Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/671 E. 2023/846 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/671 Esas
KARAR NO: 2023/846
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/09/2022
KARAR TARİHİ: 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı ——– aleyhine, davalı … tarafından 51.000,00-TL bedelli bir adet bonoya bağlı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe girişildiği; davacının ticari faaliyetinde kullanılmak üzere; davalı ile 21/08/2020 imza tarihli motosiklet kiralama sözleşmesi akdettiği; takibe konu edilen 51.000.00 TL miktarlı 21/08/2020 düzenleme tarihli. 19/08/2022 vade tarihli senedin tarafların tahdidi olarak belirlediği risklerin teminatı olarak davacı tarafından imzalandığı; kira süresi bitiminde sözleşmenin yenilenmediğini; davacı tarafından kiralanan motosikletlerin davalıya teslim edildiğini; tarafların arasındaki kira ilişkisinin sona erdiğini; kira ilişkisiyle davalının eliıxle bulunan senedin sebebi olan hiç bir riskin gerçekleşmediğini ve nihayetinde hükümsüz kalmasına rağmen senedin davalıca haksız olarak doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edildiğini; davacının, davalıyla kiralama ilişkisi veya harici başkaca bir ilişkisinin bulunmadığını; bu nedenle haksız ve hukuka aykm bu icra dosyası yününden davacının borçsuzluğunun tespitinin gerektiğini; senedinin teminat senedi olduğunu ve teminata dayanarak hak talep etme şartlanılın oluşmadığını, zira temin edilen riskin gerçekleşmediğini; teminat altına alınan borcun yerine getirilmesi ve teminat ihtiyacının ortadan kalkması ile senedin bedelsiz hale geldiğini; davacının borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin derlıal durdurulmasını, icranın tamamen eski hale iadesini davalı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmcsini, davacının dava sebebi ile uğradığı zararların ayrıca tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyanla; öncelikle ve ivedilikle teminatsız yahut teminat mukabili olarak tedbiren ———- E sayılı icra dosyasından vezneye giren paranın alacaklıya ödenmemesine ve icra takibinin dıudunılması için ihtiyati tedbir karan verilmesine; davanın kabulü ile ———- E. sayılı icra dosyasının ve senedin iptaline; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetle takip başlatması nedeniyle takibe konu edilen alacak miktarının %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gidericin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının bahsi geçen senede ilişkin menfi tespit davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu; davacının ilgili icra dosyasındaki alacağa konu bononun tarafların taklidi olarak belirlediği risklerin teminatı olarak düzenlendiği iddiasının ispatının gerektiği; tarafların aralarındaki ticari ilişkinin davacını kabulünde olduğu, davacının davaya konu bononun teminat senedi olduğu iddiasını ispat etmesinin gerektiği; davacının senedin teminat senedi ve bedelsiz olduğuna dair iddialarının mesnetsiz olduğunu; senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunun, ve işbu senedin ayut edici özelliklerinin açıkça belirtilmek suretiyle yazılı olarak ispatının gerektiğini; davacının kötü niyet tazminatı talebinin şartlarının bulunmadığını; İİK m. 72’nin “borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmü uyarınca, takibin kötü niyetli haksız olmadığını beyanla, davacının tedbir, kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine, davacı aleyhine, itiraz ettiği tutar üzerinden %20 ‘den aşağı olamamak üzere icra inkar tazminatı ile icra takibi konusu alacağın %10 ‘u oranında para cezasına hükmedilmesine, HMK’nın 329/1-2 maddesi uyarınca, davacı aleyhine. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde belirtilen nispette sözleşmesel vekalet ücretine ve 5.000,00 TL disiplin para cezasına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Her iki tarafın ticari defterlerinin defter ve kayıtlarının HMK m. 222’ye göre şeklen sahibi lehine delil kabul edilebileceği, ancak defterlerin birbiriyle uyumlu olmamasından ötürü sahibi lehine delil olarak kabulüne olanak bulunmadığı; taraf defterlerindeki kayıtlar incelendiğinde, davalının ticari defter kayıtlarında, davalının ———- hesabında takip edildiği; davalı defter kayıtlarına göre davalının davacıdan 52.384,34 TL alacaklı olduğu görülmekte olup defterdeki bu kaydın delil olarak nazara alınıp alınmayacağı hususu, diğer laraf defterinde bu hususa dair bir kayıt bulunmadığı için sayın mahkemenin takdirine tabi olduğu; davalının, taraflar arasında imzalandığı anlaşılan Motosiklet Kiralama Sözleşmesinden kaynaklı oluşturulan faturaları davalı şirkete nasıl tebliğ ettiği, bu tebliğin usulüne uygun olup olmadığı hususunda incelemeye veya bir kanaate ulaşmaya elverir bilgi ve belge bulunmadığını, davalının defter kayıtlarına göre davacının davalıya 52.384,34 TL borçlu olduğu, davacının defter kayıtları incelendiğinde davalı tarafından düzenlenc toplam 128.676,32 TL tutarlı faturaların davacının defterine kaydedilmediğinin tespit edildiğini, ancak bu faturaların davacıya tebliğ edildiğini gösterir bir belgenin bulunmadığını, bu faturalara veya genel olarak herhangi bir faturaya dair taraflar arasında tanzim edilmiş bir itiraz veya iade faturasının bulunmadığı; dava konusu senetler bakımından, sözleşmede veya senet metninde, senedin teminat senedi olup olmadığı, teminat senedi kabul edilmesi halinde hangi senedin hangi edimin ifasını temin etmek gayesiyle tanzim edildiğinin açık ve yazılı şekilde tespitine olanak görülmediği; tarafların defter kayıtlarının arasında farklılık söz konusu olup, bu halde bir tarafın defterine, diğer tarafın aleyhine takdiren delil olarak itibar edilmesi hususu sayın mahkemenin takdirine tabi olmakla; söz konusu defter kayıtlarının müsteminatlarına bakıldığında sözleşme bedeli, davalının güncel kayıtları, alacak miktarıyla senet miktarlarının yakınlığı, faturalar bakımından defter ve kayıtlarının davalının defter durumuna nispeten tarafların arasındaki ilişki ve iddialarla daha uyumlu bir görünüm arz ettiğinin,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Kök raporda da ifade edildiği gibi tarafların defter kayıtlarının müsteminatlarına bakıldığında sözleşme bedeli, davalının güncel kayıtları, alacak miktarıyla senet miktarlarının yakınlığı, faturalar bakımından defter ve kayıtlarının davalının defter durumuna nispeten tarafların arasındaki ilişki ve iddialarla daha uyumlu bir görünüm arz etmektedir. Bu sebeple işbu menfi tespit davası kapsamında davacının iddialarının ispatlanamadığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacının talep ettiği menfi tespit davasında senedin davalı tarafından teminat senedi olmasına rağmen ———- esas sayılı dosyasında takip başlatılmasından kaynaklı takibin hukuksuz olduğu ileri sürülerek açılan menfi tespit davası olduğu, söz konusu senedin teminat senedi olarak verildiği ve borcun ödendiğinin ileri sürüldüğü görülmüştür. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden bu hususu yazılı belge ile ispatlamalıdır. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekmektedir. Bu hususta tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme ihtiyacı duyulmuş olup, mahkememizin 09/02/2023 tarihli ve 2 nolu ara duruşmasının 4 nolu ara kararı ile;”Bilirkişi heyetinden dava dilekçesi ekinde senet açıklaması başlıklı tutanağa istinaden teslim edilen senetlerin teminat senedi olarak tespit edilip edilmeyeceği, takibe ve davaya konu senet ile taraflar arasında imzalanan motosiklet kiralama sözleşmesinin alakasının olup olmadığı, senet açıklaması başlıklı belgede teminat senedi olarak alındığı bildirilen senetlerin “ödemelerin aksaması halinde kullanılmak üzere” şeklinde şerh düşülmesinin açık hesap bakiyesinde alacak tespiti halinde senedin icra marifetiyle tahsiline hak doğurup doğurmayacağının irdelenmesinin istenilmesine,Mezkur icra dairesinden gelecek senet aslı ile dosyaya sunulmuş “senet açıklaması” başlıklı evrak incelenerek aralarında “asıl ve ek” ilişkisinin olup olmadığı hususunun tespit edilip edilemeyeceğinin irdelenmesi,” şeklinde bilirkişi heyeti talimatlandırılmış olup, 08/06/2023 tarihli heyet bilirkişi raporunda konu ile alakalı olmak üzere;”Kök raporda da ifade edildiği gibi tarafların defter kayıtlarının müsteminatlarına bakıldığında sözleşme bedeli, davalının güncel kayıtları, alacak miktarıyla senet miktarlarının yakınlığı, faturalar bakımından defter ve kayıtlarının davalının defter durumuna nispeten tarafların arasındaki ilişki ve iddialarla daha uyumlu bir görünüm arz etmektedir.Bu sebeple işbu menfi tespit davası kapsamında davacının iddialarının ispatlanamadığı ” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu görülmüştür.Sonuç olarak, davalının davacıdan teslim aldığı ve icra takibine konu yapılan senet hakkında imzalandığı ileri sürülen senet açıklaması başlıklı belgenin incelenmesinde “ödemelerin aksaması halinde kullanılmak üzere” şeklinde şerh olduğu, alınan senedler hakkında düzenleme tarihi, bedel, lehtar ve keşideci gibi belirleyici unsurların derkedilmediği, bilirkişi heyeti tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının davalıya açık hesap ilişkisinden kaynaklı borcunun olduğunun tespit edildiği, tüm bu hususlar hep bir arada değerlendirildiğinde davacının iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 870,96 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 601,11‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7-Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki(2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. Maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. Maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK ‘nın 344.maddesi) suretiyle, ———— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı .19/10/2023