Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/677 E. 2023/169 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/677 Esas
KARAR NO: 2023/169
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2022
KARAR TARİHİ: 23/02/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 17/09/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket adına kayıtlı olan —- plakalı araç ile şirket çalışanı—-tarihinde elektrik direğine çarparak kaza yapmış ve araçta hasar meydana geldiğini, söz konusu araç, olay tarihinde —— tarafından teminat altına alındığını, ekspertiz raporunun içeriğinden anlaşılacağı üzere olay nedeniyle Müvekkilinin aracında hasar oluştuğunu, müvekkilinin talebinin davalı tarafından reddedilmesi üzerine usul gereğince —-başvurulmuş, ancak —– tarihli başvurunun, komisyona genellikle düşük tutarlar için başvuru yapıldığı belirtilererk uyuşmazlık tutarının —- başvurulabilmek için gerekenden fazla olduğu değerlendirilmiş ve—– tanınan dört aylık yargılama sürecinde, somut olay bakımından hakemlerin adli yargıda tanınan delil yöntemlerini etkili bir şekilde kullanmasının ve sağlıklı bir karar verebilmesinin fiilen mümkün olmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 435. Maddesinin (c) bendine dayanarak reddedilmesi sonucu adli yargıya başvurulduğunu, müvekkiline ait —–aracın eski hasar kaydı bulunmadığını, araç, —– tarihinde gerçekleşen kaza sebebiyle ilk defa hasar gördüğünü, müvekkili —- hasar tazminatı talebiyle başvurmuş, ——- tarihli cevap mektubunda, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin “Yukarıda belirtilen dosyamız incelenmiş olup; yapılan araştırma sonucu tarafınıza herhangi bir hasar tazminatı ödenemeyeceği hususunda bilgilerinizi rica ederiz.” ifadesine yer vererek Müvekkilin talebini reddedildiğini, araç üzerindeki hasarlı parçalar tespit edilmiş ve aracın hasar değerinin —– olduğu belirlenmiş olup bu değer dahi Müvekkilin aracının gerçekte uğradığı zarar miktarının çok altında olduğunu, izah edilen kaza neticesinde —-aydınlatma direğinde de zarar meydana geldiğini, elektrik direğindeki — zarar Müvekkili tarafından ödenmiş olup bu masrafın da —–tarafından karşılanması gerektiğini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; zamanaşımı itirazımız dikkate alınarak davanın usulden reddini gerektiğini, davacı tarafından, müvekkili şirkette —- bulunan—- plaka sayılı aracın —- tarihinde maddi hasarlı olarak gerçekleşen kaza sebebiyle meydana gelen hasarın bedeli talep edildiğini, —– plaka sayılı araç, müvekkili şirket nezdinde—– —— olduğunu, konu hasarın şirkete bildirilmesinin ardından hasar dosyası açılmış ve dosya araştırmaya sevk edildiğini, davaya konu kazada, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere sürücüsü olay yerini terk ettiğini, olay yeri terk’in istisnaları genel şartlarda tahdidi olarak sayıldığını, davaya konu kazadaki durumu bu istisnai hallere girmediğini, —-genel şartları’nın A.5. maddesi ve TTK’nın 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
2.3.1. öncelikle TTK 1409 ve 1459 madde hükümleri, sebepsiz zenginleşme yasağının sigortacılıktaki tezahürleridir ve müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu “gerçek zarar” ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin sorumlu tutulması ve dosyanın bilirkişiye tevdi halinde yapılacak hasar bedeli hesaplamasında davacı ile akdedilen poliçede var olan muafiyetlerin dikkate alınması gerektiğini, ilgili poliçe incelendiğinde; somut uyuşmalığa konu kaza, haksız fiilden kaynaklanmış olup, ticari iş olarak nitelendirilemez olduğunu, ayrıca aracın ruhsatı incelendiğinde kullanım amacının ticari değil, hususi olduğu göründüğünü, bu nedenle uygulanması gereken faiz yasal faiz olduğunu beyanla haksız davanın reddini gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat (hasar bedeli) talebine ilişkindir.
Mahkememizin—– tarihli celsesinde bilirkişi ara kararı kurulmuş, bilirkişi delil avansının ikmali için 2 hafta kesin süre verilmiş ve kesin süre içerisinde delil avansının ikmal edilmemesi halinde delilden vazgeçilmiş sayılacağı ihtar edilmiştir.Davacı vekili tarafından her ne kadar aksaklık olması nedeniyle tekrardan kesin süre talep edilmiş ise de 6100 sayılı HMK’nın 94.maddesi uyarınca tekrardan kesin süre verilmemiştir.Delil avansının süresinde ikmal edilmemesi halinde 6100 sayılı HMK’nın 324/2.maddesi uyarınca talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağının belirtildiği ve araç ve direkte hasar olup olmadığının var ise bedelinin teknik mesele olması nedeniyle bu hususta bilirkişi raporu alınması gerektiği ancak bilirkişi deliline ilişkin delil avansının yatırılmaması nedeniyle bu delilden vazgeçilmiş sayılacağından maddi tazminat talebinin ispat edilemediği kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 1.171,09 TL harçtan, alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 991,19‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 10.971,95 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2023