Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/693 E. 2023/727 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/693
KARAR NO : 2023/727

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 20.09.2019 tarihinde sürücünün —-olduğu —- plakalı araç ile —– plakalı davalı sigorta şirketinin sigortalısı arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın çift taraflı olduğunu, kazada —– Plakalı aracın kusurlu olduğunu, müvekkili ise iş bu kazada kusurunun bulunmamakta olduğunu, arz ve izah olunan nedenlere istinaden; HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını belirsiz alacak olarak açmış olduğunu belirlenebilir nitelikte olması gereği reddi gerekmekte olduğunu, dava konusu talep kaza tarihi sebebiyle zamanaşımına uğramış olup davanın reddinin gerekmekte olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu talebe ilişkin kusuru olmadığından haksız davanın reddi gerekmektedir.davacının değer kaybına yönelik taleplerinin yargılaması sonucu müvekkil şirket ilgili icra dosyalarına ödeme yaparak sorumluluğununu yerine getirmiş olduğunu, değer kaybı ve hasar talepleri kaza tarihindeki verilere göre hesaplanmakta olduğunu,davacının kaza tarihinden kısa süre içerisinde gekli bildirimleri yapmamıştır.tüm bunlar müvekkil şirkete kusur yükletilecek hususlardan olmadığını, ülkedeki ekonomik değişiklikler munzam zarar sebebi olmadığından davanın reddinin gerekmekte olduğunu, tbk ilgili hükümlerince munzam zarar oluşmadığı açıktır. bu nedenle davanın reddini talep ettiği,
müvekkili şirketin poliçe limitinin üstündeki değerlerden sorumlu olmadığını, haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddine, aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir. Kaldı ki ekonomik olumsuzluklar karine olarak kabul edilip davacıyı somut zarar ispat yükümlülüğünden de kurtarmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/03/2022 tarih —- Esas—– karar sayılı ilamı da bu yöndedir.)
TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır.(—-BAM —-.HD —–)
Bu açıklamalar ışığında, davacı tarafın munzam zararını ispat edecek her hangi bir delil ibraz etmediği bu itibarla Türk Borçlar Kanununun 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan zararın, somut ve davacının durumuna özgü, somut vakıalarla ispatlanması gerektiği ancak davacı tarafça somut vakıalara dayanılarak bir zararın gerçekleştiği ileri sürülüp kanıtlanmadığı, bu nedenle davacı tarafından kendi duruma özgü şekilde somut olarak ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irad KAYDINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.