Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/583 E. 2023/146 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/583 Esas
KARAR NO : 2023/146

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2022
KARAR TARİHİ : 20/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından hizmet alımı ihaleleri kapsamından çalıştırılan ——işçilik alacakları nedeniyle açılan dava sonucunda davacı kurum tarafından 17.03.2022 tarihinde 41.732,47 TL. ödeme yapıldığını, davalı alt işverenliklerin sorumluluklarına isabet eden toplam (35.449,31) TL.’nin, taraflar arasında imzalanan teknik şartname hükümleri gereği, davalı alt işverenliğin sorumluğuna göre, ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte, tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
RAPOR Bilirkişi raporunda özetle; “Hukuki durumun ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı yanın rücuan talep hakkının bulunduğunun kabulü halinde: I. SEÇENEKTE : Davacının ödediği tutarın tamamını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde, davacı yanın davalılardan rücuan talep edebileceği alacak tutar: ——. Seçenek Tamamın Rücu 35.879,55 TL, TALEP 35.449,31 TL, 2. SEÇENEKTE : Yargıtay kararına göre davacının ödediği tutarın yarısını rücu hakkının bulunduğunun kabulü halinde, davacı yanın davalılardan rücuan talep edebileceği alacak tutarı: 2. Seçenek % 50 Kışının Rücu ——- = 17.939,77 TL, Faiz başlangıcının 17.03.20229 ödeme tarihi olacağı;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından hizmet alımı ihaleleri kapsamından çalıştırılan ——- işçilik alacakları nedeniyle açılan dava sonucunda davacı kurum tarafından 17.03.2022 tarihinde 41.732,47 TL. ödeme yapıldığını, davalı alt işverenliklerin sorumluluklarına isabet eden toplam (35.449,31) TL.’nin, taraflar arasında imzalanan teknik şartname hükümleri gereği, davalı alt işverenliğin sorumluğuna göre, ödenen tutarların ödeme tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı yan cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da iştirak etmemiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın, sigortalı işçinin açmış olduğu dava sonucu ödenen kıdem tazminatı, yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçtan davalı işverenin sorumluluğu hususunda toplanmaktadır.
Getirtilen ——. İş Mahkemesi’nin 23.03.2010 tarih ve ——-Sayılı kararına göre, sigortalı ——- tarafından davalı ——aleyhine olarak açılan dosyada,——- ihbar olunan konumunda olduğu, dava dışı sigortalı ——12.03.1996 tarihinden itibaren 03.04.2002 tarihine kadar —– bünyesinde, bu tarihten sonra da ——- devrinden sonra 31.03.2003 tarihine kadar çalıştığının tespiti yapılarak 4.783,60 TL kıdem tazminatının 16.03.2006 dava tarihinden itibaren işleyecek——–en yüksek banka mevduat faizi, 1.000,00 TL vekalet ücreti, 165,68 TL Yargılama Gideri, 85,80 TL, harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir. Bahsi geçen bidayet mahkemesi kararı——– Karar Sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür. Yukarıda belirtilen ve taraflar bakımından kesinleşen ilama konu alacak——- sayılı dosyasına, 22.09.2010 tarihinde 12.960,00 TL ve 15.10.2010 tarihinde 840,00 TL olmak üzere toplam 13.800 TL ödenmek suretiyle icra dosyası infaz edildiği anlaşılmıştır.Dosyaya kazandırılan —— Sayılı kararına göre,——- aleyhine olarak, sabık icra dosyasına konu alacağın sorumluluğunun ——- ait olduğu belirtilerek dava ikame edildiği, 12.960,00 TL’nin 22.09.2010 tarihinden 840,00 TL.’nin 15.10.2010 tarihinde itibaren avans faizi ile birlikte ——-tahsiline dair karar verildiği tespit edilmiştir. Dava dosyasına kazandırılan——Hukuk Dairesi’nin 09.02.2022 tarih ve——-Sayılı kararına göre, —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.09.2019 tarih ve ——-Sayılı kararına karşı yapılan İstinaf talebinin kesin reddine dair karar verilmiştir. Devamında ise——tarafından,——-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.09.2019 tarih ve ——- Sayılı karar ilamı açıklamalı olarak 17.03.2022 tarihinde 41.732,47 TL. ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Dava, iş yerini devralan davacının, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirketin dava dışı işçisine yaptığı ödemeyi davalı şirketten devir alan işveren sıfatından kaynaklı tahsil hakkının bulunup bulunmadığı, davalı şirketin sorumlu olacağı miktarın saptanması amacıyla dosyanın 27/10/2022 tarihli ve——- nolu celsesinin ara kararları uyarınca bilirkişiye tevdi edildiği, 07/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda rucü alacağına esas olmak üzere alternatifli hesaplama yapıldığı, davacı yanca alternatifli hesaplamalardan 1. seçenek olan ödenen bedelin tamamının rücusuna ilişkin hesaplamanın kabul edilmesini talep ettiği görülmüştür.
—— dışındaki kuruluşların Elektrik Üretimi, Dağıtımı, İletimi ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkındaki 3096 sayılı yasa uyarınca Bakanlar Kurulu’nun 24.08.1989 tarih ve—— sayılı kararı gereğince ——-Yakasında elektrik üretim, iletim, dağıtım ve ticaretiyle görevlendirilen ——- arasında 24.11.1989 tarihinde —— Görev Şirketi Sözleşmesi”, mülga —— Müdürlüğü ile 30.03.1990 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” ve 01.07.1990 tarihinde ise İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin eki olan “Enerji Satış Anlaşması”nın imzalandığı, 01.09.1990 tarihinde davalı şirkete fiili devir yapıldığı, daha sonra ——. ile ——- arasında 02.12.1997 tarihinde ——- Elektrik Dağıtımı ve Ticareti Hizmetlerinin yapılması için Görev Verilmesine ilişkin İmtiyaz Sözleşmesi”, davalı şirketle——- arasında 04.05.1995 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” ve yine aynı şirketle——– arasında 04.10.1995 tarihinde “Enerji Satış Anlaşması”nın imzalandığı, Bakanlar Kurulu kararı ile ——- ile görevli şirketler arasında elektrik enerjisi almak ve satmak üzere akdedilen anlaşmaların muhatabının—– olduğuna karar verildiği, yine Bakanlar Kurulu’nun 02.03.2001 tarihli kararı ile ——-Genel Müdürlüğünün “——– ünvanlı üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde teşkilatlandırılmasına karar verildiği, —– açtığı dava neticesinde ——Daire Başkanlığı’nın 27.03.2002 tarih ve —— Karar sayılı kararı ile imtiyaz sözleşmesinin iptal edildiği, Danıştayın mezkur iptal kararı ile ——alınarak ——–devredildiği anlaşılmıştır. (Bazı Farklarla Birlikte ——–Yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamalar muvacehesinde dosya kapsamı incelendiğinde davacı vekilinin dosyaya kazandırdığı ve bilirkişi tarafından incelenen sözleşme taraflar arasındaki sözleşme olmayıp davalı—— ile dava dışı ———arasında imzalanan 02/01/2022 tarihli sözleşme ve teknik şartnamedir. Davacı vekili bahsi geçen sözleşme haricinde dosyaya kazandırdığı sözleşme veya teknik şartname mevcut değildir. Bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşme tespit edilememiştir.Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olmayıp söz konusu ilişki devreden işveren -devralan işveren ilişkisidir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları şöyledir:
“Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
3. 4857 sayılı Kanun’un “İşyerinin veya bir bölümünün devri” kenar başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir;
“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz”
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere ve ispat kurallarına göre 20/07/2022 tarihinde dava şartı olan arabuluculuk faaliyetine girişen davacı, 11/08/2022 tarihinde arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine işbu davayı açtığı, 12/08/2022 tarihli dava dilekçesinde——– Asliye Ticaret Mahkemesinin kararına istinaden dava dışı şirkete ödenen bedelden 35.449,31 TL nin ödeme tarihi olan 17/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde 12/03/1996 ila 03/04/2022 tarihleri arasında çalıştığı, bu zamana denk gelecek şekilde 35.879,55 TL kıdem tazminatına hak kazandığının hesaplandığı, davacı vekili ise dava dilekçesinde 35.449,31 TL üzerinden talepte bulunduğu, davacı yanın talebinin yerinde olduğu, davalı şirketin devreden işveren sıfatı ile dava dışı işçiye ödenen bedelden işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere alacaklardan sorumlu olduğu değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-35.449,31 TL alacağın ödeme tarihi olan 17/03/2022 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.421,54 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 605,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.816,15‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 605,39 TL peşin harç toplamı 686,09‬ TL ile 1.588,50 TL ( Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 2.274,59‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.