Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/536 E. 2022/709 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/536
KARAR NO:2022/709

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili—–aleyhine 07.10.2019 tarihinde kambiyo senedine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, takip alacağının 29.09.2019 keşide tarihli —– seri numaralı 100.000,00 TL bedelli —– ait çeke ilişkin olarak başlatıldığı ve —— sayılı numarası ile açıldığı, takibe yönelik olarak borçlu şirkete 09/10/2019 tarihinde ödeme emri tebligatı çıkarıldığı, 18/10/2019 tarihinde Tebligat Kanunu Md. 35’e göre Örnek No: —— ödeme emri tebligatı gönderildiği ve tebliğ edildiği, takip devam ederken borçlu şirketin tasfiye haline girdiğini öğrendiklerini, icra dosyasından ——- tasfiye memuruna ait bilgilerin sorulduğu, Sicil Müdürlüğü’nün 27/05/2022 tarihinde ilgili yazılarına icaben; tasfiye memurunun—— olduğu, şirketin tasfiyesinin sona erdiği, bu durumun 06/05/2022 tarihinde tescil edildiği, terkin kaydının eklendiği bilgilerini taraflarına ilettiklerini,—— sorgusunda borçlu şirketin 27/04/2022 genel kurul kararı ile terkin edilmiş olduğu, şirket adına veya şirkete karşı açılmış veya devam eden bir davanın yahut icra takibinin mevcudiyeti halinde şirketin sicilden terkin edilmesinin mümkün olmadığı, ——Esas sayılı dosyasında icra muameleri devam ederken, borçlu şirket tarafından mevcut borcun göz ardı edildiği, tasfiyede yer alması gereken hususların noksan bırakıldığı, tasfiyenin eksik inceleme ve araştırma ile sonuçlandırıldığı, icra dosyası hesabına göre güncel borç miktarının 173.911,16 TL olarak gözüktüğü, borçlu şirket tarafından dosya borcuna ilişkin olarak taraflarına yahut icra müdürlüğüne yapılan bir ödeme bulunmadığı, tasfiye işleri yürütülürken, tasfiye memurununun sorumlu olacağı hususların TTK. 285 maddesinde açıklandığı, tasfiye memurunun basiretli bir işadamı gibi davranıp, gerekli önlemleri almak ve tasfiyeyi en kısa sürede tamamlamak, borçların ödenmesini sağlamak, borçların mevcut ve alacaklardan fazla olması durumunda, ortaklara başvurmak, defter tutmak, şirketi mahkemelerde ve dışarıda temsil etmekle görevli olduğu, şirkete ait tasfiye dışında kalmış derdest bir icra takibinin mevcut olduğu ve bu alacağa yönelik hiç bir ödeme yapılmadığı sabit olduğundan tasfiyenin usulsüz gerçekleştirildiği, alacaklarının tahsil edilmesi, icra dosyasının şirket yönünden devam edilebilmesi için şirketin tüzel kişiliğe haiz olması ve yeniden tescil edilmesi gerektiği, bu sebeplerle terkin işleminin usulsüz olduğu, açıklanan nedenlerle şirketin ihyasına karar verilmesini, tamamlanmamış ya da eksik kalmış alacakların ve işlemlerin yeniden tasfiye kapsamına alınıp değerlendirilmesi gerektiği, mevzuat gereğince tasfiyenin usulüne uygun gerçekleşmesi için şirket tarafından mevcudiyeti bilinen ilgili icra takibinin ödenmesi gerektiği, ancak böyle bir işlem vuku bulmadığı gibi alacakları da göz ardı edilerek tasfiye işleminin gerçekleştiğini, borçlu şirketin tasfiye halinde olduğunun icra dosyasında yapılan sorgulama sonrası fark edildiği, ihyasını istedikleri —– tarihinde Ticaret Sicili’nden silindiği, Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden terkin edilmeden önceki merkez adresinin —– 06/05/2022 tarihli ve—– sayılı nüshasında ilan edilmiştir). hak düşürücü süre içerisinde dava açtıklarını, davanın kabulü ile Ticaret Sicilden terkin olunan —— ihyasına ve mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı —— meşruhatlı ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
Davalı —— meşruhatlı ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğünden tasfiye sebebiyle terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
—— 28/07/2022 günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin son tescilini 06.05.2022 tarihinde yaptırdığı, şirket yetkilisi ve tasfiye memurunun—— olduğu, şirketin 06.05.2022 tarihinde sicil kaydının tasfiyenin sona ermesi nedeni ile terkin olduğu bildirmiştir.
Tasfiyesi istenen şirket aleyhinde davacı yan —— Esas sayılı dosyasında icra takibine girişmiş, ödeme emri davalı şirkete 26.10.2019 tarihinde TK.nun 35.maddesine göre tebliğ edilmiştir. söz konusu şirketin ticaret sicilden terkin olduğunun anlaşılması üzerine davacı yanca huzurdaki dava açılmıştır.Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu şirket kendisi tarafından tasfiye sürecine girip tasfiyeyi sonuçlandırmış ve sicilden terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen şirket hakkında halen devam eden icra takibinin bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, derdest olan takip sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son tasfiye memuru olan davalı —— tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden icra takibinin olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son tasfiye memuru olan davacı —– tasfiye memuru olarak atanmasına, davalı —— yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
——Tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı tasfiye memuru aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmiştir.”
——- Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir.——-Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre tasfiye eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır. Tasfiye işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin tasfiye memuru üzerinde bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile tasfiye memurunun vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.Aynı zamanda bu kararda açıkça belirtildiği üzere ilanalara rağmen başvurmamış olmanın sonucu değiştirmeyeceğini belirtmiştir.Bahsi geçen icra takibi 2019 yılında başlatılmış ihyası istenen şirket 2022 yılında sicilden terkin edilmiştir.
—— Sayılı ilamında “—— Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , tasfiyeden sonra dava açılmış olsa da davacı bakımından tasfiyenin usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı , ,toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı tasfiye memurunun HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.
——-Tasfiye yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının tasfiye memuruna başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla.” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tasfiye memurundan tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır. Kaldı ki somut olayda davacı yanca icra takibi tasfiye tarihinden çok önce başlatılmıştır.
——İlk derece mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tasfiye memuru, bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı—— yasal hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, .——-sicil numarasına kayıtlı bulunup 06.05.2022 tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen TASFİYE HALİNDE—— 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince——- Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan takibin sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA,——-yeniden TESCİLİNE,
2-Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memuru olan—— atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine,
3-Kararın—— ilan edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 51,25 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 212,65‬ TL yargılama giderinin davalı tasfiye memuru——tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı—— yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan —– maktu vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,—— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.