Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/458 E. 2023/424 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/458 Esas
KARAR NO : 2023/424

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/05/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili 22/06/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin sigortalısı olan ——müvekkilline çarpmış, tam ve kusurlu olarak trafik kazası meydana getirmiş olduğunu, 13.02.2020 tarihinde —–sevk ve idaresinde ki —- plakalı aracıyla —– yolu caddesi—– istikametinde seyir halindeyken—– önündeki yaya geçidinde aracının ön kısımları ile yaya olarak geçmekte olan müvekkili —– çarpması sonucu yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş ve kaza neticesinde müvekkili ağır yaralanmış olduğunu, bu kazanın oluşumunda —- plakalı araç sürücüsü ——asli ve tam kusurlu olduğu kaza tutanağı ile sabit olduğunu, müvekkilinin —– kurulu raporunda %33 malul olduğuna karar verildiğini, müvekkili için —–Hastanesi —— raporunda maluliyetinin %33 olduğu tespit edildiğini, kazaya neden olan —– plakalı aracın 18.11.2020 tarihlerine kadar geçerli olan ——numaralı poliçe ile sigorta şirketi nezdinde trafik sigortası (zorunlu mali sorumluluk poliçesi) ile teminat limitinde olmak üzere sigortalandığını, dolayısıyla sigorta şirketi trafik kazası sebebiyle oluşan maddi zarardan poliçe limitleri oranında müteselsil olarak sorumlu olduğunu, sigorta şirketinden tazminat talep etmekte olduklarını, bu kaza nedeniyle müvekkili çok ağır mağduriyet yaşamakta olduğunu, davalı sigorta şirketi başvurumuzu sürüncemde bırakıldığını, müvekkili bir nebze de olsa mağduriyetinin giderilmesi için iş bu davayı açtıklarını ve alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların uzlaşması neticesinde yapılan sulh anlaşması ve ödeme gereğince hem müvekkili şirket hem de sigortalı ve sigortalı araç sürücüsü söz konusu borçtan ibra edilmiş olduğunu ödeme yapılarak sulh olunduğunu, müvekkili şirket yargılama aşamasında -sigorta tahkim komisyonu—– sayılı dosyasında ibra edildiğinden ekte yer alan ibraname içeriği de gözetilerek işbu haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca yukarıda bilgileri yer alan sigorta takhim komisyonu dosyasında verilen karar da kesinleştiğini, ilgili dosyada aynı taleplerle başvuru yapıldığından ve verilen karar da kesin olduğundan, HMK uyarınca bir dava şartı olan daha önce kesinleşmiş karar bulunmaması durumu işbu davada bulunmadığından, davanın kesin hüküm nedeniyle de esasa girilmeden reddi gerektiğini, başvuruyu kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının tespiti için dosyanın—– dairesine gönderilmesi gerekmekte ayrıca ceza davası dosyasında hazırlanan bir bilirkişi raporu mevcut ise dosyaya kazandırılması gerektiğini, başvuruyu kabul anlamında gelmemek üzere yeniden bir tazminat hesaplaması yapılması halinde bu hesapta “erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe” göre belirlenmiş maluliyet oranı ve TRH-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasınu talep ettiklerini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının talebine konu tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında —— tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, —— yazı yazılarak, öncelikle söz konusu kaza nedeniyle davacı tarafa peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorulması, ödeme yapılması durumunda mükerrer ödeme olmaması adına,——- tarafından ödenen miktarın tazminat bedelinden düşülmesi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesi uyarınca sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin maddi tazminat davasıdır.Davacı taraf 13.02.2020 tarihli meydana gelen kaza sebebiyle TBK m. 54 uyarınca bedensel zararların tazmini talebiyle 29.12.2020 tarih —– sayı ile Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yaptığı, STK Uyuşmazlık Hakem Heyetince 15.03.2021 Tarih—— Sayı ile başvurunun kabulü ile toplam 288.604,17 TL tazminatın başvuru sahibine ödenmesine itiraz yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği ilgili kararın taraflara tebliği sonrası davalı sigorta şirketince STK İtiraz Hakem Heyeti’ne 30.03.2021 tarih —– sayı ile itiraz edildiği itirazın ise 10.05.2021 tarih —— sayı ile kısmen kabulü ile toplam 270.946,17 TL tazminatın başvuru sahibine ödenmesine temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği daha sonra kararın Sigortacılık Kanunu m. 30 ve Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik m. 16/B uyarınca 18.05.2021 tarihinde taraflara usule uygun olarak tebliğ edildiği her ne kadar davacı tarafça İHK kararı daha sonra tebliğ edildi denilmiş ise de Uyuşmazlık Hakem Heyetince verili 15.03.2021 tarihli 288.604,17 TL tazminatın başvuru sahibine ödenmesine yönelik kararın davacı tarafça tebliğ alınmış olmasına rağmen davalı sigorta şirketi ile Tahkim yargılaması devam ederken kararın itiraz süreci içerisinde 11.05.2021 tarihinde dosyada ki mevcut İbraname-Feragatname düzenlendiği ve taraflar arasında bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın İtiraz Hakem Heyetinin itiraza yönelik vermiş olduğu kararı (kararın Temyiz yolu açık olduğu da gözetilerek) temyiz ederek, yetersiz ödeme, ibranamenin iptali vs. taleplerini ileri sürmesi gerektiği, ancak İtiraz Hakem Heyeti kararının Temyiz edildiğine dair bir ifade, bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmakla, Sigorta Tahkim Komisyonu kararının mahkememizdeki işbu dava tarihi olan 22/06/2022 tarihinden önce kesinleşmiş olduğu ve sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı talepli işbu dava bakımından Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasında verilen kararın kesin hüküm oluşturduğu kanaatine varılmıştır.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartlarını düzenleyen 114. Maddesinin ‘i’ fıkrasında; “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şeklindeki hükümde görüldüğü üzere, kesin hükmün dava şartı noksanlığı olduğu yasada açık biçimde belirtilmiştir. Aynı kanun Madde 115/2’de ise; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” denilmektedir.Açıklanan nedenlerle, huzurda görülmekte olan dava konusu (sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin) talepler yönünden Sigorta Tahkim Komisyonu’nun —– sayılı başvuru dosyası için verdiği 10/05/2021 tarihli (davacı tarafından Temyiz edilmeyerek) kesinleşmiş kararı bulunduğundan, huzurda görülmekte olan davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114/1-i ve 115/1-2 maddeleri gereğince kesin hüküm nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Peşin alınan 1.878,68 TL harçtan, alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 1.698,78‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 7/2. Maddesine göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.