Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/600 E. 2023/965 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/600
KARAR NO : 2023/965

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dilekçesinde özetle;
Davalı borçlu tarafından—-İcra Müdürlüğü’nün —–. dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan borca itiraz üzerine işbu davanın açıldığını, yetki itirazının yerinde olmadığını, davacının —– ünvanlı işyerinde ticari faaliyet gösterdiğini; davalının ise yukarıda adresi bulunan yerde—–ünvanlı işyerinde ticari faaliyet gösterdiğini ve şirket yetkilisinin —– olduğunu; davacı ile davalı aralarında ilk defa bu iş için ticari iş ilişkisinin kurulduğunu ve davacının davalıya 31.11.2022 tarihinde perde siparişi verdiğini; davalının davacıya—– peşin para almadan ürünü göndermeyeceğini yazdığını, davacının da davalı ile anlaştığı şekilde —– cins perde kumaşı ve mekanik aksamı dahil ürünün bedeli olan 17.000,85TL.yi işin başında sipariş aşamasında ödediğini; davalı şirketin yetkilisi olan —- kendi annesinin hesabı olduğunu söylediği —— nolu hesabına bir 01.12.2021 -07.12.2021 tarihlerinde iki sefer de davacının ürün bedelini yatırdığını ( banka kayıtları 7.500 TL ve 9.500 TL bedelli iki adet makbuz); davalı şirketin bu ödeme ile ilgili olarak davacıya siparişten yaklaşık 3 ay sonra 28.02.2022 tarihli —– numaralı 17.000,85TL bedelli E-arşiv faturasını tanzim ettiğini; davacının sipariş aşamasında, davalıdan talep ettiği sipariş verilen malın mekanik aksamı dışındaki kumaş kısmının davacı tarafından sipariş verilen kumaş cinsi (—–karartma) yerine çok farklı bir cins gün ışığını gösteren kumaş (—-) kumaş gönderildiğini; 13.12.2022 tarihinde ürün davacının eline geçtiğinde aynı gün montaj aşamasında davacının, sipariş verdiği —— kumaş yerine—- kumaş gönderildiğini farkettiği an davalıyı telefonla aradığını, yanlış kumaş gönderildiğine dair ilgili videoyu davalıya —- gönderdiğini, davalı ile yaptığı telefon ve —– yazışmaları ve ses kaydı, video kaydı olan görüşmelerde davalı şirketi uyardığını ve —- kumaş yerine — kumaş gönderildiğini bildirdiğini, bu hatayı düzeltmesinin davalıdan istendiğini, davalının ise davacının sipariş verdiği doğru olan —- kumaşı göndereceğini önce bildirdiğini, sonra da kumaşın kendisinde olmadığını, kendisinin de —–isimli firmadan bu kumaşı satın aldığını ve davacıya —– bu kumaşı temin edebileceğini söyleyerek bu firmanın telefon numarasını verdiğini; davacının bu firma ile iletişim kurduğunu, ancak —– kumaşı temin edemediğini; davacının müşterisi tarafından malı teslim etmesi için sürekli şekilde mesajlarla sıkıştırıldığı için müşterisine hizmet verebilmek için başka bir firmadan 7.500TL bedel karşılığında doğru olan —– kumaşı temin etmek zorunda kaldığını; davalının davacı tarafından piyasadan başka bir firmadan —– kumaş temin edilmesi halinde davalının davacıdan kumaşı kendisine göndermesini ve kumaşa gerekli işlemler yapacağını ve ayrıca kumaş bedelinin davacıya iade edileceğini, ödeneceğini taahhüt ettiğini, davacının, davalı şirketin yanlış cins kumaş göndermesinden kaynaklı ortaya çıkan bedel ile ilgili davalı şirketin ödeme taahhüdü üzerine 7.500TL kumaş bedelinin kendisine ödenmesini davalı şirket yetkilisi olan —- istediğini, —–kumaş bedeline dair 7.500TL borcu ödeyeceğini davacıya beyan ettiğini, en son vekil olarak tarafımla görüşme sağlayarak 31.01.2022 tarihine kadar bu borcu ödemek için süre istediğini, bu sürenin verildiğini, ancak kendisinden bu tarihe kadar ödeme alınamadığını; davalı tarafından bu sefer siparişten yaklaşık 3 ay sonra 28.02.2022 tarihli ——numaralı 17.000,85TL bedelli E-arsiv faturasının tanzim edildiğini, davalı teslim ettiği ürünün faturasını da 05.03.2022 tarihinde —- ilettiğini, —– Noterligi’nde 11.03.2022 tarihinde düzenlenen——yevmiye numaralı ihtarname ile itiraz süresi içinde işbu fatura ve içeriğine itiraz edildiğini, davalı şirkete ihtarnamenin 12.03.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının yanlış gönderilen —- kumaşını da davalıya 30.03.2022 tarihinde —- ile iade ettiğini, borçlunun borca itirazında, “kumaş renk değişikliği yapılmak istendiği” şeklindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu; asıl konunun kumaş rengi değil, kumaşın cinsi olduğunu beyan etmiş ve itirazın iptaline, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının siparişi üzerine verilen ve özel kesimi ölçülendirilmesi yapılan işin eksiksiz teslim edildiğini, teslim yerinde montaj için eleman istihdam edildiğini, sonrasında kumaş değişikliği yapılmak istendiğini, iş bittikten sonraki taleplerin karşılanmasının mümkün olmadığını, tüm işlemler bittikten sonra kumaş konusunda (rengi, delik ebaktalı gibi) beğenmeme gibi bir durumdan kaynaklı yenilemenin talep edilmesi durumunun yaşandığını, bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, farklı kumaşın istenmesi durumunda yeniden sipariş verilmesinin ve ölçüye göre kesilmesi gereken bir iş yeni bedel anlamına geleceği için karşı taraf da bunu kabul etmediğinden ilk ve kesin sipariş şekli ile kaldığını, Şubat ayında tamamlanan iş için değişiklik talebinin elbette bedelsiz kabul edilmesinin mümkün olmayacağını, ihtar giderini de talep edemeyeceğini, davacının davalı tarafından yapılan işin iadesini de yapmadığını, işi uhdesinde tuttuğunu, davacı doğru kumaşı başkasından aldığını iddia ettiğini, oysa işte, doğru veya yanlış kumaş iddiasının olmadığını, davalının kusurunun olmadığını, eksik veya ayıplı iş olmadığını beyan etmiş ve davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesi talep edilmiştir.

DELİLLER:
—–İcra Dairesinin——esas sayılı icra dosya sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.11/07/2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir, bir tekstil mühendisi bilirkişisi ile Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 18/09/2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir

.Mali Müşavir —Tekstil Mühendisi —–, Nitelikli Hesaplama Uzmanı —– oluşan heyet bilirkişi raporunda özetle;
Davacı tarafından davalı aleyhine 13/04/2022 tarihinde—- İcra Müdürlüğü’nün—– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde 7.500TL.lik asıl alacak+550,25TL.lik ihtarname ücretinin ödenmesinin talep edildiği; “Davacı tarafa ait 2021, 2022 yılı Ticari Defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri tespit edilmek suretiyle HMK 222 maddesi uyarınca lehine delil teşkil edecek vasıfta olup olmadığı” hususunda: Mali inceleme neticesinde davacıya ait 2021, 2022 yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğundan lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, “17.000,85 TL’lik faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, tebliğ edilmiş ise 8 günlük sürede herhangi bir itiraz olup olmadığı, iade faturasını düzenleyip düzenlemediği; “7,500TL değerinde başka bir firmadan kumaşın temin edilip edilmediği, temin edilmesi ilişkin fatura bulunup bulunmadığı, davacının faturaları ticari defterlerine işleyip işlemediği, iade faturası düzenleyip düzenlemediği” hususunda: Mali inceleme neticesinde Davalı tarafından davacıya 28/02/2022 tarih ve — nolu KDV dahil 17.000,85 TL tutarlı—-açıklamalı fatura düzenlendiği, ancak davacı tarafından kayıtlarına alınmayarak 11/03/2022 tarihinde —-. Noterliği’nin—- yevmiye nolu ihtarname ile “kendisine 05/03/2022 tarihinde —– yolu ile iletilen e-Arşiv faturasını kabul etmediklerini fatura içeriğine itiraz ettikleri, herhangi bir borçları olmadığı, yanlış gönderilen kumaş nedeni ile başka bir firmadan 7.500,00 TL tutarında kumaş alındığı, maddi zarara uğradıkları kumaş bedelinin kendilerine ödenmesi konusunda davalının ihtar edildiği” dosya münderecatında bulunan taraflara ait —– yazışmalarından davalı tarafından düzenlenen 28/02/2022 tarih ve —– nolu KDV dahil 17.000,85 TL tutarlı e-Arşiv faturanın davacıya 05/03/2022 tarihinde iletildiği görüldüğünden davacı tarafından kesilen faturaya 8 günlük yasal süresi içerisinde itiraz edildiği, “17.000,85TL’lik ve 7,500TL’lik faturaların BS-BA formalarına konu edilip edilmediği” hususunda: Mali inceleme neticesinde Davacı tarafın işletme defteri tutması hasebi ile tahsilat ve ödemelerin İşletme Defterine kaydı mümkün olmadığından dosyaya sunulan dekontlarının tetkikinde; dava dışı —–hesabına 17.000,00 TL Eft işleminin yapıldığı, Mali inceleme neticesinde davacı tarafından yanlış gelen ürün yerine —- isimli firmadan 08/03/2022 tarih —– nolu,—–Kumaş açıklaması ile kdv dahil 7.500,00 TL tutarında fatura aldığı, söz konusu faturanın davacıya ait 2022 yılı İşletme Defterinde Gider sayfasında 55. satırda işleyerek kayıtlarına aldığı, “Tarafların defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı” hususunda: Mali inceleme neticesinde icra takibine konu edilen asıl alacak ile ihtarname ücreti açısından a. Asıl alacak olarak talep edilen 7.500TL.nin davalıya ödenip ödenmediği; davalı tarafından ödemenin yapıldığının kabul edilip edilmediği hususunda 7.500TL’nin 01/12/2021 tarihinde davacı tarafından dava dışı —–hesabına ödendiği, b. İhtarname ücreti olarak talep edilen 550,25TL.nin davacı tarafından ödenip ödenmediği hususunda davacı tarafından 11/03/2022 tarihinde —– Noterliği —– nolu makbuz ile İhtarname ücretinin ödendiği, Sektörel inceleme neticesinde:
A-. Taraflar arasında satış sözleşmesi değil, eser sözleşmesinin kurulduğu; davacının kendisine uygun olarak hazırlanacak özel siparişte bulunduğu;
B-. Davacı tarafa teslim edilen üründe kullanılan kumaşın, davacının talep ettiği —- özelliğini taşımadığı; c. Buna ilişkin ayıp ihbarının da davacı tarafından ürünün teslim alındığı gün davalıya —-aracılığı ile yapıldığı; bu yazışmada yeni kumaş gönderilerek davalıdan ayıbın giderilmesinin istendiği; sonrasında ise bu seçimlik hak, davalı tarafından karşılanmadığı için davacının üçüncü kişiden kumaş alarak montajı tamamladığı, Yukarıdaki sektörel incelemedeki beyanlar doğrultusunda borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında
A. Sözleşmeye aykırı nitelikte olan eser (yukarıdaki sektörel incelemede taraflar arasındaki yazışmalar incelendiğinde kurulan ilişkin eser sözleşmesi olduğu kanaatine varılmış olduğundan) bakımından davacı işsahibinin, (yine yukarıdaki sektörel incelemede belirtildiği üzere) ürünün teslim alındığı gün —–aracılığı ile” ayıp ihbarını (ayıbı bildirme külfetini) (Yargıtay—- Hukuk Dairesi’nin —-. 16.2.2022 kararında da belirtildiği üzere eser sözleşmesinde tacirler arasında ayıp ihbarının, tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanabileceği kabul edilmekle), davalı yükleniciye karşı TBK m. 474/I1 hükmünce zamanında yaptığı,
B. Böylece davacı işsahibinin, ayıptan sorumluluk haline özgü olarak düzenlenmiş “seçimlik” haklardan TBK m. 475/I, b.32 hükmünce “ücretsiz onarım” yönündeki seçimlik hakkı kullandığı,
C-. Davacının da (sektörel incele doğrultusunda) TBK m. 475/I,b.3 hükmüne göre “ücretsiz onarım” yönündeki seçimlik hakkını, ayıp ihbarı ile ilettiğinin görüldüğü; kullanılan seçimlik hakkın, yenilik doğuran hak niteliğinde olduğu; buna ilişkin Yargıtay —-.HD.—– 28.9.2016 kararının “Kullanılmalarıyla yeni bir hukuki durumun ortaya çıkmasına yol açan haklara yenilik doğuran haklar denir. Yenilik doğuran haklar; kurucu, değiştirici ve bozucu yenilik doğuran haklar olarak kısımlara ayrılır. Yenilik doğuran haklar kullanılmakla tükenen haklardır ve kullanılmalarından sonra bu hakkın kullanılmasına dair işlemin geri alınması mümkün değildir. Yenilik doğuran hakkın kullanılmasıyla ortaya çıkan hukuki sonuç herkes için geri dönülmez bir biçimde meydana gelir.” şeklinde olduğu; d. TBK m. 475/I hükmünün ilk cümlesinin “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:” şeklinde olduğu; buna göre işsahibinin yükleniciye karşı hükmün ilk fıkrasının üç bendinde sayılan seçimlik haklardan sadece “bir tek” seçimlik hakkı kullanabileceği; e. Ancak davacının, yukarıda açıklandığı üzere TBK m. 475/I,b.3 hükmünce ayıp ihbarı ile “ücretsiz onarım” yönünde seçimlik hakkını kullanmasından sonra, icra takibinde ise – (davalıya eser bedeli olarak ödendiği anlaşılan) 7.500TL.nin ve – davalının borcunu gereği gibi ifa etmemesi sebebiyle noter aracılığıyla göndermek zorunda kaldığı ihtarname masrafı olarak 550,25TL.nin ödenmesini talep ettiği; f. Hal böyle olmakla – Davacı işsahibinin, TBK m. 475/I,b.3 hükmünce ayıp ihbarı ile “ücretsiz onarım” yönünde seçimlik hakkını kullanmasından sonra, icra takibinde (TBK m. 475/I,b.1 hükmünce “sözleşmeden dönme” yönündeki seçimlik hakkın tercih edilmesi durumunda TBK m. 77/son hükmüne göre sebepsiz zenginleşme kapsamında talep edilebilecek) “ödenen eser bedelinin iadesini” talep etmesinin, ayıp ihbarı ile kullanılan “ücretsiz onarım” yönünde seçimlik haktan farklı olduğu; TBK m. 475/I hükmünün ilk cümlesine göre “işsahibinin seçimlik haklardan birini kullanabileceği” düzenlendiğinden artık yenilik doğuran hak olarak başka bir seçimlik hakkın kullanılamayacağı kanaatine varıldığı; takdirin, elbette Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Ancak eğer Sayın Mahkemece bu görüşün aksinin kabulü halinde ise, başka bir ifadeyle davacı işsahibinin, ayıp ihbarı ile TBK m. 475/I,b.3 hükmünce “ücretsiz onarım” yönünde seçimlik hakkını kullanmasından sonra icra takibinde ise TBK m. 475/I,b.1 hükmünce sözleşmeden dönme halinde istenebilecek “bedel iadesinin” istenebileceğinin; ayrıca yine icra takibine konu edilen noter masrafının da TBK m. 475/II3 hükmünce olumlu (müspet) zarar kalemi olarak istenebileceğinin kabulü halinde (mali inceleme neticesinde) davacının, 7.500TL. ile 550,25TL. ödediği tespit edildiğinden bu kalemlerin alacak olarak davalıdan istenebileceğini şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Dava, itirazın iptali ve
icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce çözülmesi gereken uyuşmazlık, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve icra inkar tazminatına hak edip etmediği, davalının borca itirazının yerinde olup olmadığı, davacının davalıdan almış olduğu malda ayıp bulunup bulunmadığı, davalı tarafça dava dilekçesinde iddia edilen hususlarda ayıplı ifada bulunup bulunmadığı, ayıp bulunmakta ise açık veya gizli ayıp olup olmadığı, davacının maddi zararını davalıdan talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.

Somut olayda; davacı taraf davalıdan ayıp nedeniyle maddi zarar talebinde bulunmaktadır. Davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı tarafça düzenlenen faturaya süresinde itiraz edildiği, davacı tarafından sunulan dekont içeriklerinden davalıya 17.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından 08/03/2022 tarihli fatura ile KDV dahil 7.500,00 TL dava dışı —– isimli firmadan kumaş aldığının mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edildiği, tekstil Mühendisi bilirkişi tarafından yapılan incelemede tarafları —– yazışmaları, sesli mesajlardan ve ürünün incelenmesinden malın kararlıştırılan —– özellikte üretilmediği ve gönderilmediği, taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulduğu, temin edilen kumaşın piyasa emsal fiyatları dahilinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve beyanların değerlendirilmesinde; taraflar arasında kumaş perdenin montaj işinin de dahil edilmesi nedeniyle eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılmıştır.TÜrk Borçlar Kanunu’nun 475.maddesinde “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” şeklinde düzenlendiği, bilirkişi heyet raporunda seçimlik hakkın kullanılması yenilik doğuran hak niteliğinde olduğu, ücretsiz onarım seçimlik hakkının kullanılmasından sonra sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı yönünde tespitte bulunmuş ise davacı yanca icra takibine konu yapılan alacağın genel hükümlere göre tazminat istemi niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
İcra takip talebinde 7.500,00 TL salı alacak ve 550,25 TL ihtarname masrafı olarak icra takibi başlatıldığı, davacı vekili tarafından dava değerinin 7.500,00 TL olarak gösterildiği, huzurdaki dava değerinin icra takibindeki asıl alacak 7.500,00 TL olduğu kabul edilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 7.500,00 TL alacaklı olduğu, davalının ayıplı kumaş perdesi gönderdiği, davacının süresinde ayıp ihbarı yapmış olduğu ve dava dışı firmadan kumaş temin etmiş olduğu, davacının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının şartları oluştuğu, alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

H Ü K Ü M:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE;
Davalı tarafından—-. İcra Dairesinin—– sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 7.500,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 1.500,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 512,32 TL harçtan, peşin yatırılan 87,84 TL harcın düşümü ile geri kalan 424,48 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 87,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 6.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 582,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 7.500,65‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 7.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
9-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair;6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.