Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/676 E. 2022/808 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/676
KARAR NO: 2022/808
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 16/09/2022
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—— bu yana davalı —- ortağı olduğu, müvekkilinin üzerine düşen edimlerin tamamını ifa ettiği, davalı —-hiçbir zaman edimlerini ifa etmediği, bu süreçte ortaklarına vermiş olduğu vaadleri yerine getirmediği, davalı——müvekkilinin parasal yükümlüklüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle,—- tarihli —— toplantısında alınan karar gereği müvekkilinin ortaklıktan ihraç edildiği, ihraç kararının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, —- hiçbir zaman vaadlerini yerine getirmediği, müvekkilinin —–amacıyla davalı kooperatife üye olduğu, ancak ilerleyen dönemde kooperatifçe alınan karar ile devre mülke çevrildiği ve bu süreçte de hiçbir aidat ve ek ödeme ücreti alınmayacağının bildirildiği, ilerleyen süreçte davalı —– müvekkilinin aidat ve inşaat bedeli adı altında parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtir ihtarnameyi —— tarihinde müvekkiline keşide ettiği, İhtarname içeriğinde hiçbir açıklama, borcun detayı ve dönemi belirtilmediği, zikredilen ihtarnameye cevap olarak da müvekkilinin——- böyle bir borcu olmadığını, borcu ve işlemiş faizi kabul etmediğini bildirdiği, akabinde davalı —— tarafından müvekkiline ısrarla aynı konuyu içerir ihtarnameler keşide edildiği, müvekkilinin tebliğ almış olduğu tüm ihtarlara itiraz ettiği ve böyle bir borcu olmadığını beyan ettiğini ancak davalı tarafından işbu durumun kabul edilmediği, davalı ——- tarafından —- sayılı ihtarname ve ——– yevmiye sayılı ihtarnameler ile de müvekkilinin aidat ve ilave inşaat bedeli ile buna ilişkin işlemiş faizinin olduğunu ve bunu ödememesi halinde de ortaklıktan ihraç edileceğinin bildirildiği; usule uygun olmayan ihtarnamelerin dayanak gösterilerek gerçekleştirilen ihraç kararının hukuki açıdan geçerli olmadığı ve iptali gerektiği, davalı kooperatifin kötü niyetli olduğu, ——aşan süredir hiçbir faaliyette bulunmadığı, birçok üyenin vefat ettiği ve mevcut yönetimin yetkilerini kötüye kullanarak ortakları yıldırmak suretiyle ortaklıktan çıkartmakta veya çıkmaya zorladığı, yaşları ilerlemiş ortakların hayat boyu çalışarak oluşturduğu birikimleri —— yöneticilerin baskıcı ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle heba olduğu, müvekkilinin haklarının korunması ve akabinde de mevcut —— yöneticilerine karşı sorumluluk davası ve suç duyurusunda bulunma hakkının kullanılabilmesi için işbu davanın açılmasının zorunlu hale geldiği, davanın kabulü ile davalı ——- tarafından müvekkili aleyhine alınan ortaklıktan çıkarılma kararının iptali ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça, ileri sürülen iddia, itham ve taleplerin maddi gerçeklere aykırı olduğu, davacı tarafın müvekkili tarafından haklı nedenlerle, yasal prosedüre uygun olarak ortaklıktan çıkarıldığı için açılan davanın reddini, müvekkili —– öncülüğünde,—– kurmuş olduğu bir ——— olduğu, bu——- yıllarda edinildiği, vasıfları gereği zeytinli tarla olan ve doğal sit vasfında olan taşınmazlara —— kadar inşaat yapma izni olmadığı için bir proje geliştirme imkanı olmadığı, —– imar izni alınana kadar bu taşınmazlarda tabiri caizse çivi çakma imkanının bulunmadığı, ——- davacı ortak olduğundan bu yana süreçteki gelişmeleri bilmemesinin mümkün olmadığı, taşınmazların kayıtları ile sabit olduğu, ——- alınabilen ———–vasfına dönüştürülerek bu parsellerde de —– yasal olarak mümkün olmadığı, sadece —–türünün —–geliştirme —-dönüştürüldüğü, taşınmazların ————– geliştirildiği, bu şekilde sağlanan imkanlar kapsamında —–alınan izinler ve——inşaat ruhsatları ile —– yüklenici bir inşaat şirketi ile——- başlanıldığı,——-yılından bu yana ortak olduğu halde ve bu gelişmelerin tamamını mesleği gereği bilen davacının ——olarak ortaya koyduğu iddiaların tamamen haksız, kötü niyetli ve gerçek dışı olduğu, davacı vekilinin davacının — yana —– olduğunu ve üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini iddia ettiği ve bunun tamamen gerçek dışı olduğu, davacı tarafın sundukları ve yargılama sırasında sunacakları delillerle öncelikle kendisi ile aynı statüde olan ve kooperatifin devre mülk ortakların ödemekle yükümlü olduğu aidat ve inşaat yatırım ödemelerini ödememekte direndiği, —— hükmü gereğince mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortakların, yapılan ihtarlara rağmen —- sürelerde borcunu yerine getirmediği takdirde üyelikten çıkarılacağının öngörüldüğü, davacı tarafa usulüne uygun olarak —– numaralı ihtarnamesi ile hangi aya ve yıla ait ödenmesi gerekli olan aidat ve inşaat bedelinin ——içerisinde ödenmesi gerektiği, ödenmediği takdirde KK 27. Maddesine göre ortaklıktan çıkarılacağının ihtar edildiği, —-süre dolmasına rağmen kooperatife herhangi bir şekilde ödememe yapılmadığı, bunun üzerine davacı yana —– numaralı ihtarnamesi ile borcun —— içinde ödenmesi, ödenmediği takdirde ortaklıktan çıkarılacağının ihtar edildiği, bu sürenin dolmasına rağmen de herhangi bir ödeme yapılmadığı, yönetim kurulunun — kararıyla ortaklıktan ihraç edilmesine dair karar alındığı, bunun üzerine ——– ihtarnamesi ile de davacı tarafın ortaklıktan çıkarıldığı, davacının ortaklıktan çıkarılmasını gerektiren yasal prosedürlerin usulüne uygun olarak gerçekleştiği, davacı tarafın hukuksal dayanaktan yoksun ve kendi sunduğu belgelerdeki yazılı maddi gerçekleri yok sayarak tamamen haksız ve kötü niyetle açmış olduğu iptal davasının yapılan ortaklıktan çıkarma-ihraç işleminin tamamen yasaya ve usule uygun olduğundan açılan iptal davasının reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davaya konu uyuşmazlnm, davacının dava dilekçesinde dile getirdiği nedenlerden ötürü davalı kooperatifin almış olduğu ihraç kararının iptaline karar verilmesinin hukuken mümkün olup olmadığı, davacıya gönderilen ihtarnamelerle ilgili ileri sürülen şekli koşulların yerinde olup olmadığı, usul ve yasaya uygun ihtar gönderildiği ve kanunda ön görülen sürenin verildiğinin tespiti halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borcu içerip içermediği, —- davalı——- gereği ortaklıktan çıkarma kararının iptali koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Aşağıda konuya ilişkin bir kısım emsal yüksek mahkeme kararları alıntılanacak, dosyadaki mevcut durum anlatılacak ve mahkeme kanaati belirtilerek sonuca gidilecektir.
Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin ortaklıktan çıkarma başlıklı 14. Maddesi incelenmiş 2. Fıkrasında ” parasal yükümlüklerini otuz gün geciktirmeleri üzerine yönetim kurulunca noter aracılığı ile yapılacak ihtarı takip eden on gün içinde bu yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yine aynı kurulca ikinci ihtar yapılır. İkinci ihtarı takip eden otuz gün içerisinde de yükümlüklerini yerine getirmeyenler” hakkında çıkarma kararı verilir hükmüne haiz olduğu görülmüştür.
1163 sayılı kooperatifler kanununun 27. Maddesi gereği 1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 27. maddesi gereğince mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklara —–sürelerde borcunu yerine getirmesi için ihtarnameler gönderilmesi gerekir. Ortağa gönderilen ikinci ihtarnamede —- ay süre verilmelidir.Davalı —— Maddesinde kooperatifler kanununun aksine —- günlük süre verileceği belirtilmiştir. Aşağıdaki yargıtay içtihadı bu duruma emsal teşkil ettiğinden aynen alıntılanacaktır.
———1163 Sayılı Kanunun 27. maddesine göre “İlk isteğe uymayan ve ikinci istemden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer.” hükmü mevcuttur. Her ne kadar davalı kooperatiin ana sözleşmesinde bu süre 30 gün olarak belirlenmiş ise de sözleşme kanuna aykırı olamayacağından yükümlülüğün 1 ay içinde yerine getirilmesi zorunludur. Tebligat yapılan ayın “31” gün çektiği nazara alındığından kanunun amir hükmüne aykırı davranıldığı sabittir. Bu ihtarnamelere dayanılarak ihraç kararı verilmesi doğru değildir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru görülmemiş olup…” belirtilmiştir.
——–1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı —— anasözleşmesinin 14/2. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen —— üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.” belirtmiştir.
——–1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı —— anasözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen —— üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.Somut olayda, dosyada 1. ihtarname ve tebliğ şerhi bulunmamaktadır. İhraç kararına dayanak yapılan ikinci ihtarnamede de yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmamakta, —— ana para borcunun 1 ay içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının hangi ay için ne kadar borçlu bulunduğu ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediğinden, hangi ayların aidatın istendiği, talep edilen aylara ilişkin aidat alacağı ödemesinin 30 gün gecikmiş olduğu tespit edilememektedir.Bu durumda mahkemece, birinci ihtarname sunulmadığından, ikinci ihtarnamede ise hangi aylara ait aidat borcunun istendiği hususu denetlenemediğinden davacının usulüne uygun olmayan ihtarnamelerle temerrüde düştüğü kabul edilerek ihraç kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken…” belirtmiştir.
—— Davacı ortağa gönderilen ihtarnamelerde hangi aylara ait oldukları belirtilmeden varsa gecikme faizi ile aidat alacağı dökümü yapılmadan genel bir ifade ile toplam —— ihtarnamelerde verilen sürelerde ödenmesi talep edilmiştir. Hangi tarih itibarıyla oluşan borç için çıkartıldığı belli olmayan ve ayrıntı içermeyen ihtarnamelere dayalı olarak davacı ortağın temerrüdünün gerçekleştiğinden söz etme olanağı bulunmamaktadır… ” belirtmiştir.
——Diğer yandan,1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 27. maddesinde, aidatlarını geciktiren üyelere iki ihtarın gönderilmesi, ilk ihtarda uygun bir süre ve ikinci ihtarda 1 ay içinde yükümlülüklerin yerine getirilmesinin ihtar edilmesi öngörülmüştür. Buna göre, ikinci ihtarda 30 günlük süre verilmesi kural olarak doğru değildir. Ancak, ikinci ihtarın tebliğ edildiği ay, eğer 30 gün çekiyor ise bu ihtar ortağın aleyhine sonuç doğurmadığından geçerli olacaktır.Somut olayda, ikinci ihtarnamenin mart ya da nisan ayından hangisinde tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılamamakta olup, verilen 30 günlük sürenin sonuca etkili olup olmadığı denetlenememekte ve ihraç kararının iptaline yönelik istemin kabulü için yukarıda açıklanan tespit yeterli ise de,ikinci ihtarnamede verilen süre yönünden de hüküm eksik incelemeye dayalı olup,bu hususun mahkemece, bilirkişi incelemesine gerek duyulmadan araştırılması gerekirken, bu noktayı da sonuçta kapsayacak şekilde kesin süre verilmesi de doğru olmamıştır….” belirtmiştir.
——–1163 sayılı Kooperatifler Yasası’nın 27. maddesi gereğince mali yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklara 10 günlük ve 1 aylık sürelerde borcunu yerine getirmesi için ihtarnameler gönderilmesi gerekir. Ortağa gönderilen ikinci ihtarnamede 1 ay süre verilmelidir. Somut olayda davacıya ikinci ihtaname ile 30 gün süre verilmiştir. Bu ihtarname——- tarihinde davacıya tebliğ edildiğine göre davacıya ödeme için 1 gün eksik süre verildiği anlaşılmaktadır. Kooperatifler Kanununa aykırı olarak ihtarname gönderilerek ihraç kararı verilemez. Bu durumda ihraç kararının bu gerekçeler ile iptali gerekirken yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş….” belirtmiştir.
——–Sayılı ilamında——- yıllarındaki genel kurullarda geç ödenen aidatlara uygulanacak gecikme faizi ile ilgili karar alınmasına rağmen bu yıllara ilişkin aidatlar içinde faiz istendiği ve ihtarların bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesi yerinde değil ise de, davacıya gönderilen ikinci ihtarda bir aylık süre verildikten sonra parantez içinde 30 günlük sürenin verildiği belirtilmesi, ihtarın tebliğ edildiği ay 31 gün çektiğinden ihtarın tereddüt uyandırdığı ve mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olmakla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…” belirtmiştir.
Somut olaya gelecek olursak davacıya gönderilen ihtarnamelerin yukarıda alıntılanan emsal yüksek mahkeme kararları gereği yeterli açıklıkta olmadığı görülmektedir. Davacının hangi ay için ne kadar borçlu bulunduğu ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediğinden, hangi ayların aidatın istendiği, talep edilen aylara ilişkin aidat alacağı ödemesinin 30 gün gecikmiş olduğu tespit edilememektedir. Öte yandan ihtarnamede ilave inşaat bedeli olarak da ödeme talep edilmiş ise de ana para borcu içerisinde ilave inşaat bedelinin ne kadar olduğu açık bir şekilde belirtilmemiştir. Öte yandan yine faiz talep edilmiş ise de faizin hangi tarihten başlatıldığı, ilave inşaat bedelinin davacıdan ne zaman istendiği, davacının ne zaman temerrüde düştüğü, faiz borcunun ne kadarının aidat alacağından ne kadarının ilave inşaat bedelinden kaynaklandığı hususları da ibraz edilen ihtarnamelerden anlaşılamamaktadır. Yine davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 14. Maddesinde her ne kadar 2. İhtarda 30 günlük süre verileceği hükme bağlanmış ise de yukarıda alıntılanan emsal Yargıtay kararında da belirtildiği üzere —– ana sözleşmesi kanuna aykırı olamayacağından yükümlülüğün 1 ay içinde yerine getirilmesi zorunludur.Davacıya gönderilen ihtarnameler incelenmiş 1. İhtarda— ana para borcu ———-yıllarına ait aidat ve ilave inşaat bedelinin faizi ) açıklaması ile toplam ——–talep dildiği, 2. İhtarda da aynı açıklamalar ve aynı miktarın talep edildiği, aynen alıntılanacağı üzere ” iş bu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren en geç 30 gün ( 1 ay ) içerisinde borcunuzu tamamen ödemeniz …” şeklinde ibare kullanılarak ihtar gönderildiği anlaşılmıştır. Söz konusu 2. İhtarnamenin davacıya ——– tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ yapılan ayın 31 çektiği anlaşılmıştır. Yukarıda aynen alıntılanan emsal yüksek mahkeme kararında belirtildiği üzere davacıya gönderilen ikinci ihtarda 30 günlük süre verildikten sonra parantez içinde 1 aylık sürenin verildiği belirtilmesi, ihtarın tebliğ edildiği ay 31 gün çektiğinden ihtarın tereddüt uyandırdığı anlaşılmaktadır. İhtar tebliğ edilen ay 31 çektiğinden davacıya 1 gün eksik süre verilmiştir.Davacıya eksik süre verilmesi ve kooperatifler kanununa aykırı gönderilen ihtarnameler nedeni ile —— ortağının ihracına karar verilemez. Yukarıda emsal olarak alıntılanan yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere ————— ortağına gönderilen ihtarnamelerin usul ve yasaya uygun düzenlendiği ve şekli koşullarda bir eksiklik olmaması durumunda ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekecektir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları gereği davacının davasında haklı olduğu, davacıya keşide edilen ihtarnamenin usul ve yasaya aykırı olduğu, 1 ay yerine 30 gün ödeme süresi verildiği, her ne kadar parantez içinde 1 aylık süre ibaresi kullanılmış ise de ihtarda tereddüt uyandırdığı keza gönderilen ihtarların yukarıda alıntılanan emsal yüksek mahkeme kararları gereği yeterli açıklıkta da olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatine varılmış buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalı—–sayılı ortaklıktan çıkarma kararının İPTALİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 202,5‬ TL tebligat ve posta gideri olmak üzere yapılan toplam 363,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2022