Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/45 E. 2023/40 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/45 Esas
KARAR NO : 2023/40

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;Borçlu şirketin , müvekkili—–olan borcu sebebiyle —– sayılı dosyası ile icra takibi açtığı ve davalı borçlu tarafından hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle ve haksız yere takibe itiraz ettiği ve takibi durdurduğu, müvekkili adına zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş ve —–arabuluculuk dosya numaralı arabuluculuk dosyasıyla davalı şirket vekili ile arabulucu huzurunda yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığı, bu nedenlerle borçlu tarafın yaptığı itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanca —— esas sayılı icra dosyası ile davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının davacı yana borcu bulunmadığını, davaya konu talep, zamanaşımına uğradığını, nitekim davacı tarafça da davalının böyle bir borcu olduğuna ilişkin ve bu borcun hangi ticari alım satımdan ne şekilde kaynaklandığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığını, davacı tarafından söz konusu alacağın neye istinaden talep edildiği taraflarınca anlaşılamadığını, davalı şirket ile davacı yan arasında 20 Mayıs 2019 tarihinde satış sözleşmesi akdedildiğini, buna göre davacının 50 ton/gün kapasiteli —– cihazın kurulumunu kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirket sözleşme doğrultusunda 22 Mayıs 2019 tarihinde 2.500 $ sipariş avansı davacıya ödediğini, nitekim davalı şirketin, sözleşmeden doğan edimlerini eksiksiz yerine getirmişse de davacı yan tarafından sistem taahhüt edilen şekilde ve tarihte teslim edilmediğini, bu nedenle —— ilçesinde kurulmuş olan 12.000 m² ve 450.000 fide kapasiteli devlet destekli topraksız çilek serası su ihtiyacını karşılayamadığını, yeterli su sağlanamadığından ürünler zayi olduğunu ve davalı şirketi zarara uğrattığını, sistemin eksik ve ayıplı kurulduğu, her ne kadar taraflar arasında ticari ilişki bulunsa da davalının ticari ilişki bağlamında davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, cari hesapta kalan 33.929,88 TL’den davalının sorumlu olduğuna ilişkin iddianın kabulünün mümkün olmadığını” ifade ederek davanın reddini, kötüniyet tazminatına ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dosyanın —– sayılı görevsizlik ilamıyla mahkememiz esasına kaydedildiği görüldü.
——Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 22/07/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın inceleme konusu olan 2019 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, TTK’nın 64. maddesi gereğince zamanında açılış/kapanış tasdiklerinin yapıldığı fakat usulüne uygun bir biçimde tutulmadığı, bu durumun sahibinin aleyhine delil olabileceği, Dava konusu faturaların, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında olduğu ve cari hesap şeklinde kaydedildiği, ilgili faturaların—– formunda da bildiriminin yapıldığı, aynı şekilde davalının—— formunda aynı adet ve tutarda faturanın bildirime konu edildiği, Davacı firmanın yasal defterine göre davalının avans olarak gönderdiğini iddia ettiği 2.500 USD (15.313 TL —–Kur: 6,1252) meblağın kayıtlara alınmadığı, ek olarak 30.06.2019 tarih ——-nolu yevmiye kaydı ile davalı firma carisinin hatalı kayıtla sıfırlanarak kapatıldığı, 2.500 USD avans bakiyesinin yasal defter kayıtlarında bulunmasa da davacının düzenlediği son faturanın alt bölümünde 33.795,38 TL alacağının belirtilmiş olması ilgili bakiyeyi tahsil ettiği anlamına geldiği ve buna paralel davanın bu tutara yakın bir değerden açıldığı, Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere; Davacının yasal defterlerinin baz alınması durumunda takip ve dava tarihi itibariyle, davacının davalıdan alacağının bulunmadığı ancak defter kayıtlarının hatalı olduğu, Davalının avans olarak gönderdiği tutara ilişkin tevsik edici bir belge, davacının ise alacağının olduğuna dair kanıt niteliğinde belge sunması durumunda, 3 adet fatura toplamından, avans bakiyesinin düşülmesi sonucu, davacının davalıdan 33.723,13 TL alacaklı olacağı tespit edilmiştir.11/11/2022 tarihinde davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için ara karar kurulmuş ancak davalı taraf inceleme gün ve saatinde defterlerini hazır etmediğinden bahisle tutanak tutulduğu görüldü.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.HMK 222/3 maddesinin ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak —— Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, taraflara ticari defter ve belgelerini sunması için süre verildiği, davalı şirkete ticari defter ve belgeleri ibraz etmesi için ara karar kurulduğu, davalı şirkete yapılan tebligata rağmen defter ve belgelerini ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, davacı bakımından ticari defter ve belgeleri incelenmesi amacıyla mahkememizce talimat yazıldığı,
Davacı defterleri bakımından alınan bilirkişi raporunda davacının yasal defterlerini süresinde açılış ve kapanış tasdikinin yapıldığı, davacının 3 adet faturayı ticari defterlere kaydının yapıldığı, mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri —— formların birbiri ile örtüştüğü, davacının 30.06.2019 tarih ——- nolu yevmiye kaydına göre toplam 49.036,13 TL bakiye “alacak” kaydı açılarak carinin kapatıldığı, yevmiye defterinde, davalıya ait bakiye ve 120 hesapta bulunan başka carilerde dahil edilerek “alacak” kaydı yapıldığı, karşılığında ise 120 alıcılar, 335 personele borçlar, 360 ödenecek vergi ve fonlar, 361 ödenecek sosyal güvenlik kesintileri hesaplarına borç
kaydı yapılarak mahsup edildiği, davacının yasal defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalınından alacağının bulunmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmadığının bildirildiği,HMK 222/2.maddesinin ” Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” şeklinde düzenlendiği, davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin ibrazdan kaçındığı kanaatinin mahkememizde oluşmuş ise de, bunun yasal sonucu olarak HMK madde 222/3 maddesi uyarınca davacı defterlerinin sahibi lehine delil olarak değerlendirilmesi noktasında uyuşmazlığın toplandığı, davacının defterlerinin açılış kapanış tasdikinin usulüne uygun olduğu, davacının yasal defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, davacı taraf sehven ve hatalı kayıt olarak davalının borcunun silindiği savunulmuş ise de bilirkişi tarafından yapılan incelemede kapatılan kayıtları tevsik edici belge bulunmadığının tespit edildiği, davacının defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, bu haliyle davacı tarafça alacağın ispatlanamadığı, davacı tarafça mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olduğu davalı taraflarca ispat edilmediği ve yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan 409,79 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile Hazineye İRAT KAYDINA, bakiye kalan 229,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.