Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/456 E. 2022/513 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/456 Esas
KARAR NO: 2022/513
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 22/06/2022
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflarınca —–davalı firmanın ihyasına ilişkin açılmış olan — dava dosyası kapsamında alınan —- tarihli gerekçeli kararla yerel mahkemece taleplerinin reddedildiğini, işbu karar istinaf talepleri doğrultusunda —- sayılı dosyası kapsamında alınmış olan —- tarihli kararı ile yeniden hüküm tesis edildiğini, lehlerine ”Davalı —-aleyhindeki davanın kabulü ile — kayıtlı iken TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicil kaydı resen terkin edilmiş olan —–aracın satışı satışa ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere,—— yeniden tescili suretiyle ihyasına,” yönünde hüküm (EK-1) kurulduğunu ve işbu kararın kesinleştiğini, her ne kadar tarafları lehine sonuçlanmış ve kesinleşmiş olan dava dosyası bulunsa da davaya konu—– plakalı aracın tescil işlemleri için davalı sicile taraflarınca yapılan müracaatların sürekli olarak farklı farklı bahanelerle reddedildiğini ve yargı kararlarına aykırı olarak işlemlerin tesis edilmekte olup, davalı tarafından sürekli olarak kesinleşmiş olan yargı kararının yok sayıldığını, gelinen son aşamada ise—— tarafından ihyası istenen ——dava dosyası kapsamında tasfiye memuru atanmamış olması nedeniyle reddolunduğunu mahkemece tasfiye memuru atanması gerektiği bilgisinin taraflarına bildirilmiş olduğunu, bu hususta —— taraflarınca tasfiye memuru atanması konusunda ek karar tesis edilmesi talebinde bulunulsa da yerel mahkemece işbu taleplerinin dosyanın kesinleşmiş olması gerekçesiyle reddedildiğini, işbu sebeplerden dolayı da mahkeme nezdinde dava açma zaruretinin hasıl olmuş olduğunu, dosya numarası yazılı dava dosyası kapsamında alınan ve kesinleşmiş olan kararın icrasının—- tarafından gerçekleştirilmesi için ve müvekkilinin daha da fazla mağdur edilmemesi için mahkemece ihyasına karar verilmiş olan —— plakalı aracın tescil işlemleri ile sınırlı olmak kaydıyla tasfiye memuru olarak olarak atanmasına karar verilmesi gerektiğini, her türlü dava ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, öncelikle davanın kabulüne, müvekkilinin mağduriyetinin daha da büyümemesi adına ivedilikle müvekkili —- şirketin ihyası için ve yalnızca —— plakalı aracın tescil işlemleri ile sınırlı olmak kaydıyla tasfiye memuru olarak atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına dosya üzerinden karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—– çerçevesinde işlem yaptığını, ——– konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini —- aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. —–tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.—– Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verileceğini, aksi halde tescil talebinin gerekçe göstererek reddedileceğini, huzurdaki davanın, daha önce ihyasına karar verilmiş ancak tasfiye memuru atanmamış dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması talebinden ibaret olduğunu, dava konusu şirketin sicil dosyası ve dava dilekçesindeki açıklamalarının incelendiğinde; dava konusu şirketin, —– şirketin aracının satışına ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına ve —– tesciline karar verildiğini ve tasfiye memuru atanmadığını, bu hususun da müvekkili müdürlükçe —— tarihinde tescil edildiğinin anlaşılmış olduğunu, dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması talepli huzurdaki davada müvekkili —– kusur ve sorumluluğunın bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, tasfiye memuru atanması talep edilen şirketin; ihyasına karar verilen davada da—– müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemiş olduğunu, müvekkili —–, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, “…her ne kadar husumet —— yöneltilmeli ise de, ortaya çıkacak yargılama giderleri —- yüklenemez. Çünkü ——- sadece yasal hasım konumundadır ve davanın açılmasına da sebep olmamıştır.”
——- Davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini,——— sayıda ilâmı ve yerleşik uygulama da bu yönde olduğunu, müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın konusu ——— ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasının hukuken mümkün olup olmadığına ilişkindir.
—— ihyası istenen şirketin adına kayıtlı araç olması nedeni ile ihyasına dair davacı istemi hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile red edilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine——–ilamı ile söz konusu aracın satış ve devir işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiş ancak kararda şirketin TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca terkin edildiği gerekçesi ile şirkete tasfiye memuru atanmamıştır.
Davacı yan kararı bir türlü infaz ettiremediklerini, tasfiye memuru atanmaması nedeni ile işlem yapamadıklarını belirtmiştir.
——–TTK’nın 547. maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde tasfiye memurunun atanması gerekecektir. İhyası istenen şirket 6102 sayılı yasanın TTK’nın geçici 7/15. maddesine dayanılarak resen terkin edilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere hakkında açılmış dava varken terkin işlemi yapılması aynı yasanın geçici 7. maddesine aykırı olup, esasen tasfiyesi de yapılmadığından ve yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından yalnızca taraf teşkilinin sağlanması bakımından ihya kararı verilmesi ile yetinilerek, tasfiye memuru atanmasına gerek olmadığı halde ——- mahkemece bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden kararın HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtmiştir.
——-Davaya konu şirket TTK geçici 7. Maddesine göre resen ticaret sicilden silindiğinden ve tasfiye olmadığından, TTK geçici 7. Madde ile terkin edilen şirketin ihya edilmesi durumunda şirkete tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.” belirtmiştir.
———-Ayrıca şirket, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca terkin tasfiyesiz edilmiş olmakla; buna rağmen ilk derece mahkemesince tasfiye memuru atanması hukuka aykırı olduğundan kararın buna ilişkin kısmının da HMK’nın 33 ve 355. maddeleri uyarınca resen düzeltilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, karradaki tasfiye memuru atanmasına dair kısım çıkarılmıştır.” belirtmiştir.
Şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca terkinine karar verilen ve ihya işlemi ile birlikte tasfiyeye dönük bir işlem yapılmayacak durumlarda tasfiye memuru atanmasına gerek yoktur. Örneğin şirket hakkında derdest bir dava veya icra takibi bulunması durumlarında verilen ihya kararlarını bunlara örnek gösterebiliriz. Ancak şirketin ihyası ile birlikte tasfiyeye dönük bir işlem yapılacak ise yani şirketin tasfiyeye tabi tutulmamış bir mal varlığının devir ve satışı gibi iş ve işlemler nedeni ile şirket ihyasına karar verilmesi durumunda mutlaka tasfiye memuru atanmalıdır.
—— ilamında TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete dair verdiği kararında “…Tüm dosya kapsamından; terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin hüküm istinaf edilmemiştir. Her iki yan vekili tasfiye memuru atanması isteminin reddine ilişkin kısımları istinaf etmektedir. Terkin edilen şirket adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğunun sunulan tapu kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmasına göre T.T.K.’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunludur.Ancak tüzel kişiliğin ihyasına karar verildiği halde tasfiye memuru atanmaması T.T.K. 547. maddeye aykırı olduğundan davacı vekilinin tasfiye memuru atanmasına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmüş, açıklanan nedenlerle hükmün kaldırılarak şirket ortağı davacı —— tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. ” belirtmiştir.
—–Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin adına kayıtlı taşınmaz malvarlığının tasfiyesinin sağlanması amacıyla ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile şirket tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiyesi için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haiz olup, mahkemece, şirketin ihyasına karar verilmesinin yanı sıra 6102 sayılı TTK’nın 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması ile tescil ve ilanı gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamından kesinleşen ihya kararında şirketin tasfiyesi amacı ile ihya kararı verildiği anlaşılmakla şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği anlaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, —– sayılı dosyasında İhyasına karar verilen şirkete ihya kararında belirtilen iş ve işlemler ile sınırlı olmak üzere ——– atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurunun görevine devam etmesine,
2-Kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya veya ahzu kabza yetkili vekiline iadesine,
6-Davalı yasal hasım olduğundan ve şirkete ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanmaması davalı kusurundan kaynaklanmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair karar, davacının yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda , gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde————- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022