Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/582 E. 2023/776 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/582 Esas
KARAR NO: 2023/776
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/08/2022
KARAR TARİHİ: 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili arasında çelik konstrüksiyon işçiliğinine dayalı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin malı teslim etmesi gereken süre içerisinde davalı şirkete teslim etttiğini bu iş ilişkisi çerçevesinde düzenlenen faturaya konu borcun 06.05.2022 tarihinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken davalının faturaya itiraz etttiğini ve bugüne kadar ödeme yapmadığını, davalı hakkında——– E. sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 70.806,61 TL asıl alacak ve 867,- TL işlemiş faiz toplamının tahsili amacıyla yapılan takibe davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek davalının menkul – gayrimenkul malların, hak ve alacakların tamamı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, borçlunun borca ve icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin ——– E. sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sindan az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile bir kısım işlerin yapıldığını bunların faturalarının ödendiğini, davacının daha sonra herhangi bir iş anlaşmasına dayanmadan dava konusu 06.05.2022 tarihli faturayı düzenleyerek müvekkili şirkete gönderdiği fatura konusu ile ilgili herhangi bir mal ve hizmet alınmadığından yasal süresinde ——— Noterliğinin 11.05.2022 tarih ve ——— yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturaya itiraz edildiğini, bu fatura ile ilgili icra takibine de itiraz edildiğini, ürün teslimlerinin hukuki bir işlem olduğunu ancak TMK 6. Ve HMK 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispatının gerektiğini, davacı tarafı sözleşmeyi ispatlamaya davet ettiklerini, herhangi bir sözleşmeye dayanmayan mal ve hizmet sunulmayan faturaya doğal olarak itiraz edildiğini, faturaya itiraz edilmiş olması ve arada yazılı bir sözleşmenin bulunmaması sebebiyle alacağın likit sayılmayacağı için itirazın iptalinde icra inkar tazminatının olamayacağını, davacı tarafın tanık delilini kabul etmediklerini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız ve mesnetsiz olarak icra takibi başlatan davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı ——— incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davalı ——- şirketinin incelenen kayıtlarına göre, davalı ——- şirketinin davacı ——— 06.05.2022 tarihinden itibaren ve 02.06.2022 takip tarihi itibariyle 110.771,01 TL borçlu bulunduğu, takip ve dava konusu edilen 06.05.2022 tarihli, ———- numaralı faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı ancak davalı kayıtlarında aynı tarihli ve tutarlı ——– numaralı faturanın yer aldığı (fatura numarasının davalı kayıtlarına sehven hatalı kayıt edildiği), Taraf kayıtları arasındaki 70.806,61 TL farkın davalı kayıtlarında yer alan 06.05.2022 tarihli ——— numaralı 70.806,61 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, Davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında bulunmadığı 03.01.2023 tarihli Bilirkişi Raporunda tespit edilen, takip ve dava konusu 06.05.2022 tarihli, ———- numaralı, 70.806,61 TL bedelli, içeriğinin “Çelik Kontrüksiyon İşçilik Yapılması” iş miktarının belirtilmediği, davacı tarafından davalıya kesilen e-Arşiv faturanın e-Arşiv kapsamıda elektronik ortamda davalıya iletildiği, Davacı ve davalının 2022 04/05 dönemlerine ait (Bs) ve (Ba) beyanlarında mutabık oldukları, 06.05.2022 tarihli numaralı 70.806,61 TL bedelli faturayı 2022/05 döneminde beyan ettikleri, Davalı kayıtlarında yer alan ancak davacı kayıtlarında bulunmadığı 03.01.2023 tarihli Bilirkişi Raporunda tespit edilen takip ve dava konusu 06.05.2022 tarihli ——— numaralı 70.806,61 TL bedelli, davacı tarafından davalıya kesilen e-Arşiv faturanın ——– Noterliği’nin 11.05.2022 tarihli ——– yevmiye numaralı İhtarnamesi ile 06.05.2022 tarih ve ——— numaralı e-Arşiv faturasında bulunan işçilik hizmetini almadıklarını faturada yazılan bedeli kabul etmediklerini bilgileri dışında kesilen bir fatura olduğunu belirterek yasal süresi içerisnde iade ettikleri görülmüştür. Dava dosyasına sunulan ———- irsaliyelerde, miktarları belirtilen çelik konstrüksiyon malzemelerinin araç ve şöför bilgileri verilerek sevk amaçlı gönderildiği fatura edilmeyeceği bilgilerinin yer aldığı, söz konusu irsaliyelerde teslim eden ve teslim alanlara ait isim ve imzaların bulunmadığı, faturanın işçilik faturası olduğu, irsaliyelerin ise bu işçiliğe ilişkin malzemelerin şevkine ait olduğunun anlaşıldığı, ——– Talimatı ile davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi sonucu tanzim edilen 03.01.2023 tarihli Bilirkişi Raporunda Bilirkişi tarafından özetle, Davacı yan defterlerinin usulune uygun lehine delil teşkil edecek nitelikte olduğu, davacının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmediği, icra takip talebi tarihi itibariyle davacının davalıdan dava konusu fatura ile ilgili alacağının gözükmediği, takibe ve davaya konu faturanın davalı şirkete ulaştırıldığı davalı şirket tararfından 5 günde itiraz edildiği, faturaya konu hizmetin ifa edildiğin dair imzalı bir belgenin dava dosuyasına sunulmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——— Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Benzer bir konuya ilişkin ——— sayılı ilamında;”Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.” şeklinde gerekçelere yer verildiği görülmüştür.Davalı şirketin bilirkişi marifetiyle incelenen kayıtlar neticesinde oluşturulan 27/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı ——- şirketinin incelenen kayıtlarına göre, davalı ——– şirketinin davacı ——– 06.05.2022 tarihinden itibaren ve 02.06.2022 takip tarihi itibariyle 110.771,01 TL borçlu bulunduğu, takip ve dava konusu edilen 06.05.2022 tarihli, ——— numaralı faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı ancak davalı kayıtlarında aynı tarihli ve tutarlı ———- numaralı faturanın yer aldığı (fatura numarasının davalı kayıtlarına sehven hatalı kayıt edildiği); Davacı ve davalının 2022 04/05 dönemlerine ait (Bs) ve (Ba) beyanlarında mutabık oldukları, 06.05.2022 tarihli numaralı 70.806,61 TL bedelli faturayı 2022/05 döneminde beyan ettikleri; ” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunduğu görülmüştür.Dosya kapsamında yapılan incelemede davacı yanın ——— icra dosyası üzerinden takip başlattığı, takibin itiraz neticesinde durduğu, davacı yanın itirazın iptali davasını ikame ettiği, davalı vekilinin davanın reddini talep ettiği, teknik bilirkişi eliyle taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarından dava ve takibe konu faturanın davalı ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, faturanın vergi dairesine bildirildiği, ———- yazışmalarından işin safahatı hakkında taraf şirket yetkililerinin iletişim halinde olduğu, tanık anlatımlarından ——- şirketinin ——– deki iş yerine sevkiyatın yapıldığının tespit edildiği hususları hep bir arada değerlendirilerek davacının alacaklı olduğunu vicdani kanaatine ulaşılmış olup davacının ıslah için süre talebi olmaksızın davanın kabulünü talep etmesi nedeniyle davanın açılış aşamasındaki miktar üzerinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Alacağın likit olması konusunu ——— Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——— kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Somut olayımızda davacının talep ettiği alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TASHİH:Kısa kararda istinaf kanun yolu açık olmak üzere hüküm kurulmuş ise de dava değerinin 1.000 TL olduğu, 2023 yılı istinaf kesinlik sınırının 17.830,00 TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda; tefhim kısmında “Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı” şeklinde yazılmış ise de gerek gerekçeli karar yazım aşamasında gerekse davacı vekilinin 28/09/2023 havale tarihli dilekçesinin incelenmesi ile sehven yapılan hata fark edilmiştir. 6100 sayılı kanunun 304. Maddesi ” Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. ” hükmünü getirmiştir. Henüz karar tebliğe çıkartılmadan söz konusu hata fark edildiğinden resen tashih yapılmıştır. Bu nedenle hükmün tefhim kısmı olan “Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı” ibaresinin “Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.” şeklinde resen tashihine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 1.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 1.000,00 TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 269,85 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç toplamı 161,4‬0 TL ile 4.011,00 TL (Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 4.172,4‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/09/2023