerine sigortalısına ödemede bulunan davacı sigortacının sigortalısının kendisine zarar verene karşı sahip olduğu tazminat isteme ve dolayısıyla dava hakkında tazmin ettiği bedele kadar yasa gereği sahip olduğu gözetildiğinde, somut olayda davacı sigorta şirketinin yasal halefiyet koşulları gerçekleştiğinden davada aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir.
Davalı yanca cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduğu, fiili taşıyıcı ——– olarak poliçede gösterildiğinden husumet itirazı, meydana gelen olayda tırların park etmesi için ayrılmış alanda ve özgülenmiş yerde park edildiği, hırsızlığın yapıldığı yerin uygunsuz yer olmadığı, kusurunun bulunmadığı savunmasında bulunmuştur.
Somut olayda; taşıma sırasında bir kısım emtianın hırsızlanmak suretiyle zarara uğraması bilerek kötü hareket olarak kabulü mümkün olmadığından CMR 32.madde uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Yine teslimde kısmi hasar iddiası olduğundan zaman aşımı teslim tarihinden itibaren başlayacaktır. 29/09/2021 tarihinde başlayan 1 yıllık zamanaşımı süresi 29/09/2022 tarihinde dolacak olup, dava ise 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde 22/09/2022 tarihinde açılmıştır. 1 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımına yönelik itirazı yerinde değildir.
Davalı yanın fiili taşıyıcı ———olarak poliçede gösterildiğinden husumet itirazının değerlendirilmesinde taşıma işine ilişkin dava dilekçesinin ekinde sunulan e-faturanın bulunduğu, feri müdahil talebinde asıl ve fiili taşıyıcı ilişkisinin bulunduğunun belirtilmesi ve nitekim cevap dilekçesinin 2.sayfasında taşıma işinin —– verildiğinin beyan edilmesi karşısında —-olarak poliçede gösterilmesi nedeniyle husumet itirazının yerinde görülmemiştir.
—- sayılı ilamında “CMR’nin 17/1. Maddesine göre, taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.
CMR’nin 17/2. Maddesinde ise, eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacının sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Taşıyıcının anılan madde uyarınca sorumluluktan kurtulabilmesi için hasarın önlenmesine imkan bulunmayan bir halden meydana geldiğini kanıtlaması gerekir. Zira, taşıyıcının sorumluluğu ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğudur. Her ne kadar taşıyıcının kusurunun bulunmadığı durumlarda hırsızlık eyleminin varlığı taşıyıcıyı sorumluluktan kurtarır ise de, taşıyıcının hırsızlık olayının gerçekleşmesinde herhangi bir kusurunun bulunmaması gerekir.
Uluslararası taşımalarda hırsızlık olayı her an beklenebilir bir vakıadır. Özellikle tekstil ürünlerine ilişkin taşımalarda yüklerin hafif ve taşınabilir olması nedeniyle, hırsızlık ve gasp riski yoğun olarak bulunmaktadır. Bu durumda taşımacının söz konusu riskleri bertaraf etmek için gerekli önlemleri alması gerekir. Bu kapsamda TTK.nun 20.maddesi uyarınca basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmediği taktirde taşıyıcı, kusurlu sayılacaktır. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kusurlu olmadığını da kanıtlaması gerekecektir. Her somut olayın özelliğine göre değişmekle birlikte taşıyıcının, taşımayı yapan aracın etrafı çevrili, güvenlik kamerası ile izlenen ve giriş ve çıkışların kontrol edildiği bir alana park edildiğini, böyle bir imkan yok ise olası hırsızlık ve gasp olaylarının önlenmesi için tedbir alındığını ispatlaması gerekir.Somut olayda, hırsızlık olayı —- parkında meydana gelmiş olmakla birlikte, —- parkının hırsızlığı önleyecek gerekli güvenlik önlemlerine sahip olduğu hususu ispatlanabilmiş değildir. Aracın —- parkına park edilmesi üzerine, taşıyıcı tarafından başkaca güvenlik tedbirleri alındığı da iddia ve ispat edilmemiştir. Davalı taşıyıcı aracın —parkına park edildiğini ve olayı engellemek için yapılabilecek bir şey olmadığı ileri sürülmüş ise de, açıklanan nedenlerle aracın —-parkına bırakılması tek başına davalının sorumluluğunu kaldırır nitelikte değildir. Bu nedenle davalı taşıyıcı eksik teslim nedeniyle oluşan zarardan sorumludur. Dolayısıyla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” şeklinde açıklanmıştır.Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemesi ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayda; davalının asıl taşıyan olduğu, davaya konu ödemeye ilişkin hırsızlık olayı —parkında meydana gelmiş olmakla birlikte, — parkının hırsızlığı önleyecek gerekli güvenlik önlemlerine sahip olduğu hususu ispatlanmadığı, aracın —- parkına park edilmesi üzerine, taşıyıcı tarafından başkaca güvenlik tedbirleri alındığı da iddia ve ispat edilmediği, davalı taşıyıcı aracın — parkına park edildiğini ve olayı engellemek için yapılabilecek bir şey olmadığı ileri sürülmüş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle aracın —– parkına bırakılması tek başına davalının sorumluluğunu kaldırır nitelikte olmadığı, bu nedenle davalı taşıyıcı eksik teslim nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, netice itibariyle davacının geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödediği, zararın taşıma sırasında meydana geldiği, davacının ödediği bedeli taşıyıcı olan davalıdan rücu edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan davanın KABULÜ, ile 335.676,63 TL ‘nin ödeme tarihi olan 25.11.2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 22.930,07 TL harçtan, peşin yatırılan 5.732,52 TL harcın düşümü ile geri kalan 17.197,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 5.732,52 TL harç, 80,70 TL başvuru harcı, 6.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 200,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 12.843,92‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 49.994,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023