Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/617 E. 2022/687 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/617 Esas
KARAR NO : 2022/687

DAVA : İtirazın İptali (Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2022
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı —- tarihli dava dilekçesinde özetle; ———- davalının yapmış olduğu haksız tüm İtirazlarının iptalini, icra takibin devamına karar verilmesini, ayrıca davalının söz konusu itirazı kötü niyetle gerçekleştirdiği sabit olduğundan hakkında alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle—— —— icra takibinde ödeme emri müvekkiline ———– tarihinde tebliğ edildiği, borca — tarihinde itiraz edildiği, itirazları sonucunda başlatılan takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine bu kere davacı —- dosyasına yapılan itirazın iptali istemli iş bu davayı açtığı, dava dilekçesi —tarihinde tebliğ edildiği, yasal süresi içerisinde cevaplarını sunduklarını, işbu dava bakımından yetkili mahkeme HMK 6 gereği müvekkilinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, bu sebeple işbu dava bakımından—– yetkisine itiraz ettiklerini, Mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin yetki yönünden HMK 114/1-ç ve 115/2 uyarınca usulden reddine ve mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
—– sayılı takip dosyasının — üzerinden dosyamız içerisine celp edildiği görüdü.
-Davalı .—–sıfatının olup olmadığı hususunda——— müzekkereler yazıldığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasında davacının davalı tarafa ödediği bedelden kaynaklı olarak alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptal edilip edilemeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşıldı.
—- tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak —— ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
“Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; TTK 4/1 maddesine göre bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da 4/2 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği ancak davalı tarafın tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada——- yazısında; davalı asilin ———————– arasında ——kaydının bulunduğu devam eden dönemlere ilişkin —–kaydının bulunmadığı ———— terk kaydının bulunduğu, ————- tarihli yazısında davalı adına tacir kaydına rastlanmadığının belirtildiği bu haliyle dava konusu alacağın————– sonrası itibariyle davalı asilin tacir olmadığı ve huzurdaki davanın ticari dava tanımına uymadığı, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde——– yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin—— aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli——–Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere ———– Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine—– ———–tarihinde göreve başlamalarına dair kararların—— sayılı —— anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize ——– mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde —–Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.