Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/438 E. 2023/304 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/438 Esas
KARAR NO: 2023/304
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/06/2022
KARAR TARİHİ: 28/03/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA:Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalının —– Esas sayılı icra takip dosyasından 10.465 TL. Tutarında ticari alacak adıyla davacı aleyhine icra takibi başlattığını, davacı hakkında yapılan takipten 17.05.2022 tarihinde hesaplarını incelemesi neticesinde, hesaplarına gelen hacizle birlikte haricen haberdar olunduğunu, davacı icradan haberdar olur olmaz icra müdürlüğüne giderek asıl icra takip dosyasını incelemek istediğini, davacı her ne kadar asıl dosyaya ulaşmak istese de, asıl dosyaya ulaşamamış, gölge dosya önüne konulduğunu, gölge dosyadaki tebligat mazbatasını incelediğinde ise mazbatadaki belli belirsiz görülen imzanın kendisine ait olmadığını tespit ettiğini, tebligatın usulsüzlüğüne dair —— sayılı dava dosyasıyla şikayetlerinin devam ettiğini, aradan 15 yıldan fazla bir zaman geçmesi, davacının tebligatı hatırlamaması ve tebligattaki imzanın hatalı bir grafoloji raporuyla davacıya ait çıkma ihtimaline binaen menfi tespit davası açma zarureti de hasıl olunduğunu, davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığından, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından, ispat yükü davalıda olduğundan, ispata elverişli hiçbir belge icra dosyasına sunulmadığından borçlu olmadıklarının tespitini, davacı hakkında açılan takibin iptalini, takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile —– —- yaparken firmandan aldığı ağaç ürünler ile ticari ilişkisinin olduğunu, borçluya icra takibinin bizzat kendisine —–tarihinde tebliğ edildiğini, davacının iş bu davasını açmakta kötü niyetli olduğunu, %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İ.İ.K’nun 72. Maddesinden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
—- esas sayılı icra dosyasının incelenmek üzere —– üzerinden celp edildiği görüldü. —– esas sayılı icra dosyasının —- sistemi üzerinden celp edildiği görüldü.
—– sayılı icra dosyasının —— sistemi üzerinden celp edildiği görüldü. —- sayılı dosyasının tüm ekleri ile birlikte taranıp—- üzerinden celp edildiği görüldü. Tarafların tacir olup olmadığı hususunda vergi dairesi ve ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığı görüldü. Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir ——Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacıya düşer. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer ——Somut olayda davacı hiçbir borcun olmadığını ileri sürdüğünden açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalının alacağını HMK’nun 201. maddesi uyarınca yazılı delille veya diğer kesin delillerle ispatlaması gerektiği ancak davalı alacaklı takip talebinde borcun kaynağını ticari alacak olarak beyan etmiş ise de ispata elverişli cari hesap ekstresi, fatura, irsaliye vs. herhangi bir dayanak belge sunmadığı, tanık dinletme talebinin ise dava konusunun değeri itibariyle senetle ispat kuralı gereğince ispat sınırı üzerinde kaldığından reddine karar verildiği bu haliyle de davalı tarafça alacağın varlığının ispatlanamadığı anlaşılmakla davacının ——icra takibine konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebi yönünden davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden ve kötüniyet tazminatının yasal şartları oluşmadığından talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının—– icra takibine konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı ve 127,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 289,15‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7- 1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/03/2023