Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/595
KARAR NO : 2023/929
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket Müvekkili tarafından iş güvenliği danışmanlık hizmetine dayalı alacağına ilişkin davalı tarafa karşı ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Söz konusu icra takibinin takipte kesinleşen miktarı 6.477,07 TL’dir. Borçlu 3.450 TL’nin dışında kalan kısmına itiraz etmiştir. Davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine TTK 5/A maddesince zorunlu kabul edilen ticari arabuluculuk yoluna gidilmiştir. Ancak söz konusu arabuluculuk sürecinde taraflarca anlaşmaya varılamamıştır. Bu sözleşmeye istinaden müvekkili firma davalıya karşı tüm edimlerini yerine getirmiştir. Fakat davalı, müvekkili şirkete olan toplam 4.800,00 TL tutarındaki borcunu ödememiştir. Bu nedenle asıl alacak ve faiziyle birlikte toplam 6.477,07 TL tutarında 02.11.2019 tarihinde icra takibi başlatılmıştır. Davalarının Kabulüne, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kısmi itirazın iptali ile 3.027,07 TL borca takip tarihinden itibaren işleyecek olan avans faiz ile birlikte takibin devamına, Borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklar üzerine İİK m.259/2 maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, Haksız olarak itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER:
—–vergi Dairesinin 19.08.2022 tarihli yazı cevabı,—-. İcra Dairesinin——esas sayılı icra dosya sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
11.04.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 10.07.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; Defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri tespit edilmek suretiyle HMK 222 maddesi uyarınca lehine delil teşkil edecek vasıfta olup olmadığının, Davacı taraf ticari defterleri; 2016-2018-2016 Sahibi lehine delil teşkil etmekte olduğu kanaatine varılmış olup takdir sayın mahkemenizindir. 2017 ticari defterleri sahibi lehine delil teşkil etmediği kanaatine varılmış olup takdir sayın mahkemenizindir. Davalı taraf ticari defterleri; 2016-2017-2018-2019 ticari defterleri sahibi lehine delil teşkil etmediği kanaatine varılmış olup takdir sayın mahkemenizindir. Tarafların defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı ve miktarı , davacının icra takibine konu ettiği faturaların davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise 8 günlük sürede herhangi bir itiraz olup olmadığı, davalının faturaları ticari defterlerine işleyip işlemediği, davalının iade faturası düzenleyip düzenlemediği, faturaların ba/bs formlarına konu edilip edilmediği Takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan alacağı bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafın icra takibine konu ettiği faturalar davalı tarafa tebliğ etmediği tespit edilmiştir. Davalı taraf icra konusu faturaları ticari defterlerine işlememiştir. Davalı taraf iade faturası düzenlememiş, BABS formlarına konu etmemiştir. C) Tarafların defter kayıtları arasında farklılık bulunduğu takdirde müsteminatlarınında incelenmek suretiyle farklılığın neden kaynaklandığı ve hangi tarafın defterindeki kayda değer verilmesinin gerektiği hakkında rapor istenmesine Tarafların ticari işlemleri nedeni ile cari bakiyeleri takip tarihi itibariy sıfır(0)’dır. Takip konusu faturalar dava dışı üçüncü kişi—— ORTAKLIĞI adına düzenlenmiştir. Dava dışı üçüncü kişi ticari defterlerinde inceleme yapılmamıştır ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde kısmi itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının kısmi itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, taraflara ticari defter ve belgelerini sunması için süre verildiği, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davacının icra takibine konu ettiği alacağının ticari defterlerde ..—–Ortaklığı adına düzenlendiği, davacı kayıtlarına göre davacı iye adi ortaklık arasında ticari ilişkinin 2016 yılında başladığı, 2016 yılı sonunda 1.200,00 TL alacağın 2017 yılına devrettiği, 2017 yılı dönem sonunda 4.800,00 TL alacaklı olduğu, davacının 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin ve davalının da incelenen defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmediği, davacının kendi kayıtlarına göre davalı …’dan alacağının bulunmadığı, davacı kayıtlarına göre faturaları tebliğ edilmediğinin bildirildiği raporda görülmüştür.
—– Bölge Adliye Mahkemesi ——Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve —–karar sayılı ilamında; “Taraf ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece re’sen nazara alınır . Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 638. maddesine göre; ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmadıkça adi ortaklar birlikte ya da temsilci vasıtasıyla üçüncü kişilere karşı olan borçlardan müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hükme göre alacağa ilişkin bu davanın adi ortakların müteselsil sorumluluğuna dayalı olarak ortakların her birine karşı açılması mümkündür.Alacak istemli dava, adi ortaklıklardan birine veya birkaçına karşı açılmış ise, TBK. 163. Maddesi uyarınca dava incelenmelidir. Ancak sadece adi ortaklık veya ortak girişim denilmiş ve kişi gösterilmemiş ise Hukuk Genel Kurulunun 8.10.2003 tarih, —–sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, para alacaklarına ilişkin olarak adi ortaklığa değil, ortaklığı oluşturan ve müteselsil sorumluluğu bulunan ortaklardan biri olan davalı şirkete dava açmıştır. Davalının müteselsil sorumluluğu nedeni ile yukarda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında taraf sıfatı bulunmaktadır.” şeklinde açıklanmıştır. Davalı yanın adi ortaklık adına borcun icra takibinde istenildiği belirtilmediği itirazı yerinde görülmemiştir.
HMK 222/2.maddesinin ” Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” şeklinde düzenlendiği, davacının 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, ticari defterin faturaya dayalı alacağın varlığı bakımından delil olarak kullanılamayacağı, faturaların teslim alan kısımlarının boş olduğu ve davacı tarafça irsaliyeli faturalardaki malın davalıya teslim edildiğinin ispatlanamadığı, bu haliyle davacı tarafça alacağın ispatlanamadığı, davalının icra takibinden önce davalıyı temerrüte düşürmediği, davalı yanca icra takibindeki borca kısmi itiraz yaptığı ve borçlu olduğunu kabul ettiği kısım yönünden icra takibinde gözetilebileceğinden, mahkememizce dava konusu yapılan 1.350,00 TL asıl alacak ve 1.677,07 TL işlemiş faiz olma üzere 3.027,07 TL alacak bakımından davacı tarafça mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 189,15 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.027,07 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINADair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.