Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 E. 2023/411 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/622 Esas
KARAR NO : 2023/411

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 31/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—– tarafından taşıına ve kargo hizmeti veren Davalı —–Şubesinden aldığı hizmet uyanırca; Davalıca 18.052022 tarihinde —- takip numaralı—- özellikli Monitör. —– adresindeki—— adlı kişiye iletilmek üzere teslim edildiğini, ancak cihazın kargo taşıması sırasında lıasar aldığını ve kuDaralamaz lıale geldiğini, İlgili Cihazın aldığı hasar dolayısıyla. Davalı Şirket yetkilisi ile Müvekkili Şirketin gerçekleştirmiş olduğu görüşmede olumlu bir yanıt alınamaması sonucunda davalı Şiıkefe ihtarname keşide edilerek zararın tazminin talep edildiğini, herhangi olumlu bir yanıt alınamaması üzerine, dava şartı zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak bu aşamada da anlaşma sağlanamadığını, İlgili Cihaz faturasından da görüleceği üzere. Cihaz 157,58-USD karşılığı yaklaşık 1.250-TLy satın alınmış olup Cihaz’ın güncel değerinin yaklaşık 7.000-TL’ olduğumu bu kapsamda fazlaya ilişkin haklan saldı kalmak üzere şimdilik 7.000-TL tutumdaki maddi zararının davalıya keşide edilen ihtarname tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduklarını. Esasa ilişkin olarak; müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirkete teslim edilen kargonun, usulüne uygun şekilde taşınarak alıcısına hasarsız şekilde teslim edildiğini, üründe hasar varsa da bu hasarın taşımadan kaynaklı olduğunun ispat yükümlülüğünün davacı firma üzerinde olduğunu, müvekkili şirket tarafından gönderiler taşınırken ambalajlarının dışardan hasar alması, gönderinin zarar görmesi durumunda bu dunun gönderinin geçiş birimlerinde tespit edilerek sistem üzerinde kayıt altına alındığını, dava konusu gönderiye ilişkin kayıtlannda gönderinin taşınmak üzere ilgili birimlerden geçerken hasara uğradığına dair bir kayıt bulunmadığını, bu kapsamda gönderinin taşuııa sırasında hasarlanmadığının açık olduğunu, bu hususun davacı tarafından müvekkili şirkete keşide edilen—–.Noteriiğfnün 10.06.2022 tarih ve—— yevmiye numaralı ihtarnamesine verilen 20.062022 tarihli cevap yazısı ile de açıklandığını, incelenmesi gereken hususun gönderinin davacı tarafından ambalajlanırken gönderinin hasar görmemesi için kutu içerisinde gerekli koruma yöntemleri ile korunup korunmadığı olduğunu, müvekkili şirketin gönderinin içeriğini bu şekilde denetleme yükümlülüğü ve yetkisi bulunmadığını, davacı taralından kanun maddelerinde düzenlenen süreler geçtikten sonra bildirimde bulunduğunu, bu sebeple ilgili maddelere göre müvekkili şirketin huzurdaki davada herhangi bir sommluluğu bulunmadığını, davacının söz konusu gönderinin yaklaşık 1.250,00 TL’ye satın alındığını, güncel değerinin 7.000,00 TL olduğunu iddia ettiğini, söz konusu hasann onanlmayacak düzeyde olduğu, 2.el ürün olmadığı davacı tarafından ispatlanmadan doğrudan ürünün sıfır bedeli talep edildiğini, bunun hukuka uygun olmadığını, davacının şimdilik zararının 7.000,00 TL olduğu yönündeki iddiastnın fahiş olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğıuıa gidilmesi ihtimalinde dahi talep edilebilecek tutarı gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 özel çekme hakkını karşılayan artar ile sınırlı olacağını beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafından taşınmak üzere davalıya verilen emtianın alıcısına teslimi esnasında gözle görülebilir bir hasar tespitinin mevcut olmadığı, sağlam görünümlü ambalajın içindeki hasardan TTK 878’inci madde 1.fıkra (b) bendi gereği davalı taşıyıcının sorumlu tutulmayacağı, Davalının TTK 889’uncu maddesi 2.fıkrası geregi 7 günlük ihbar süresi sonunda yapılan hasar bildiriminden dolayı hasardan sorumlu tutulamayacağı. Savın Mahkemenin heyetimizin ulaştığı sonuç ve görüş aksine, söz konusu hasarın taşıma esnasında nıevdan geldigi, hasardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğu ve hasar ihbarının yasada belirlenen emredici süreler içerisinde yapıldığı yönünde bir kanaate varması durumunda; Hasar gören emtianın onarılmak suretiyle hasarın giderilebileceği anlaşıldığından, gerçek zarar tutarının TTK 880/3’c göre 5.500,Q0TL olarak hesap edilebileceği, TTK 886’ncı madde geregi davalı taşıyıcının sorumluluk sınırını kaybedebileceği bir durumun varlığına dair ispata yarar bir belgenin dosya kapsamında mevcut olmaması nedeniyle, davalı taşıyıcının meydana gelen hasardan TTK 882’nci maddesi geregi hesaplanan 1.471,31TL tutarındaki üst sınıra kadar sorumlu tutulabileceği, 5. Davacı —— davalı taşıyıcı ——- hesaplanan sorumluluk sınırı kadar olan 1.471,31TL tazminatı talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, yurt içi karayolu eşya taşıma sözleşmesinden kaynaklı zarar gören emtianın bedelinin tazminine ilişkindir.Davaya konu taşıma sözleşmesi yurt içi eşya taşınmasına ilişkin olduğuna göre 6102 sayılı TTK’nun 850. vd. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. TTK’nun 850. vd. maddelerine göre tarafların sorumluluklarının ve bu sorumluluklarının yerine getirilmemesi halinde doğacak hakları ile bunların sınırlarının belirlenmesi gerekmektedir.Somut uyuşmazlığın çözümüne geçmeden taşıma işlerine ilişkin düzenlemelerle ilgili genel bir açıklama yapılmasında yarar görülmektedir.Bu bağlamda; taşıma nedeni ile meydana gelen ziya ve hasar sonucu oluşan zararın tazmininden söz edilebilmesi için öncelikle taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesi, sorumluluğun doğması halinde ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırlarının tespiti önem arz etmektedir TTK’nun 875. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, ziyadan, hasardan veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.Taşıyıcının bu yükümlülüğüne karşın eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olması halinde gönderen veya gönderilene TTK’nun 889. maddesi gereğince bildirimde bulunma yükümlülüğü yüklenmiştir. Buna göre eşyanın açık zıyaı veya hasarının en geç teslim sırasında teslim edene bildirilmemesi halinde yani ihtirazi kayıtsız kabul edilmesi durumunda eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğinin varsayılacağı maddede karine olarak öngörülmüştür. Taşıyıcının sorumluluğu için karinenin aksi, eşyanın taşıyıcıya teslimden sonra gönderilene ulaşmasına kadar geçen süreçte hasara uğradığının ispat edilmesi gerekmektedir.Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasında genel sebepler ve özel sebepler ayrımı yapılmış olup taşıyıcı ancak TTK’nun 875/2, 876 ve 878. maddesinde gösterilen hallerin mevcudiyetini ispat etmek suretiyle mesuliyetten kurtulabilir.
6102 sayılı TTK’nun 878. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince hasarın gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama veya (c) bendi uyarınca c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya boşaltılması sonucu oluşması halinde doğan zarardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacaktır. Yine maddenin 2. fıkrasına göre her hangi bir zararın hal ve şartlara göre 1. fıkrada öngörülen bir sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda zararın bu sebepten ileri geldiği de kabul edilecektir.Gerçekten TTK’nun 862. maddesi gereğince ambalaj ve işaretleme, 863. maddesine göre yükleme ve boşaltma yükümlülüğü gönderene yüklenmiştir. Bu hükme göre eşyanın niteliği kararlaştırılan taşıma dikkate alındığında, ambalaj yapılmasını gerektiriyorsa, gönderen eşyayı zıya ve hasardan koruyacak ve taşıyıcıya zarar vermeyecek şekilde ambalajlamak zorundadır. Yine 863. madde uyarınca gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Bununla birlikte ambalajlama, yükleme ve boşaltma gönderene ait olsa bile taşıyıcının malın sağlam ve tam olarak teslimi sorumluluğu çerçevesinde gerek yükleme ve istifleme gerekse ambalaj itibariyle taşımaya uygunluğu noktasında denetleme (nezaret) görevi bulunmaktadır. Bir başka deyişle ihtirazi kayıt koymaksızın taşımayı kabul eden taşıyıcının meydana gelen zararda müterafik kusurunun (TBK m. 52) bulunduğunun kabulü gerekir.
Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen hasarından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırları TTK’nun 880. maddesi gereğince belirlenecek olup bu tazminat, eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin 3. fıkrasında eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edileceği belirlenmiştir. Eşya, taşınmak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Bu şekilde belirlenerek ödenecek tazminat ise 6102 sayılı TTK’nun 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeleri uyarınca, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, —–belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.Ancak TTK’nun 886. maddesi uyarınca taşıyıcı veya TTK’nın 879. maddede belirtilen kişiler zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmalle sebebiyet verdiklerinin ispat edilmesi halinde sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklardır. (—- Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi —–Yapılan açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, buna göre TTK’nun yukarıda anlatımı yapılan hükümleri dikkate alınarak uyuşmazlığın çözümüne yönelik araştırma ve inceleme yapılması gerektiği, bu nedenle bilirkişi heyetinden zarar gören emtianın yerinde incelenmesi istenildiği, bilirkişi raporlarına da yansımış haliyle davacı şirket tarafından taşınan eşyanın taşıma sırasında hasar gördüğünün anlaşıldığı, hasarın 7 günlük süre içerisinde 23/05/2022 tarihli mail ile davalı şirkete bildirildiği, davalı taşıma şirketinin nezaret yükümlülüğünü yerine getirmediği, TTK’nun 886. maddesi uyarınca taşıyıcı veya TTK’nın 879. maddede belirtilen haliyle taşıma hizmetinin ifası sırasında pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmalle sebebiyet verdiklerinin ispat edildiği hususları hep bir arada değerlendirilerek 24/03/2023 tarihli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler nazara alınarak emtianın onarılmak suretiyle hasarın giderilebileceği anlaşıldığından gerçek zarar bedeli olan 5.500 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.Davada hükmolunün miktarın 2023 yılı kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL nin altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira —- Bölge Adliye Mahkemesinin —-. Hukuk Dairesi’nin—– karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” … karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında 2021 yılı istinaf kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’ nin altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.500,00 TL nin 18/06/2022 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 375,70 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 119,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,15‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 119,55 TL peşin harç toplamı 200,25‬ TL ile 3.103,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 3.303,25‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,78 ve red 0,22 oranına göre hesaplanan 2.576,53 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
5-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin kabul oranına 1.216,8‬0 TL’sinin göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin red oranına 343,2‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 5.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.