Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/400 E. 2023/998 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/400
KARAR NO : 2023/998

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile davalılar arasında (her bir davalı ile ayrı olacak surette) 18.12.2019 tarihli KVK Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi akdedildiği ve yürürlüğe girdiği, müvekkil şirketin, KVK Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi gereği sözleşmesel yükümlülüklerini gereği gibi ifa ederek, danışmanlık hizmetini eksiksiz olarak sunduğu, buna karşın davalı şirketler; taraflar arasında yürürlükte bulunan sözleşme hükümleri hilafına, usule uygun fesh-i ihbarda bulunmaksızın sözleşme ilişkisini sona erdirdiği, müvekkilin danışman şirket sıfatıyla yer aldığı sözleşmelerin, usulsüz ve fesh-i ihbar süresine riayet edilmeksizin sona erdirilmesinin söz konusu olduğu, davanın esası yönünden önem teşkil etmesi nedeniyle müvekkilin tüzel kişiliği hakkında açıklama yapılacağı: Müvekkilinin; uzun yıllardır farklı sektörlerde yer alan yerel ve uluslararası şirketler için entegre danışmanlık hizmeti vermekte olan Türkiye’nin en büyük danışmanlık şirketi olduğu, bu doğrultuda; 18.12.2019 yürürlük tarihli danışmanlık hizmet sözleşmeleri uyarınca; davalı taraflara Kişisel Verilen Korunmasına ilişkin uyumluluk süreci kapsamında teknik ve idari danışmanlık hizmeti sunulmaya başlandığı, müvekkil şirketin; ilgili sözleşme md.4 uyarınca yükümlülüklerini gecikmeksizin, eksiksiz, dürüstlük kuralına ve sözleşme hükümlerine uygun surette ifa ettiği, Her iki davalı taraf adına 31.12.2021 tarihinde mail yoluyla ortak bildirimde bulunularak ekte sunulan ilgili sözleşme md.6’da belirlenen şekli usule ve bildirim süresine riayet edilmeksizin fesih beyanında bulunulduğu, Fesih beyanın, güvenli elektronik imza kullanılmaksızın basit nitelikteki mail yoluyla yapıldığı, TTK md.18 hilafına ve ilgili hizmet sözleşmesi md.6’da öngörülen bildirim süresine ve noter kanalıyla bildirim yapılacağı yönündeki usule riayet etmeksizin yapılan fesih beyanının hukuken geçerli niteliği bulunmadığı, müvekkil tarafından kabul olunmadığı bu nedenle sözleşmenin yürürlüğü ve ifa yükümlülüklerinin devam ettiği davalı tarafa bildirildiği, davalı tüzel kişilikler adına fesih beyanında bulunmak amacıyla ortak surette yapılan bildirimin şekli yönüyle usulsüz olması ve fesh-i ihbar tarihinin sözleşme hükümlerine aykırı olması hususlarının söz konusu olduğu, Dava konusu her iki sözleşmenin ortak 6. maddesi uyarınca; bir yıllık süreyi kapsayan sözleşmenin bitimine en az iki ay kala noter kanalıyla fesih beyanında bulunmasının zorunlu olduğu, aksi hallerde sözleşmelerin her birinin otomatik olarak bir yıl süre ile aynı hükümler çerçevesinde uzayacağı, Dava konusu her iki sözleşmenin akit tarihinin: 18.12.2019 Davalı her iki şirket adına ortak olarak ve niteliksiz mail kanalıyla yapılan fesih bildirim tarihinin: 31.12.2021 Geçerli fesh-i ihbar için en geç bildirimde bulunulması gereken tarihin: 18.10.2021 olduğu, davalı tarafların fesh-i ihbarı, sözleşmede belirlenen bildirim süresine ve yasal bildirim şekline aykırı olduğu, davalı tarafın sözleşme hükümleri hilafına yaptığı geçersiz fesih beyanı neticesinde ifa yükümlülüğünü yerine getirmemekte ayrıca müvekkilin danışmanlık hizmeti gereği yapacağı çalışmalarını kabul etmeyerek müvekkili engellediği, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmeleri karşılıklı-iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğu, işbu sözleşme gereği davalı taraflar müvekkilin sunduğu danışmanlık hizmeti yönünden alacaklı sıfatına, müvekkile sözleşme ile belirlenen ücreti ödemek yönünden borçlu sıfatına haiz olduğu, davalı tarafların, haksız ve geçersiz fesih bildiriminde bulunarak müvekkilin sözleşme ilişkisi gereği yükümlülüklerinin ifasını engellemiş olup bununla birlikte müvekkil şirkete olan ücret borcunu da ödemeyerek iki yönüyle de temerrüde düştüğü, Sözleşme md.7 uyarınca: KVK danışmanlık bedelinin her iki sözleşmede davalılar adına ayrı olarak aylık 1.250,00 TL+KDV olarak belirlendiği ve müvekkili şirketin her bir davalı adına belirlenen aylık 1.250,00 TL+KDV ücretinden mahrum kalındığı, müvekkil şirketin her iki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığı, davalı tüzel kişiliklerin her biri taraf bulundukları sözleşmeler md.7/b ile; müvekkilinin hak edişlerini ödemekte gecikmeleri halinde bakiye kalan ve muaccel ücretin üzerinden aylık %2 oranında temerrüt faizi ve %5 ihtilaf tazminatı ödemeyi kabul ettiği, ilgili maddenin devamı gereği; davalı şirketlerin taraf bulundukları sözleşme uyarınca ücret ödeme yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemeleri halinde bir yıllık tüm ücret ödemelerinin muaccel olacağının kabul edildiği, davalıların temerrüde düşmekle birlikte; müvekkil şirketin, bilirkişi marifetiyle hesaplanacak kardan mahrum kalması sureti ile müspet zarara uğramasının söz konusu olduğu, fazlaya dair haklar saklı kalarak şimdilik 1.000,00 TL kar mahrumiyetinin sözleşmenin haksız surette fesih edildiği 31.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile her bir davalıdan ayrı olarak tazmini talep ettikleri, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydıyla yukarıda belirtilen sebeplerle; Haklı davalarının kabulüne, Sözleşmenin haksız feshinden dolayı müvekkilin zarara uğraması ve kar mahrumiyeti yaşadığı gözetilerek ve bununla birlikte; Sözleşmenin haksız ve usule aykırı feshi nedeniyle müvekkilinin zarar ve ziyana uğraması, hak edişlerinden mahrum kalması nedeniyle artırılmak üzere 31.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte her bir davalı hakkında ayrı ayrı olarak 1.000 er TL toplamda 2000 TL tazminata hükmedilmesine vekalet ücreti dahil bilcümle yargılama giderinin davalı yanlara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkili firmalar ile davalı firma arasında ayrı ayrı KVK Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, ancak, 31.12.2021 tarihinde mail aracılığıyla bahse konu sözleşmelerin müvekkil firmalarca sonlandırıldığı, davacı yanın da dava dilekçesindeki ifadeleri ile feshin geçerli olduğunu kabul ettiği, davacı yan sözleşmelerin feshini kabul etmiş ise de feshin haksız ve usule aykırı olduğunu iddia ettiği, oysa, sözleşmelerin “KVK Danışmanlık Hizmet Sözleşmeleri kapsamında yeterli bilgi ve destek verilmemesi nedeniyle” haklı sebeple feshedildiği, bu hususun Mahkemeniz huzurunda dinlenecek tanık beyanları ile ispat olunacağı, bu sebeple, davacı yanın iddia ve taleplerinin hiçbir haklılık yanı olmayıp, reddi gerektiği, davacı yanın, 31.12.2021 tarihinde sözleşmelerin feshedilmesi üzerine 3 ay boyunca müvekkil firmalarla iletişime geçmediği, 2022 yılı mart ayında ise ücret talebinde bulunduğu, davacı yanın, müvekkile herhangi bir hizmet vermemesine rağmen ücret talep ettiği, açıklanan ve Sayın Mahkemece resen dikkate alınacak sair hususlar doğrultusunda, sabit olacak iddiaları gereği; haksız ve mesnetsiz yere açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini cevap ve talep etmişlerdir.

DELİLLER:
Faturalar,
—– Vergi Dairesinin 16.01.2023 tarihli yazı cevabı,
bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.

12.01.2023 tarihli ara karar ile dosyanın mali müşavir bilirkişi —- ile Nitelikli Hesaplama Uzmanı Doç. Dr. —–tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 12.04.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi heyet raporunda özetle;
Davacı —- ve davalılar ——ait 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve usulüne uygun tutulmuş olduğu Davacının Ticari Defterlerinin incelenmesi neticesinde davacı ile davalılar —– arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, Davacının Ticari Defterlerinde; Davacının davalı —- 16/02/2022 tarih itibariyle 4.000,21 TL alacaklı göründüğü, Davacının davalı —– 10/01/2022 tarih itibariyle 4.875,00 TL alacaklı göründüğü, Davalı —–Ticari Defter incelemesi neticesinde 16/02/2022 tarih itibariyle 4.000,21 TL davacı yana borçlu olduğunun göründüğü, Davalı—–Ticari Defter incelemesi neticesinde 10/01/2022 tarih itibariyle 4.875,00 TL davacı yana borçlu olduğunun göründüğü, Sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince; Davacı(danışman)’nın her bir davalı bakımından, 18.12.2021 tarihinden itibaren 1.250,00 TL+KDV x12 ay kar mahrumiyeti ve sözleşmeye göre 1 yıllık ücretini talep edilebileceği, Sözleşme 7.maddeye göre; “bakiye kalan ve muaccel olan ücretin toplamı üzerinden; “Aylık %2 oranındaki yasal faiz temerrüt faizi ve % 5 oranında İhtilaf tazminatı da talep edilebileceği şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.04.07.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisi ile Nitelikli Hesaplama Uzmanı ve bilişim alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 03.09.2023 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi heyet ek raporunda özetle; Taraflar arasında yapılmış İlgili sözleşmenin ”SÜRE VE FESİH” başlıklı 6. maddesinde “Danışmanlık hizmeti sunulan sözleşmesinin imzalanması ile başlar ve sonrasında bir yıllık süreyi kapsar. Taraflar sözleşmenin bitimine en az iki ay kala birbirlerine noter kanalı ile sözleşmenin fesh edileceğini bildirmekle mükelleftir. Aksi takdirde sözleşme bir yıl daha otomatik olarak uzar.” hükmüne yer verilmiş olduğu görülmektedir. Ancak davalı tarafından iletilen mail içeriğinden 31.12.2021 tarihinde iletildiği, fakat sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmenin bitimine en az 2 (iki) ay kala birbirlerine noter yoluyla sözleşmenin fesih edilebileceği açıkça yazılı olduğundan, davalılar tarafından fesih için ilettiği mailin noter kanalıyla olmadığı ve sözleşme bitiminden en az 2 (iki) ay kala değil sözleşmenin bitiminden 13 (onüç) gün sonra iletildiği anlaşılmakta olduğu, Davacının davalı —– 16/02/2022 tarih itibariyle 4.000,21 TL, davalı—– 10/01/2022 tarih itibariyle 4.875,00 TL alacaklı olduğu, Sözleşmeye bağlılık ilkesi gereğince; Davacı(danışman)’nın her bir davalı bakımından, 18.12.2021 tarihinden itibaren 1.250,00 TL+KDV x12 ay kar mahrumiyeti ve sözleşmeye göre 1 yıllık ücretini talep edilebileceği, Sözleşme 7.maddeye göre; “bakiye kalan ve muaccel olan ücretin toplamı üzerinden; “Aylık %2 oranındaki yasal faiz temerrüt faizi ve % 5 oranında İhtilaf tazminatı da talep edilebileceği şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin haksız fesihten kaynaklı kar mahrumiyeti ve sözleşmenin haksız fesih edilmesi nedeniyle mahrum kalınan her bir davalı bakımından aylık hak ediş istemine yöneliktir.
Davacı vekili tarafından 05/05/2023 ve 24/09/2023 tarihli rapora karşı beyan dilekçeleri adı altında netice-i talep kısmında her bir davalı bakımından açık hesap kaynaklı alacak, 1 yıllık ücret, kar mahrumiyeti, temerrüt faizi ve ihtilaf tazminatının davalıdan tahsili talep etmiş olduğu, talebin niteliği itibariyle kısmen ıslah niteliğinde olduğu, dava konusu yapılan ve davacı vekili tarafından değeri artırılan 1 yıllık ücret ve kar mahrumiyeti talepleri bakımından her bir davalı bakımından ayrı ayrı ıslah harcını yatırması için davacı yana süre verildiği, Her bir davalı bakımından açık hesap kaynaklı alacak, temerrüt faizi ve ihtilaf tazminatı bakımından usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı ile her bir davalı şirket arasında 18/12/2019 tarihli KVK Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi bulunmaktadır.
Sözleşmelerin 7.Bölümü Ücretlendirme kısmında “a) Veri sorumlusu, KVK danışmanlık bedeli olarak aylık 1.250 TL (BİNİKİYÜZELLİ) TL*KDV danışmana şartsız koşulsuz sözleşme imzalanması ile birlikte ödeyeceğini kabul eder. Sözleşmenin imzalanması ile birlikte danışmanlık süreci başlamıştır.
b) Çalışmalar sözleşmenin imzalanması ile başlar. Veri sorumlusu bu ödemeleri İle vecibelerini yerine getirmede hiçbir şekilde ihtar, ihbara gerek kalmayacağım da peşinen kabul eder. Ücretlerin hiç veya gereği gibi ödenmemesi danışmana bildirimsiz derhal fesih hakkını vermektedir. Danışman sözleşmeyi feshetse dahi bir yıl içerisinde bakiye kalan alacağı ücretleri hak etmiş sayılacaktır. Veri sorumlusu edimi çerçevesindeki; ücretlendirme adı altındaki hak edişlerin temerrüdü halinde: Takip ve dava hallerinde akdi olarak, bakiye kalan ve muaccel olan ücretin toplamı üzerinden ; “Aylık %2 oranındaki yasal faiz temerrüt faizi ve % 5 oranında İhtilaf tazminatını ödemeyi kabul etmiştir. İhtilafın vukuunda Danışman için Avukatlık ücretini de ödemeyi kabul etmiştir. İtilaf halinde bir yıllık ücretin muaccel olacağı durumlarda tüm bu vecibelerde veri sorumlusu tarafından ihtar ihbar ve hiçbir hükme gerek kalmaksızın ödeneceğini de Veri sorumlusu kabul beyan ve taahhüt eder.
c) Ödemeler Danışman’ın —– şubesindeki —–no.lu hesabına yapılacaktır.” şeklinde olduğu,Sözleşmenin Feshi bölümünde; 6.maddesinde Süre ve Feshi “Danışmanlık hizmeti sunulan sözleşmesinin İmzalanması İle başlar ve sonrasında bir yıllık süreyi kapsar. Taraflar Sözleşmenin bitimine en az iki ay kala birbirlerine noter kanalı ile sözleşmenin fesh edileceğini bildirmekle mükelleftir. Aksi takdirde sözleşme bir yıl daha otomatik olarak uzar. Veri sorumlusunun mükellefiyetlerini sözleşmede yer alan süreler dahilinde, yerine getirmesindeki herhangi bir gecikme hali danışmana akdi fesih yetkisini de verir. Fesih tek taraflı gerçekleşse bile sözleşme İmzalanmasından sonraki bir yıllık ücretini veri sorumlusu danışmana koşulsuz şartsız öder. Danışman fesih ihbarını istediği usul ile yapabilir.” düzenlemesi mevcut olduğu görülmektedir.
İddia ve savunmalardan ve sunulan delillerden; davacı yanca sözleşmelerin 31/12/2021 tarihinde mail üzerinden sözleşmelerin feshedildiğinin beyan edildiği, davalı taraflarca ise sözleşmelerin yeterli bilgi ve destek verilmemesi nedeniyle 31/12/2021 tarihinde mail aracılığıyla fesih edildiği beyan edildiği, taraflar arasındaki sözleşmelerin mail yoluyla fesih edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı yanca haklı sebeple sözleşmelerin feshedildiği beyan edilmiş ise bu hususta delil sunulmamış ve ispat yükü yerine getirilmemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Bu nedenlerle davalı taraflarca sözleşmelerin haksız fesih edildiği anlaşılmıştır.Bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davalı şirketler tarafından yapılan fesih ihbarının geçerli olması için en geç bildirimde bulunulması gereken tarihin 18.10.2021 olmaktadır. Ayrıca sözleşmeye göre fesih bildiriminin noter kanalı ile yapılması şartı vardır.18.10.2021 tarihinde bildirim yapıldığı takdirde fesih ancak 18.12.2021 den itibaren geçerli olacaktır. Buna göre, sözleşmenin yıllık uzama tarihi olan 18.12.2021 den sonra 31.12.2021 itibariyle mail yoluyla yapılan fesih geçerli olamayacaktır. Bu durumda geri kalan 18.12.2022 tarihine kadarki tüm aylık ücretlerinden mahrum kaldığı görülmektedir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde tarafların ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, tarafların alacak ve borçlu durumunun kayıtlarıyla uyumlu olduğu, sözleşmenin nispiliği ve bağlılık ilkesi gereğince her bir davalı bakımından 18/12/2021 tarihinden itibaren 1.250,00 TL+KDV (1.475,00 TL) *12 ay hak edişlerin hesaplanması gerektiği,
davalı —– Şirketi bakımından hak ediş talebi bakımından yapılan hesaplamaya göre davacının 17.700,00 TL davalıdan talep edebileceği, davalı —– Şirketi bakımından hak ediş talebi bakımından ise taraflar arasındaki ticari defterlerin incelenmesinde 2022 yılı Ocak ve Şubat ayları fatura düzenlenmiş olduğundan davacının talep edebileceği bakiye hak ediş miktarının 14.750,00 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacının Kar Mahrumiyeti Talebi Bakımından İse;
Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin —- Esas ve —– Karar sayılı ilamı “Kabule göre de, mahkemece fesihten sonra kalan sürenin tamamı itibariyle davacının gelir kaybına uğrayacağı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa, Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği kanaatine varıldığı takdirde, davalının sözleşmeyi haksız feshi üzerine, öncelikle davacının sözleşmenin feshinden sonra aynı veya emsal nitelikte bir işi ikame etmesi için gereken makul süre tespit edilip, bu süreye karşılık gelen zarar miktarına hükmedilmesi gerekirken davalı şirketin tüm cirosuna tekabül eden tutarda tazminata hükmedilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.” şeklinde açıklanmıştır.
Emsal gösterilen içtihat ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının her bir davalı bakımından sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle 1 yıllık hak edişlerin yukarıda hesaplanığı ve hak edişler bakımından davanın kabulüne karar verildiği, bu nedenle davacının talep edebileceği kar kaybı bulunmadığı, keza davacının hak edişleri almış olması karşısında kar kaybına uğramadığı anlaşılmakla, kar kaybı talebi bakımından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

A)Davalı —– Şirketi bakımından;
1-Davacının davalı —– Şirketi bakımından hak ediş talebi bakımından DAVANIN KABULÜ İLE, 1.000 TL hak edişin dava tarihinden itibaren, 16.700,00 TL hak edişin ıslah tarihi 30/10/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının davalı —–Şirketi bakımından kar mahrumiyeti talebi bakımından davanın REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.209,08 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70/2= 40,35 TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 1175,00/2 =587,5‬0 TL harcın düşümü ile geri kalan 581,23 TL harcın davalı —– Şirketinden alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 17.700,00 TL vekalet ücretinin davalı —– Şirketi alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı—–Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 17.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
B)Davalı —- Şirketi bakımından;
1-Davacının davalı —– Şirketi bakımından hak ediş talebi bakımından DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 1.000 TL hak edişin dava tarihinden itibaren, 13.750,00 TL hak edişin ıslah tarihi 30/10/2023 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının davalı —–Şirketi bakımından kar mahrumiyeti talebi bakımından davanın REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.007,57 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70/2= 40,35 TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 1175,00/2 =587,5‬0 TL harcın düşümü ile geri kalan 379,72 TL harcın davalı —– Şirketinden alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4- Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalı —— Şirketinden alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı —— Şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 20.650,00 TL (reddedilen 17.700,00 TL kar kaybı+2.950,00 TL hak ediş) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 6.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 124,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 6.524,5 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 2.990,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
7- Kabul red oranına göre belirlenen 733,34 TL Arabulucu ücretinin davalılardan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 866,66 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.