Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/44 E. 2022/285 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/44 Esas
KARAR NO : 2022/285

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelenmesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili hakkında —- niteliği haiz olmayan, hukuka aykırı bir şekilde yapılan haksız, asılsız, gerçeğe aykırı —- ivedilikle kaldırılmasını, bu haberler sebebi ile müvekkilinin uğramış olduğu zararların tazminine ilişkin 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ:
19/12/2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20. madddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş ve 7155 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukum Uyuşmazlıklar Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A (2) maddeleri gereğince “Arabuluculuğa lbaşvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmü ile 6100 Sayılı HMK’nun 114 (2) ve 115.maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde ; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde
sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK’nın 114/2.maddesinde; (1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması b) Yargı yolunun caiz olması c) Mahkemenin görevli olması ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması e) Dava takip yetkisine sahip olunması f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. ” şeklinde ve 19 Aralık 2018 gün ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de “MADDE 22 – (1) Arabulucuya başvurulmuş olmasının kanunla dava şartı olarak düzenlendiği durumlarda davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. (2) Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.( 3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Dava tarihinin —- dava dilekçesinin içeriğinden arabulucuya başvurulmadığının anlaşıldığı, tensip zaptının —-bendinde “Davacı vekiline, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(2) maddesine göre, ibraz edilen anlaşmaya varılamadığına dair arabuluculuk son tutanağı evrakının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini işbu tensip ara kararının tebliğ tarihinden itibaren bir (1) haftalık kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmesi aksi halde davanın usulden reddedileceği hususunu içeren meşruhatlı davetiye ile tebliğine, işbu tensip ara kararının ihtar yerine kaim olmak üzere davetiyeye eklenmesine, ” şeklinde belirleme yapıldığı, tensip zaptı ekli meşruhatlı davetiyenin davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanaklarının sunulmadığı görülmekle açılan davanın —- nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın —usulden reddine,
2-Başlangıçta alınan harç yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.