Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/673 E. 2022/853 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/673 Esas
KARAR NO : 2022/853

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taleplerinin kabulü ile dava dışı takip borçlusu ——– ile davacı müvekkili arasında mevcut bir borç ilişkisi bulunmadığından, davacının davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine, vekâlet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——Sayılı dosyasından alacaklı olup, borçlu —– 3. Kişilerdeki hak ve alacakların haczi için ilgili kişilere İİK 89 gereğince haciz ihbarnameleri talep etmesinin usul ve yasalar çerçevesinde olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının davasının reddine, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davacı taraf —— Esas sayılı dosyasında ——haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi üzerine mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasını açmıştır.İİK.nun 89.maddesinine göre ikinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106. maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 6352 – 2.7.2012 / m.18) “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. Davacıya ——Haciz ihbarnamesinin 02/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği ve davacı tarafça yasal süresi içerisinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu’ndaki herkesin iddiasını kanıtlaması gerektiğine yönelik genel kuralın aksine İİK’nin 89/3. maddesinde, üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmekle yükümlüdür. Ne var ki somut olayın özelliğine göre kanıt yükü yer değiştirebilir. Davalı (alacaklı), takip borçlusunun, davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkiyi ileri sürmesi gerekir. Oysa ki, takip alacaklısı davalı, gerek icra takibi sırasında gerekse yargılama sırasında, davacı ile borçlu arasında borcu doğuran bir hukuki ilişkiden söz etmemiştir. Sadece davacının, borçlunun eşi olduğu ve edinilmiş mallara birlikte malik olduklarından bahisle herhangi bir hak ve alacağı var mıdır diyerek haciz ihbarnamesini davalı alacaklı tarafından gönderilmiştir. Dosyada alacağın varlığına ilişkin hiçbir bilgi ve belge bulunmayıp, davalının alacak iddiası soyut bir iddiadan öteye geçememiştir. Şu durumda, salt karı-koca ilişkisi davacı aleyhine takip yapılması sonucunu doğurmayacağı gibi, davacıdan olumsuzu kanıtlaması da beklenemez.Benzer konuya ilişkin ——- karar sayılı ilamında;” Dava;İİK.nun 89.maddesi gereğince gönderilen haciz ihbarnamesinden dolayı 3.kişinin açtığı menfi tespit davasıdır.Tüm dosya kapsamından davacının,——- Esas sayılı dosyası ile kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiği, dosya borçlusu ———-hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını ve kendisine de hiçbir borcunun bulunmadığı, kardeş oldukları ancak görüşmedikleri, maddi unsur olmaksızın gönderilen ihbarnamelerin usulsüz olduğu sebeplerine dayalı olarak —— Esas sayılı dosyasında borçlu bulunmadığının tespitinin talep edildiği, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın kabulü ile 3. kişi davacının takip dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespitine karar verildiği karara karşı davalı tarafça istinafa gelindiği anlaşılmıştır.Medeni Kanunun 6. maddesi ve HMK’nun 190. maddesi gereğince iddia sahibi iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Genel kural ve İİK’nun 89. maddesi hükmü böyle olmakla birlikte somut olayın özelliğine göre ispat yükü yer değiştirebilir. Bu bağlamda, davacı, takip borçlusuna borcu bulunmadığını belirtmiş, davalı tarafından verilen cevapta, davacı ile borçlu arasında borcu doğuran bir hukuki ilişkiden söz edilmemiş, sadece davacının borçlu olmadığını ispat etmesi gerektiği ileri sürülmüştür.Şu durumda takip borçlusunun davacıdan alacaklı olduğunu belirten borç doğuran bir ilişkinin davalı (alacaklı) tarafından ileri sürülmesi gerekir. Böyle bir ilişkiye dayanmadan soyut olarak borçlunun davacıdan alacaklı olduğu ileri sürülemez ve bu ilişkinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez.Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, soyut alacak iddiasının dayanağını somut olarak göstermemiştir. Dosyada alacağın varlığına ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.Davacı üçüncü kişi iddiasını ispat ederken ileri sürdüğü vakıaların aydınlatılması için davalı alacaklının doğruluk ödevine (HMK m.29) uygun hareket ederek takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilerek ispat yükünün olumsuzu kanıtlama olanağı bulunmayan davacıda olmadığının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. “şeklinde hukuki değerlendirmelerde bulunulduğu görülmüştür.Açıklanan nedenlerle ve——- karar sayılı ilamın yol göstericiliğinde açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın İ.İ.K’nın 89. maddesi gereğince KABULÜ ile;
2-Davacı tarafın—— esas sayılı icra takip dosyası üzerkinden yürütülen icra takibinde takip borçlusu ——- borçlu olmadığının tespitine,
3-İcra takibinin haksız ve kötüniyetli yapıldığı ispatlanamadığından icra inkar tazminatının REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 8.762,40 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.681,7‬0 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——- davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç toplamı 161,4‬0 TL ile 119,50 TL ( Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı, Tebligat Masrafı ve Dosyadaki Diğer Masraflar) olmak üzere toplam 280,9‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı