Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/499 Esas
KARAR NO : 2023/99
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalın müvekkil şirketten mal ve hizmet alımında bulunduğunu, karşılığında faturalardan davalıya fazla ödeme yapılmış, fazla yapılan ödemeden dolayı davalının —– borcu bulunduğunu, davalı —— yapıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, arabuluculuğa müracaat edildiğini, sonuç çıkmadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davaloya sehven fazladan yapılan ödeme ödemeye karşın geri alınması için yapılan takibe itirazın, haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının —– yaptığı itirazın iptalinin borcun %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin talep edildiğini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ——– dosyasına itiraz etmiş ve İcra Takibi durmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava cari hesaba dayalı———–takip dosyasına ilişkin itirazın iptali davasıdır. Ödeme emrinin borçluya —– tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu vekilinin 15/03/2022 tarihinde itiraz dilekçesi sunarak takibi durdurduğu görülmüştür.
—– Esas Sayılı dosyasının—— üzerinden gönderildiği anlaşıldı.
27/10/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde—–tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“1.Davacı ————— yılı ticari defter ve_kayıtlarının HMK 222. Maddesine göre lehine delil kabul edilebileceği,
2.Davalı ——defter ve belgelerini ibraz etmediğinden inceleme ve değerlendirme yapılamadığı,
3.Davacının Davalıdan Takip tarihi itibari ile —- Alacaklı olduğu , Davalı tarafından —- tutarlı fatura düzenlendiği,
4.Davacının dava ———— olduğu , Davacının ——-olmadığı,
5.Davacının başlattığı takibe Davalının vaki itirazının iptalini —– kadar talep edebileceği,
6.Dosya kapsamında Davalını Takip Öncesi Temerrüde düşürüldüğüne dair bir belge mevcut olmadığı,
7.Davacının alacağına 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi gereği takip tarihinde itibaren —— faizi oranında faiz talep edebileceği, sonuç ve görüşlerine, ulaşıldığı, keyfiyetin nihai takdiri tamamıyla sayın mahkemeye arz olunur.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı cari hesaba yönelik fazladan ödenen bedelin iadesi talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Ticari defterlerin delil olması için gerekli şartlar HMK’nın 222/2 maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ” ifadesi ile sayılmıştır. Buna göre ticari defterlerin delil olması için;
a) Ticari bir dava olması,
b) Uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir işlemden kaynaklanması,
c) Ticari defterler kanuna uygun eksiksiz tutulmuş olması,
d) Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması,
e) Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamış olması gerekir.7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının davacı lehine(aleyhine kayıtların ise aleyhine ) olacağı düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği zaman var olan eksiklik giderilmiştir. Nitekim burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK’nın 222/2.maddesine uygun tutulmuş olmasıdır. Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve 6100 sayılı HMK’nın 222/4.maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır. Nitekim defter inceleme ara kararı sonrasında mahkememize sunulan davacı ticari defterlerinin iddialarını doğrular nitelikte olduğu görülmekle ticari defterlerin ispat gücü göz önüne alınarak fazladan ödenen bedelin doğruluğu kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında inceleme günü belirlenmesi ve ticari defterlerin sunulmaması halinde yaptırımının ne olacağına ilişkin ihtarat içeren açıklamanın mahkememizce ara karar altına alındığı ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı; davacının sunmuş olduğu ticari defterlerinde yer alan kayıtların ise iddiasını doğrular nitelikte olduğu görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturaya bağlı fazladan ödeme olması ve niteliği itibariyle belirli-likid olması gözetilerek asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Takas genellikle davadan önce değil dava sırasında ileri sürülür, eğer cevap dilekçesinde takas ileri sürülmemiş ise hakim dosyadan davalının mukabil bir alacağının olduğunu anlasa dahi takas sebebiyle hüküm tesis edemez, zira kullanılmayan takas hakkı itiraz hakkı doğurmamaktadır.
Somut olayda cevap dilekçesinde takas def’inin ileri sürülmediği görülmektedir. Bu sebeple her ne kadar bilirkişi raporunda 590,00 TL tutarlı davalı tarafından düzenlenen faturanın davacı defterine kaydedildiği tespiti yapılmış ise de takasa yönelik hüküm tesis edilmemiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalının —— dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 10.600,60 TL asıl alacak üzerinden devamına,
3-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 10.600,60 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 724,12 TL harçtan, peşin yatırılan 181,04 TL harcın düşümü ile geri kalan 543,08 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 181,04 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 139,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.401,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- —- Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.