Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/502 E. 2023/437 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/502 Esas
KARAR NO : 2023/437

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı—– uzmanlık alanının —–kullanan işletmelere danışmanlık hizmeti vermek olduğu, bu çerçevede dava dışı —- sahibi olduğu —— alışveriş merkezinde yapılan tadilat çalışması kapsamında, söz konusu şantiyede dava dışı yüklenici —-taşeronu olarak klima sistemleri işçilik ve montaj işini yapmakta olduğu, bu işlem gereği şantiye sahasına getirdiği muhtelif montaj ürün ve malzemelerini, aralarındaki anlaşma gereği —-şirketinin deposunda muhafaza ettiği, diğer taraftan aynı şantiyede çelik işlerini yüklenmiş bulunan davalı —–işçilerinin 27.10.2021 tarihinde yaptıkları kaynak çalışması sırasında çıkan kıvılcımların anılan depoda yangın çıkmasına yol açtığı, bu yangında depoda bulunan davacıya ait ürün ve malzemelerin yanarak kullanılmaz hale geldiğinin iddia edildiği, olay yerinde düzenlenen itfaiye olay raporu ve yangın hasar tespit tutanağında belirtilen hususlar nedeni ile yangına davalı şirketin neden olduğu iddia edilmekte ve zararın tazmini davalı şirketten talep edilmekte olduğu, izah olunan ve sayın mahkememizce re’sen nazara alınacak nedenlerle, TBK’nun teselsül hükümleri uyarınca tüm dava ve talep haklarımız, fazlaya ilişkin tüm haklarımız ve tahkikat sonucunda talebimizi arttırma hakkımız saklı kalmak kaydıyla; —-. İcra Dairesi’nin —– İcra numaralı dosyasına, takibe konu alacağa, ferilerine ve diğer tüm hususlara ilişkin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın şimdilik 100 TL’sine olan itirazın iptali ile kötü niyetli itiraz dolayısıyla %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulduğu, müvekkil ile davacı şirket arasında işler ile ilgili her türlü bedelin ödenmiş olduğunu, davacı tarafın davalı tarafa göndermiş olduğu haksız faturaların iade edildiğini, bu nedenle davacı tarafın davasının red edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Tarafların ticari defter kayıtlarının HMK 222. Md. çerçevesinde kendi lehlerine delil niteliği taşıyabileceği ve cari hesaptan kaynaklanan bir borç alacak ilişkisinin bulunmadığı hususunda mutabık olduğu, dava konusu yangın sonucu ortaya çıkan zararın 41.682,60 TL olarak hesaplandığı, Davacının dava konusu zarar ile ilgili olarak dava dışı iş sahibi şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı, davacının tahsil hakkının bulunup bulunmadığının takdirinin hukuki bir değerlendirme mahiyetinde olmakla, Sayın mahkemenin takdirine tabi olduğu, Dava konusu yangın davalının kusurlu davranışından meydana geldiği, Sayın mahkemece tazmin talebi haklı bulunduğu takdirde temerrüt tarihinin takip tarihine göre belirlenmesinin uygun olacağı, dosyada faiz türüne dair bir değerlendirme yapılmasına yeter bilgi ve beyan tespit edilememekle” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.

ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Islah taleplerinin ve davalarının kabulü ile,—– İcra Dairesi’nin—–İcra numaralı dosyasına, 41.682,60 TL üzerinden itirazın iptalini ve takibin işbu alacağa takip tarihi itibariyle işleyecek faiz ve fer’ileri ile birlikte kaldığı yerden devamına karar verilmesini, itirazında açıkça kötü niyetli olan davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiil hükümleri kapsamında kusurlu 3. Kişiye karşı açmış olduğu rücu alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.

Dava konusu zarara sebebiyet veren yangın olayının —- sahibi olduğu —–tadilat şantiyesinde eş zamanlı olarak çalışma yaptıkları sırada meydana geldiği davalı —– şirketinin davacı ile aynı şantiyede çelik işlerini yürüten diğer bir alt yüklenici şirket olduğu, bu şirket işçilerinin 27.10.2021 tarihinde yaptıkları kaynak çalışması sırasında yangın çıktığı, bu yangın sırasında davacıya ait ürün ve malzemelerin yanarak kullanılmaz hale geldiği, zarar gören malzemelere ilişkin tutanak tutulduğu anlaşılmıştır. Söz konusu kusur, zarar ve illiyet bağının tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, 26/02/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu oluşturulmuştur. Oluşturulan bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin itirazlarının soyut itirazlar olduğu anlaşılmakla itirazlara itibar edilmemiştir.
—– esas sayılı icra dosyasının incelemesinde; alacaklı —- Şirketi vekili tarafından borçlu … aleyhine 27/10/2021 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 47.655,87 TL lik zarara istinaden toplam 51.846,98 TL için ilamsız takipte bulunulduğu, borçlunun süresinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu davacı tarafından davalıya karşı açılmış maddi tazminata ilişkin itirazın iptali davası olduğu, mahkememizce bilirkişi raporu tanzim ettirilerek kusur ve zararın tespit edildiği, davalının esasa karşı ileri sürmüş olduğu beyanların yerinde olmadığı hususları hep bir arada değerlendirilerek 26/02/2023 tarihli denetime açık hükme esas alınabilecek şekilde hazırlanmış bilirkişi raporundaki tespitler nazara alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.Sonuç olarak, davacı – alacaklı şirket tarafından dosya borçlusu şirket aleyhine olarak —. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca yapılan itirazın taleple bağlı kalınarak 41.682,60 TL’lik kısmının iptali ile bu miktar üzerinden icra takibinin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacının alacağının likid olmadığı kanaati ile icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. Zira —- Bölge Adliye Mahkemesi—–. Hukuk Dairesi —- esas ve —– karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Genel bir kavram olarak, “likid (ligiude) alacak”; “tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır” Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.

Somut olayda; davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı, bu nedenle davacı kurumun istinafının yerinde olmadığı, aracında davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğundan davalınında istinafı da yerinde görülmemekle istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Sonuç olarak davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı değerlendirilerek icra inkar tazminat talebi reddedilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından—–. İcra Dairesinin —— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 41.682,60 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talep bulunmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
2-İcra İnkar tazminatına ilişkin talebin alacak likit bulunmadığından reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.847,33 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 80,70 TL harç ve 715,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 2.051,63‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç ve 715,00 TL ıslah harcı toplamı 876,4‬ TL ile 5.127,00 TL (Bilirkişi Ücreti, Kep Reddiyatı, Posta Masrafı, Elektronik Posta Masrafı) olmak üzere toplam 6.003,4‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.