Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/621 E. 2023/208 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/621 Esas
KARAR NO : 2023/208

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili kooperatif tarafından—- —- Toplantısında alınan karar gereğince borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağının şifahi taleplerimize rağmen ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine —— sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, borçlunun söz konusu icra takibine ve borca, borçlu olmadığından bahisle itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, toplanacak deliller ve alacaklı müvekkilin defter, belge ve kayıtları incelendiğinde takibe konu alacağının ödenmediği ve dolayısıyla da takibe yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun görüleceğini, bu nedenlerle işbu davanın mahkememizde açılmasının zorunlu olduğunu, açıklanan nedenlerle ve re’sen tespit buyurulacak hususlar dikkate alınarak icra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın —- yönünden iptaline, takibin aylık %1,5 (Yıllık %18) faizi ile devamına, itirazında haksız olan borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı ..—- cevap dilekçesinde özetle;
—–yıllar önce sattığını ve izah etmesine rağmen kooperatifin sürekli kendisini rahatsız ettiğini, ——— yaşayan sakat ve yaşlı bir insan olduğunu,——- çağrı mektubu göndermiyor olduğunu, —- kararlar toplantı usullerine uygun olmadığını, dava dilekçesi tebliğinin, şerh düşülmeden ve usule uygun olmadan muhatara teslim edildiğini, kooperatifin alacağı bulunmadığı ve diğer konularda bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davalı .— davacı —- — kararına istinaden ——- olduğu ticari defter kayıtlarından tespit edildiği, Kooperatifler Kanunu’nun 14.maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 17. maddesi uygulaması kapsamında davalı ..— ayrıldığı veya ortaklığı 3. bir kişiye devrettiğine ilişkin düzenlenmiş bir yazılı belge ve bu pay devir belgesinin işleme alınıp kabul edildiğine ilişkin bir —– kurulu kararı görülemediği, adına tahsis edilmiş —– —–davalı tarafından ——— sebebiyle devredildiği ve davacı ———- yazılı bildirildiğine ilişkin gerekli belgeye ulaşılamadığı, dolayısıyla taşınmazını satış yoluyla devretmesi ——— devrettiği anlamına gelmeyeceğinden ortaklık payını devrettiğini yazılı belgeyle bildirmeyen davalının ———üyeliğinin ve mali yükümlülüklerinin devam ettiği, Davacı——– —–kararlaştırılan ——- ödenmediği ve buna bağlı olarak ticari defter kayıtlarında ——— borç bakiyesi verdiği. —— dava tarihi itibarıyla 2.237.86 TL İşlemiş Faiz de hesaplandığı ve genel toplamda ——davacı —- gereken mali yükümlülüğü olduğu, üyeler arası hak ve — eşitlik kuralı gereği emsal diğer ortaklar gibi ödemesi gerektiği, Davacı —– —- —– alacağının bulunduğu, takipteki ——— hesaplandığı, sonuç olarak davacının davalı aleyhine———-(YirmiikibinotuzyediTürkLirasıSeksenaltı kuruş) üzerinden davalının itiraz etmesinin haklı olmadığının nihai hukuki değerlendirme gerektiği.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, kooperatif alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
—————– sayılı takip dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,————— alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—– tarihli bilirkişi raporunda; ” Davacı ——davalı üye …———- alacağının bulunduğu, takipteki ——(İkibinikiyüzotuzyediTürklirasıSeksenaltıKuruş) faiz hesaplandığı, sonuç olarak davacının davalı aleyhine ——- sayılı İcra Dosyasına toplam ————- üzerinden davalının itiraz etmesinin haklı olmadığının nihai hukuki değerlendirme gerektiği,” yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, davacının —— defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalının ——-borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davalı yanın bilirkişinin hesaplamalarına istinaden davacı tarafa —- ödenmeyen—- borçlu olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması konusunu —— Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. ——————– ilamında “Dava konusu aidat alacağı ve faiz oranları ——– Kararlarına dayanmakta olup miktarı bilinebilir hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak nitelikte olduğu” şeklindeki gerekçelerin ışığı altında asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş (kesin vade bulunması) veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur (BK 101. TBK 117. madde). Kesin vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir (———– tarih—- sayılı ——-) Somut olayımızda davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla davacının 2.237,86 TL temerrüd faizine hak kazanmadığı değerlendirmeleri ile davacı lehine temerrüd faizine hükmedilmemiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ———- esas sayılı icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının 19.800,00 TL üzerinden İPTALİNE, Bu miktar üzerinden icra takibinin DEVAMINA, takibin kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep edilen faiz miktarı üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin ——– talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan —– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan ————-harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 266,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.086,36‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 266,17 TL peşin harç toplamı 346,87‬ TL ile —— ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri, Dosya ücreti) olmak üzere toplam — yargılama giderinden davanın kabul 0,89 ve red 0,11 oranına göre hesaplanan —— davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6————kabul oranına ——–göre davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7——— red oranına 171,6‬0 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 9.200,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.