Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/612 E. 2022/769 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/612 Esas
KARAR NO : 2022/769

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 25/08/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait—– plakalı araçta şimdilik 100,00 TL değer kaybı, 100,00 TL kazanç kaybı olarak toplam 200,00 TL’nin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla kaza tarihi olan 03/01/2022 işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,——-plaka sayılı araç üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Teminat limiti kalmadığından ilgili davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin dava aleyhimize sonuçlansa dahi dava açılmasına sebebiyet vermemiş olmamız nedeniyle karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yan, üzerine kayıtlı araca zarar veren—–sigortacısına karşı açmış olduğu davada, —— plaka sayılı araçta oluşan hasar kaybı ve değer kaybı tazminatlarının tahsilini talep ettiği, davalı sigorta şirketinin cevap dilekçesi ile birlikte zararın poliçe limitleri kapsamında giderildiğinin anlaşıldığı, bu defa davacı vekili tarafından 6100 sayılı HMK nın 124. Maddesine istinaden taraf değişikliği talebinde bulunulduğu, mahkememizin 18/11/2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin talebinin kabulüne karar verildiği, böylelikle sigorta şirketine karşı açılan davanın taraf değişikliği ile kazada kusurlu olduğu ileri sürülen ve vefat etmiş ——-mirasçılarının davalı olarak belirlendiği anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkememizin iş bu dosyada görevli olup olmadığının irdelenmesi gerekmiştir.——- karar sayılı ilamında; “Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer ve kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanun’un 5/3. maddesine göre ise ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davanın haksız fiil niteliğinde trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı için tazminat istemine dayandığı, bu nedenle TTK’da düzenlenmediği, davacı tüzel kişi tacir olmakla birlikte davalıların gerçek kişi olduğu, davalıların gerçek kişi tacir de olmadığı, kazaya karışan araçların ticari araç olmadığı, davalılar arasında——- sigortacısının da taraf olarak yer almadığı, bu durumda ihtilafın TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle açılan davanın ticari dava niteliğinde olmadığı gözetildiğinde uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.” şeklindeki açıklamalarının ışığı altında mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğu, zira davacı tüzel kişi tacir olmakla birlikte davalıların gerçek kişi olduğu ve davalılar arasında ——- sigortacısının da taraf olarak yer almadığı anlaşılmıştır.
Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan ve göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan; taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce resen dikkate alınması gerektiğinden; mahkememizce işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilip, talep halinde ——-Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği vicdani kanaatine ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme ——Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle—— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.