Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2023/41 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/46 Esas
KARAR NO : 2023/41

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete cari hesap ekstresinde ve faturalarda belirtilen ürünlerin satıldığını ve teslim edildiğini, davalı tarafın faturalara karşı yasal süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı firmanın ürünleri almasına rağmen bugüne kadar tüm ihtarlara ve icra takibine karşın bakiye borcu 37.591,00 TL’yi müvekkili şirkete ödemediğini,——sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı yan tarafından itiraz edildiğini, davalı yanın ödeme emrine itirazında borcu olmadığını ileri sürdüğünü ancak bu itirazına dayanak olacak herhangi bir belge sunamadığını, arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek davalı borçlunun itirazının iptaline,—— sayılı dosyasında takibinin devamına, davalı – borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz etmiş olması sebebiyle takip miktarının %20 oranında inkar tazminatına mahkum
edilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalı yana yükletilmesine karar
verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya herhangi bir cevap verilmediği görülmüştür.
DELİLLER:
—— esas sayılı icra dosya sureti, ticari defter ve belgeler, bilirkişi raporu, —— formları ile tüm dosya kapsamı.06/10/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında cari hesap şeklinde ticari bir ilişkinin bulunduğu;Davalı—— 28.10.2022 günü saat 09:30’da Sayın Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmadığı, Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığı, kayıtlarını ibraz etmeyen tarafın defter ibrazından kaçınmış sayılacakları karşı tarafın delillerini kabul etmiş sayılacakları ve haklarında 28.07.2020 tarihli —–yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanılacağı hususundaki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Davacı——- incelenen ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu; Davacı—— incelenen kayıtlarına göre, davacı—— takip tarihi 21.04.2021 itibariyle 37.591,- TL alacaklı olduğu; Davalı ——- incelemede hazır bulunmadığı ve Sayın Mahkemenize delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde de bulunmadığından tarafların defter kayıtları arasında farklılık bulunup bulunmadığının tespit edilemediği şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesaba dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——-Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla —— sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, tarafların mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri——– formların birbiri ile örtüşmediği, davacı tarafça KDV hariç 63.239 TL satım, davalı tarafça KDV hariç 28.644 TL alım bildirildiği, davacı kayıtlarında 37.591,00 TL alacaklı göründüğü, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 37.591,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle faturaya dayalı satıma ilişkin davalıdan 37.591,00 TL alacaklı olduğu, davalı taraf defter ve belgelerini ibrazdan kaçındığından davacının defter ve belgelerinin davacı lehine delil olarak kabul edildiği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla asıl alacak üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından—— sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 37.591,00 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 7.518,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.567,84 TL harçtan, peşin yatırılan 454,01 TL harcın düşümü ile geri kalan 2.113,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 454,01 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 162,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.197,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —– uyarınca —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.