Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/578 E. 2023/402 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/578 Esas
KARAR NO : 2023/402

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 10/08/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- yüklenici, davalı şirket——İş Veren olduğu bir sözleşme akdedildiğini, Bu sözleşmede —-su izolasyon işini yapma yükümlülüğü altına girdiğini, bunun karşılığında müvekkilin Euro olarak kararlaştırılan sözleşme bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, —–su izolasyon işini bitirip teslim ettiğini—— sözleşmede vermeyi taahhüt ettiği teminat mektuplarını vermediğini, bunun yerine davalı —– hakediş ödemelerinde kesinti yaptığını, bakiye kalan hakediş tutarının Euro cinsinden fiili ödeme gününde ödenmesinin gerektiğini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde dayandığı tüm belgelerin ıslak imzalı asıllarının sunulması gerektiğini, Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirkette çalışmakta iken işten ayrılan, mahkemelerde müvekkili şirket aleyhine yalan tanıklık yapan —— beyanlarına tanık delili kapsamında dayandığını, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu bu kişi müvekkili şirkette yönetici pozisyonunda çalışmış olup vakıf olduğu bilgileri gerçeğe aykırı beyanlar ile müvekkiline zarar vermek amacıyla kullandığını, davacı tarafın iddialarından da anlaşılacağı üzere bahsi geçen sözleşme bir Eser Sözleşmesi olup, 6098 sayılı TBK’nın 147/6 maddesinde eser sözleşmelerinde zamanaşımı 5 yıl olarak belirlendiğini, TBK’nın 149. Maddesi uyarınca Zamanaşımı’nın alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı muhakkaktır. Davacı taraf, müvekkiline gönderdiği ihtarnamede ve sayın mahkemeye sunduğu dava dilekçesinin —-numaralı başlıklarının muhtelif yerlerinde detaylı olarak yaptığı açıklamalarla muacceliyetin—– iş bitirme belgesinin düzenlendiği 31.12.2013 tarihinde gerçekleştiğini ileri sürdüğünü, davacının beyan ve kabulüne göre 5 yıllık zamanaşımının 31.12.2018 tarihinde dolduğu sabit olduğundan zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkili şirket kayıtlarında, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacıya ödenmeyen bir kesintiye rastlanılmadığını, davacı tarafından kesilen tüm faturalar türk lirası olarak kesildiğini, söz konusu faturalar ticari defterlere de türk lirası olarak işlendiğini, alacağın mevcudiyetini kabul anlamına gelmemekle brilikte iadeye konu bir miktar tespit edilse bile bunun euro cinsinden talep edilebilmesi mümkün olmadığını, sözleşme’nin ellerinde bulunmaması nedeniyle bilinmeyen hükümlerinde yüklenicinin meydana getirmeyi taahhüt ettiği su izolasyonu işinin kısımlarına ilişkin ifa’yı zamanında yerine getirmediğini ayıplı olarak teslim etmiş olduğunun yahut sözleşemeye aykırı davrandığının tespiti halinde davacı tarafından sözleşmenin, hakediş raporlarının ve dayandığı diğer belgelerin ıslak imzalı asıllarının sunulmasından sonra müvekkili sözleşme hükümlerinden yahut kanundan doğan haklarına ilişkin beyanda bulunacağını ve haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.Taraflar arasında 29/06/2012 tarihinde “—— davacı taşeron tarafından yapılması konulu sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, dava dışı —– ait —— Projesi’nin su yalıtım işlerinin yapım işini üstlenmiştir.
Davalı yanca süresi içerisinde verilen cevap dilekçesiyle zamanaşımına def’inde bulunulduğundan, olayda öncelikle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tespiti gerekmektedir.
Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir.
Bu maddedeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresi 5 yıl olmakla birlikte yüklenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre 10 yıl olacaktır. TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, aynı kanunun 153, 154, 156 ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir.
Söz konusu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde taraflar arasındaki sözleşmenin 04.2 maddesi düzenlemesi ve sözleşme kapsamında verilen teminatın amacı gözetildiğinde, teminatın iadesine geçici kabul işlemlerinin yapılması ve —— ilişiksiz belgesinin sunulması halinde karar verilebileceği anlaşılmaktadır. Somut olayda tarafların imzalamış olduğu 23.12.2013 tarihli geçici kabul tutanağının düzenlendiği, —— 06.03.2023 tarihli yazı cevabında ise 10.02.2014 tarihli taşeron kapanışının gerçekleştirildiğinin belirtildiği ayrıca davalı tarafça 09.04.2014 tarihli davacı şirkete ait imza ve kaşeli sulhen mutabakat beyanı başlıklı belgenin sunulduğu dikkate alındığında geçici kabul belgesinin imzalanarak işin dava dışı ——… tarafından teslim alındığı, davacının işi fiilen 2014 yılı başında tamamladığı için ——- kapanışının yapılmış olduğu tüm bu hususların tarafların kabulünde olduğu, davacı ——-.. tarafından işbu belirsiz alacak davasının ise 10/08/2022 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla işbu davada TBKnun 147/6.maddesinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla, davacının davasının zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,20 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA ,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 1.839,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.