Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/670 E. 2023/307 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/567 Esas
KARAR NO : 2023/254

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/08/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 05/08/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; işbu davaya konu uyuşmazlığın sebebini müvekkili şirkete ait —–marka —–model —— plakalı araç ile davalı araç sürücüsünün idaresindeki—– plakalı araç arasında —- meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası oluşturduğunu, müvekkili şirkete ait araç kurallara uygun bir şekilde ana yolda seyir halindeyken, ——
plakalı davalı araç sürücüsünün müvekkili şirkete ait araca arkadan çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, çarpmanın sonucunda müvekkili şirkete ait aracın arka kısımlarında ciddi hasarlar meydana geldiğini, tramer sorgu sonucuna göre “davalı araç sürücüsü %100 kusurludur ve müvekkilin zararını kusuru oranında gidermekle yükümlüdür.” müvekkili şirket aracında meydana gelen hasarın tespiti için 257,18 TL tutarında ekspertiz ücreti ödendiğini, yapılan hasar tespiti sonrasında araç onarım bedeli olarak 3.947,78 TL müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davalı sigorta şirketi, müvekkili şirkete 1.754,64 TL ve 315,84 TL tutarında ödeme de bulunduğunu, bunun üzerine kalan bakiye hasar bedeli ve ekspertiz ücreti olan 2.135,96 TL nin tahsili için davalılar aleyhine için——-Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, Davalılar/Borçlular tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup büro dosya numarası—– arabuluculuk numarası —— olan arabuluculuk dosyasında anlaşmaya varılmaması neticesinde 18.05.2022 tarihinde son arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, beyanla itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirket, karayolları trafik kanununun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (zmms) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçe kapsamında meydana gelen hasar bedeli davacı tarafa ödendiğini, kusur oranlarının tespiti için hem —– ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması zorunluluk arz ettiğini, bir an için huzurda görülen davanın haklılığına karar vereceği düşünülse dahi sigortalı araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın tespiti uzman sigorta eksperi tarafından tespit edilme si gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulmuş olan evrakların hiçbiri araçta meydana gelen hasar tutarını kanıtlar nitelikte olmadığından hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere araç hasarının uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için başvurunun haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirketin faizden sorumluluğu sınırlı olduğunu beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
Davalı—-vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki ve husumet itirazında bulunduğunu, iddiaları ve hasar tespiti alacaklısı olduğu hususlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili sevk ve idaresindeki —— plakalı araç 19/01/2018-19/01/2019 tarihleri arasını kapsayacak şekilde diğer davalı —–tarafından ——- poliçe numarasıyla zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası kapsamında sigortalandığını, zorunlu mali trafik sigortası, karşı araçta meydana gelen gerçek zararı (hasar bedeli ve değer kaybı olmak üzere) limit dahilinde teminat altına alındığını, bu nedenle, davacı tarafından talep edilen alacağın tamamından sigorta şirketi sorumlu olduğunu, Anayasa Mahkemesi 17/07/2020 tarihinde ——Esas numaralı dosyada, karayolları trafik kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan bazı ibarelerin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline kararı verdiğini, bu kapsamda sigorta şirketleri araç sahibi ile birlikte sorumlu olup , zarar var ise de sigorta şirketinden tahsili gerektiğini, davayı, sorumluluğu ve davacının değer kaybı/hasar bedeli alacaklısı olduğu hususlarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla; araca ilişkin hasar bedeli hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacı haksız olarak müvekkili aleyhine yukarıda esas numarası verilen mahkemeniz dosyası ile itirazın iptali davası açmış olup davacı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açılan itirazın iptali davasının reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı olarak hasar tazminatı talebine yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, davalıların ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu ve huzurdaki davanın süresi içerisinde ikame edildiği tespit edilmiştir.Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.Zarar bir eksilmeyi ifade eder. Haksız fiilin borç doğurmasının sebebi doğan zararı giderme yükümlülüğünden kaynaklanır. Haksız fiil faili bu fiili ile yaratmış olduğu eksilmeyi gidermek, zarar gören kişiyi fiilden önceki durumuna getirme borcu altına girmiştir. Haksız fiil failinin borcu doğan bu zararı tazmin etmeye dayanır. Buna göre haksız fiilden doğan tazminat borcunun üst sınırını doğan zarar oluşturur.—Zarar belirlenirken, uğranılan gerçek zararın dışına taşılamaz. Zarar görenin zararla ilgisi saptanamayan giderleri zarar kapsamının dışında tutulmalıdır.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Araçta meydana gelen hasar bedeli gibi bu hasardan kaynaklanan değer kaybı zararı da ZMSS teminatı kapsamındadır.Türk Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi vd, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1, 85/1ile ilgili madde düzenlemeleri gözetildiğinde; davalı —– araç sürücüsü, davalı sigorta şirketinin davalıya ait aracın trafik sigortacısı olup ZMSS poliçesi gereği, davacının aracında meydana gelen hasara ilişkin gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumludur.Somut olayda; davacı adına kayıtlı —– plaka sayılı aracın dava dışı şahıs sevk ve idaresinde iken davalının kullanmış olduğu —— plakalı sayılı aracın arkadan çarpması neticesinde araçlar arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında, davalı sürücünün kusurunun kazanın meydana gelmesinde %100 olduğu, dava dışı sürücünün meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının meydana hasarın kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, bilirkişi raporunda hasarın KDV dahil 3.947,78 TL olduğunun tespit edildiği davalı Sigorta şirketi tarafından 2.070,48 TL hasar tazminatının ödendiği anlaşılmakla, davacının bakiye zararının 1.877,30 TL ve eksper ücreti 257,18 TL olmak üzere toplam 2.135,96 TL olduğunun anlaşıldığı itirazın iptali dava konusu değerlendirildiğinde takibe konu işlemiş faizin usul ekonomisi de dikkate alınarak mahkememizce yapılan hesaplama sonrası davalı —–yönünden 357,09 TL işlemiş faiz (19/09/2018-28/07/2020), davalı sigorta yönünden 109,55 TL işlemiş faiz ((sigortaya başvuru tarihi:19/12/2019 8 iş günü sonrası 01.01.2020)-28.07.2020)) şeklinde tespit edildiği dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir. İİK’nun 67/2. maddesi hükmünce, icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın gerçek miktarının belli/ belirlenebilir olması gerekir. Davalının sorumluluğu kusur sorumluluğu hükümlerine göre belirlendiğinden alacağın likit olduğu kabul edilemez. Bu nedenlerle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile; —–İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 2.135,96 TL asıl alacak, davalı —- yönünden 357,09 TL işlemiş faiz (19/09/2018-28/07/2020) olmak üzere toplam 2.493,05 üzerinden(davalı sigorta yönünden 109,55 TL işlemiş faiz(01.01.2020-28.07.2020) olmak üzere toplam 2.245,51 TL ile sınırlı olmak üzere) iptaline, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar talebinin reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 2.493,05 TL lik kısım yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2‬0 TL karar harcının davalılardan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 2.493,05 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, (davalı sigorta yönünden 2.245,51 TL ile sınırlı olarak)
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 144,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.144,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalılardan tahsiliyle hazineye irad kaydına,(davalı sigorta yönünden 1.188,93 TL ile sınırlı olarak)Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.