Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/411 Esas
KARAR NO: 2022/551
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisi —– üzerinde bulunan —– gittiğini, müvekkil restorana ait ismini bilmediği vale yetkililerine aracı anahtarıyla birlikte teslim ettiğini, müvekkili aracı teslim aldıktan sonra evine doğru giderken aracının sol arka kelebek camının kırılmış olduğunu görünce hırsızlık olduğunu tahmin etmiş ve aracında yapmış olduğu inceleme neticesinde aracının bagajında bulunan —— olmadığını fark ettiğini, çantasının içerisinde kendine ait ehliyet,—– olmak üzere yetkilisi ve sahibi olduğu şirketlerine ait boş çek yaprakları ve bir kısım müşteri çekleri, şirket kaşesi ve imza sirküleri de çalındığını, müvekkili —- giderek durumu izah etmiş ve en yakın polis karakolu olan —– giderek hırsızlık olayını bildirmiş ve ilgililerden şikayetçi olduğunu, müvekkili karakolda bulunduğu sırada aynı şekilde araç camları kırılarak hırsızlığa uğramış en az 7-8 kişi daha şikayetçi olarak karakola geldiğini, —–da suç duyurusunda bulunulmuş olup, —– nolu dosya ile soruşturma başlatıldığını, çalınan çeklerin listesi savcılık dosyasına verildiğini, davaya ve icraya konu çek olan, —–şubesi tarafından verilen —-seri numaralı çeki de çalınan çekler arasında olduğunu, çalınan bu çekler hırsızlar tarafından doldurulup piyasaya sunulduğunu, çalınan çeklerden olan —–bedelli olarak sahte imzayla düzenlenmiş ve piyasaya sunulmuştur. Çekteki imza Müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığı gibi, müvekkil firmanın çekin lehdarı olarak görülen —– ile de hiçbir zaman ve hiçbir şekilde ticareti olmadığını, tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu durum açıkça görüleceğini, dava konusu çalıntı çekteki imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmamasından ötürü tüm davalılar yönünden borçlu olmadığımızın tespiti ve çeki elinde bulunduran hamil açısından da çekin İstirdadı kararı ile İhtiyati tedbir talep etme zarureti hasıl olduğunu, Müvekkilin çalınan çek sayısı ve düzenlenecek rakamları gözetildiğinde müvekkilin her çalıntı çek için yapılan haksız ve kötüniyetli takibi durdurabilmesi için teminat yatırması müvekkil açısından çok ağır bir külfet getirecektir. Büyük oranda banka kredisiyle dönen —— işçi çalıştıran bir firmanın öngörülemeyen böyle büyük bir riskle karşılaşması ödemeler dengesini bozacak, firmayı telafisi imkansız zararlara uğratacaktır. Bu sebeple müvekkil hakkında başlatılabilecek icra takiplerine karşı HMK 389. maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini; yada İİKnun 72/2 maddesi gereğince icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde müvekkil açısından telafisi imkansız zararlar doğabileceğini açıklanan nedenlerle ——— bedelli çalıntı çekteki imzanın müvekkile ait olmaması sebebi ile imzaya itirazlarımız cihetinde davamızın kabulü ile müvekkilimizin davalılara borçlu olmadığının tespitini, davaya konu çekin müvekkilin rızası dışında elinden çıkması nedeniyle çekin istirdatını, davaya konu çalıntı çekin dava tarihinden sonra çekin ihtiyati hacze ve icraya konu edilmemesi açısından HMKnun 389. Maddesi gereğince teminatsız ya da teminatlı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İİKnun 72/2 maddesi gereğince icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalılar kötü niyetli olduklarından asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili Şirket aleyhine ikame edilen huzurunuzdaki işbu dava, Davacı tarafından ——- nolu çekin hırsızlık sonucu kendi uhdesinden rızası dışında çıktığını, çalınan çekin ise piyasaya sahte imza ile sunulmuş olduğunu iddia ederek ikame edildiğini, dava dilekçesi, müvekkil şirketine —– tarihinde tebliğ edildiğini, cevap dilekçesinin süresi içerisinde sunulduğunu, davacının iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu,—— önde gelen akaryakıt dağıtıcı firmalarından olup Müvekkil Şirketin ticari ikametgahı ——Müvekkil Şirketin ticari ikametgahının —- yakasında yer alması sebebiyle huzurunuzda görülen davanın yetkili yer mahkemesine itiraz ettiklerinin yetkili mahkeme —– Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca Davalının İkametgahının, Genel Yetkili Mahkeme olması ilkesi uyarınca İşbu davanın yetkili— gönderilmesini, müvekkili şirket, —— tarihinde ——akaryakıt dağıtımı yaptığını, bayileri ile akaryakıt bayilik sözleşmesi ile bayilik ilişkisi kurarak ticari faaliyetlerine devam ettiğini, —– akaryakıt ikmal yükümlülüğü yüklemekle birlikte bayilere de bu akaryakıtın bedelini ödeme yükümlülüğü yüklediğini, müvekkili şirket, bayilerine —— ikmalini, taraflar arasındaki ticari koşullar çerçevesinde; bayilerinden aldığı kıymetli evrak veya nakdi bedel karşılığında gerçekleştirdiğini, davaya konu —- davalılardan —-tarafından, —-karşılığında, müvekkili şirkete ciro edilerek teslim edildiğini, müvekkili şirket ile, —– tarihli bayilik sözleşmesi ve eki niteliğinde protokolü gereğince ticari ilişki olduğunu, Bu ticari ilişki gereği —–fatura karşılığı, —- davaya konu çeki ciro ettiğini, —– önce diğer davalılar, ——- cirolar mevcut olduğunu, müvekkili şirket muntazam bir ciro silsilesine sahip olan çeki teslim almaktan hayatın olağan akışına uygun bir şekilde imtina etmediğini, TTK m. 790’ a göre “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır.” Kanun hükmü gereğince —– yetkili hamildir ve çek müvekkili şirket tarafından yetkili hamilin cirosu ile teslim alındığını, müvekkili şirket, davalılardan —– arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki sebebiyle akaryakıt ikmali gerçekleştirdiğini, —– işbu davaya konu çeki akaryakıt bedelini ödemek amacıyla cirolayarak müvekkili şirkete teslim ettiğini açıklanan nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine karar verilerek dosyanın Yetkili —–Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun dava ve tazminat isteminin reddini, tüm masraf ve vekalet ücretinin davacı taraftan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
——ilamı ile söz konusu dosya hakkında yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu uyuşmazlık; davaya konu çekin keşidecisi rızası hilafına elinden çıkması halinde ciro yolu ile hamil davalının yetkili hamil olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre keşideci ve lehtar davacıların hamile karşı sorumluluktan kurtulup kurtulamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, uyuşmazlığa hangi yasa hükmünün uygulanacağının belirlenmesinde yarar vardır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 687. maddesi “ (1) Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.. Alacağın temliki yoluyla yapılan devirlere ait hükümler saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Yine TTK’nın 790. maddesinde, (1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı; 792. maddesi ise, iyiniyetli çek hamilinin korunacağı hükmünü taşımaktadır.
Buna göre; çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamili onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuru bulunarak iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun, onu geri vermeye mecbur değildir——–
TTK’nın 792. maddesi, hamile yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 990. maddesine paralel bir koruma sağlamaktadır. Maddeye göre, “zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak, çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde istihkak davası açılabilecektir.
Kötü niyetten maksat, senedin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıktığını bilmek veya bilebilecek durumda bulunmaktır. Ağır kusur ise, – örneğin, hamilin hüviyetinin sorulmaması gibi- senedin iktisabında olağan özenin gösterilmemesini ifade eder. Yine, TTK.nun 686/2. maddesindeki “poliçe hamilin elinden herhangi bir surette çıkmış bulunursa…” ibaresi, poliçenin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkmış olmasını, yani çalınmasını, tehdit ya da hile ile alınmasını, kaybedilmesini veya rıza ile fakat devri sakatlayan hukuki olgularla elden çıkmasını ifade etmektedir. Ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan; eş söyleyişle, kötüniyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni) hamil korunur. ——-Bu tür davalarda, çekin önceki hamilin elinden rızası hilafına çıkarak yeni hamil tarafından kötü niyet veya ağır kusur ile iktisap edildiği iddiasını ispat külfeti davacıya ait olup anılan olgular tanık dâhil her türlü delile kanıtlanabilir. Çekin, keşidecinin elinden rızası hilafına çıktığı iddiası, tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. TBK.’nun 74. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgularla bağlıdır. —–Bu husus nazara alınarak yetkisizlik sonrası mahkememize intikal eden dosyanın —- tarihli tensip zaptı ile davacı yana tanık dinletmek istemesi durumunda tanık listesi sunması amacıyla 2 hafta süre tanınmış ancak davacı yan tanık listesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, keşideci olan —-yetkilisinin —–şikayetçi ifade tutanağında davaya konu çek hakkında; —- hazırlanmış——boş çek yaprakları——- idi, aracımın çamını kırıp hırsızlık yapan şahıs veya şahıslardan şikayetçiyim” şeklinde beyanda bulunduğu, bu haliyle davaya konu —- şubesi tarafından verilen — numaralı çekin hırsızlığa konu edildiği, —–dosyasına sunulan —- raporunda davaya konu çek üzerinde bulunan yazı, rakam ve imzaların —- eli ürünü olmadığının tespit edildiği, dosyamız davalısı —- davaya konu çekte son ciranta olduğu, kendisinden önceki cirantanın —- olduğu, davalı son ciranta ile dava dışı — arasında —- tarihli —— kaynaklı ticari ilişki olduğunun davalı yanca sözleşme suretinin dosyaya sunulması ile ispatlanmış olduğu, sonuç olarak TTK’nın 686. maddesi uyarınca davalının kötüniyetli hamil olduğuna ilişkin somut bir delilin mevcut olmadığı anlaşılmakla mahkememizce davalının kötü niyetli olduğu yönünde bir kanaat oluşmamıştır.
Somut olayın değerlendirilmesine gelince; dava konusu çekte davacı keşideci durumunda olup, davalı senede ciro yoluyla hamil olmuştur. Çekin keşidecisi durumundaki davacı —–adına imzalanan imzanın sahte olduğu anlaşılmış ancak çek metnine göre ciro silsilesinde şeklen bir kopukluk da bulunmamaktadır.
Bu durumda eldeki davaya konu dosya kapsamından, taraflar arasındaki maddi ve hukuki olguların gerçekleşme biçimi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; çekin davacının rızası hilafına elinden çıktığının davalı hamil tarafından bilinmesinin beklenemeyeceği dolayısıyla, davalı hamilin çeki iyiniyetle iktisap ettiğinin kabulü ile çekin bedelsizliğine dair şahsi def’iyi davacı keşidecinin çek hamili davalıya karşı ileri sürerek, borçtan kurtulamayacağının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022