Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/644 E. 2022/764 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/644 Esas
KARAR NO : 2022/764

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı ———– olduğunu, —————— kullanımı neticesinde tahakkuk eden faturaya konu borcun müvekkiline ödenmediğini, Fatura borcunun ödenmemesi üzerine, davalı ———– başlatıldığını ancak ———- davalı tarafından itiraz dilekçesi sunularak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu nedenle yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından varlığı iddia edilen borca ilişkin davaya görev itirazının olduğu, mahkemenizin ———— tarihli tensip tutanağı gereği müvekkilin tacir sıfatı olup olmadığına dair yazılan müzekkereye ————tarafından verilen cevapta aynen “——- tacirlerin————– meydana——- yapılan incelemede yazınızda kimlik —- gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunamamıştır. “ ifade edilmiştir. Dolayısıyla müvekkilin —— kaydı bulunmadığından davalı müvekkilinin tacir sıfatına haiz olmadığını beyan ederek, mahkemenin görevine ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddi ile, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın——-mahkemeleri’ne gönderilmesini, taleplerinin reddi halinde, haksız davanın esastan reddine, davacının davasında haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı ——– dosyamıza cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
——– ———– dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
——————–müzekkere yazılarak davalının tacir olup olmadığı husunun sorulduğu görüldü.
Taraflar arasında davalıya yapılan borç tahakkukları gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptal edilip edilemeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşıldı.
——- tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar———— ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ————————ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
“Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dosya kapsamına alınan davacıya ————- gösterir kayıtlar incelendiğinde davalı ————– olduğu anlaşılmakla, taraflar arasındaki sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olmadığından davacının ‘tacir’ olması halinde eldeki davaya ‘’Ticaret Mahkemesi’’ sıfatı ile; değilse ‘Asliye Hukuk Mahkemesi’ olarak bakılması gerekirken ‘’Tüketici Mahkemesi’’ sıfatı ile bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”—–
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; TTK 4/1 maddesine göre bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da 4/2 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği, davalı tarafın tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada ——- davalı asilin ——————- kaydının bulunduğu, devam eden dönemlere ilişkin herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı —————- —— kaydının bulunduğu,—————- gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının belirtildiği bu haliyle dava konusu alacağın tahakkuk ettiği dönemde davalı asilin tacir olmadığı ve huzurdaki davanın ticari dava tanımına uymadığı, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli——–Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.