Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/394 E. 2023/38 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/394 Esas
KARAR NO: 2023/38
DAVA: İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/05/2022
KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilii —– deposuyla, ihracat sektöründe müşterilerine kaliteli ve uygun fiyata ham kumaş tedariki sağladığını, İhracat sektöründe yurtdışındaki alıcılarına emtia sağlarken, alıcıların kontrol ve denetimi ile finansal destek olarak, müvekkili Şirket ile Davalı —– arasında —– akdedildiğini, Davalı —–, bu poliçe ile müvekkilii Şirket’in yurtdışına yaptığı ihracatta doğabilecek ticari ve politik risklere karşı teminat sağladığını, Söz konusu poliçe, ihracatçıların yeni ve bilinmeyen pazarlara girebilmesini teşvik etmek, mevcut pazarlarını genişletmek, kredili satışlardan doğan risklerini azaltmak ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamak amacıyla düzenlenen bir poliçe olduğunu, müvekkili Şirket, —– firmasına yaptığı yurtdışı satış için, bu satışı gerçekleştirmeden önce Davalı —– Onayı talep etmiş, Davalı —– tarafından verilen —– dayalı olarak satış ve sevkiyat gerçekleştirilmiştir. Ancak —— müvekkili Şirket tarafından satışı yapılan malların tutarının tamamını ödememesi nedeniyle; müvekkili Şirket tarafından Davalı Tarafa başvuru yapılarak Poliçe Özel Şartları 1.1.2 maddesi uyarınca ödeme yapması talep edildiğini, Davalı Şirket tarafından verilen kredi sigortası ürünü kapsamında verilen teminat, Davacı Şirketin alıcısı,
borçluların kişiliğini ve faaliyetini ve Davacı Sigortalıya karşı borcunu ifa etmemesinden doğan zarar tehlikesini de üstlendiği bir sözleşme olduğunu, Hasar Başvuru ve Talep Tarihimiz —- olup; Davalı ——ile başvurumuzu incelemeye aldığını doğrulamıştır. Ancak Taraflar arasında aylarca süren yazışma ve evrak teminine rağmen Davalı —— ödeme yapmaması ve hasar incelemesini sonuçlandıramaması üzerine; müvekkilii Şirket sattığı, tüm ihracat masraflarına katlandığı malların bedelini alamadığı için süreçte maddi anlamda çok zorlanmış ve böylesi zor zamanlar için yaptırdığı Poliçesi’nden ve Sigortacısı’ından beklediği faydayı sağlayamadığını, tüm başvurularrı ve şikayetleri sonucunda, Davalı Taraf hasar talebimizin ödemesini onaylamış ve icra takibine kötü niyetle itiraz ettiğini ikrar eder şekilde —— tarihinde,
müvekkili ———açıklaması ile haricen—-, eksik ödeme yapmıştır. Bunun üzerine —- tarihli yazımızla Davalı Taraf’a ihtarname gönderilerek; ödenen tutarın —–öncelikle vekalet ücreti, harç ve masraflara tahsil edildiğini, bu nedenle icra dosyasından bakiye —-alacağımızın devam ettiği bu tutarın —–ödenmemesi halinde yasal süreçlere devam edileceği bildirilmiştir. Ancak Davalı Tarafça herhangi bir ödeme yapılmayacağı bildirilmiş; sonrasında başlattıkları, Arabuluculuk süreçleri de Anlaşmazlık ile sonuçlanınca huzurdaki davayı açmak zaruri olduğunu, Huzurdaki davanın konusu, müvekkili şirket’in hasar taleplerinin davalı şirket poliçesi
teminatında kalıp kalmadığına ilişkin olmayıp; icra takibi açıldıktan sonra yapılan “esas alacak”
ödemesi sonrası, davalı/borçlu taraf’ın bakiye tutardan sorumluluğu olup olmadığına ilişkin olduğunu, Sonuç olarak; Davalı/Borçlu’nun sırf müvekkilii Şirket’in alacağına kavuşmasını geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli şekilde yaptığı itirazın iptaline ve İcra Takibi’nin kaldığı yerden bakiye tutar yönünden devamına, icra Takibine konu asıl alacağın en az %20’si üzerinden icra inkar tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesine, Davalı/Borçlu tarafından kısmen ödeme yapılan kısmın Türk Borçlar Kanunu 100.madde çerçevesinde öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesine ve —- tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte; bakiye kalan borç için ise ödeme tarihine kadar alacağa işleyecek — uygulanacak—- birimine uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini
talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilii banka, sigortalının alacağının ödenebilmesi için Alıcı nezdinde ——- girişimlerde bulunmuştur. Alıcı’nın yetkilisi tarafından “müşterilerden beklenen tahsilatlarda gecikmeler yaşandığı ve bankalarından talep ettikleri kredi işlemleri tamamlandıktan sonra konu hakkında müvekkili bankaya bilgi verileceği” belirtilmiştir. Daha sonra, müvekkilii banka tarafından, Alıcı nezdinde girişimlerde bulunulmaya devam edilmiş ancak Alıcı’dan yanıt alınamamıştır. Daha sonra —– telefon aboneliğinin iptal edildiği ve gönderilen yazılara cevap alınamadığı belirtilmiştir. Ayrıca;—- kayıtlarında aktif olarak göründüğü ifade edilmiştir. —-, sigortalı tarafından temin edilen ilave telefon numaraları üzerinden bir kez daha Alıcı nezdinde girişimde bulunulması talep edilmiş cevaben alınan —— tarihli yanıtta; —– belirtilmiştir. Tüm bu gelişmelerden sonra davacı yan —– dosya tahtında icra takibi başlatmış, müvekkili banka, inceleme işlemi devam ettiği için işbu ödeme emrine itiraz etmiştir. —– bu defa—– yetkilisi ile görüştüğünü ifade etmiş ve anılan şirketin, “gönderilen ürünlerin ——– fimasına teslim edilmesi için ——- belirtilmiştir. Bu bilgi neticesinde dosyanın inceleme süreci sona erdirilmiştir. ——–Sigortalı’nın zararı ispatlamaya yeterli delillerle birlikte Tazminat Talebi’nde bulunması üzerine——tarafından zararın sebebinin tetkik edileceği, tetkik sonucu kesinleştiği kabul edilen zararın Sigortalı’ya Kapsam Oranı’nda ödeneceği, ödemenin zararın kesinleşmesinden, delillerin eksiksiz olarak ibraz edilmesinden, zararın sebebinin incelenmesinden ve Poliçe kapsamı içinde olduğunun tespitinden sonra yapılacağı, zarar kesinleşme süreleri sona erse dahi, ——-tarafından bahse konu incelemeler tamamlanmaksızın tazminat ödemesi yapılamayacağı” hükmü yer almaktadır. İbra, taraflar arasında mevcut bir borcun kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya ve bu suretle borçlunun borçtan kurtulmasına yönelik sözleşmedir, şekil şartı yoktur, dolayısıyla borçlunun irade beyanı açık olabileceği gibi susma yoluyla da ibraname geçerli hale gelir.——– Davacı sigortalı, müvekkili bankayı ibra etmiştir. Anılan ibrada, alıcının unvanı, adresi, yapılan sevkiyatın; vade tarihi, gümrük beyanname numarası, tutarı ve müvekkili banka tarafından ödenen tutar şüpheye mahal verilmeksizin yazılmış ve davacı sigortalı “söz konusu sevkiyatlar nedeniyle başkaca bir alacağının kalmadığını” beyan etmiştir. Kaldı ki davacı yan, sigorta tazminatının ödenmesi nedeniyle, sevkiyata ilişkin haklarını müvekkili sigortacıya da devretmiştir. Davacı yan, —— numaralı başlıkta ifade edildiği üzere, “zararın, sigortacının incelemesini tamamlaması ile birlikte kesinleşeceğini” düzenleyen sözleşmeye imza atmış basiretli bir tacirdir. İşbu maddeye rıza göstermiş olmasına rağmen ve müvekkili bankanın, işbu dilekçe ekinde ibraz edilen yazışmalarda görüleceği üzere “dosya ile ilgili incelemesinin devam ettiğini” defalarca belirtmesine rağmen, davacı sigortalı, müvekkili banka aleyhine icra takibi başlattığını beyan ederek haksız ve yersiz olan davanın esastan reddi’ne, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yan hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesi hususunda gereğini vekâleten talep etmiştir.
DELİLLER:
—— icra takip dosya sureti, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
—– tarihli ara karar ile dosyanın bir sigorta uzmanı ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, ihracat kredisi sigortasından kaynaklanan alacağın ödenmediği iddiasına ilişkin olarak başlatılan icra takibine itirazında bakiye alacağa yönelik itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali istemine konu —- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine —– tutarındaki alacağın tahsili için —– tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu — tarihli itiraz üzerine takibin durduğu, davalı bankanın davacı şirket hesabına —- açıklaması ile haricen —- ödeme gerçekleştirdiği ve davanın hak düşürücü süre içeresinde açıldığı, taraflar arasında takip konusu alacak miktarı —– ödendiği hususunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sunulan poliçe örneğinin incelenmesinde; davalı banka tarafından davacı şirketin yapacağı uluslararası ihracata dair riskleri —–teminat altına alındığı, taraflar arasında —— tarihinde kısa vadeli ihracat kredi sigortası poliçesi düzenlendiği, poliçe kapsamında davacının sigortalı, davalının ise sigortacı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça icra takibi başlatıldıktan sonra icra takibindeki asıl alacak tutarının ödenmiş olduğu, yapılan ödemelerin TBK 100.maddesi uyarınca faiz ve masraflardan mahbup edilmesi gerektiği, takibe haksız itiraz yapıldığından icra inkar tazminat verilmesi gerektiği, bakiye alacağının bulunduğunun iddia edildiği, dava değeri olarak —— olarak gösterildiği,
Davalı tarafça —- tarihinde tazminat başvurusu yapıldığı, sigorta tazminatının ödenmesinin —— tarihinde onay alındığı, sigorta tazminatının —– tarihinde ödendiği, davacı sigortalının ibraname ile alacağını ibra ettiği, başkaca alacağının bulunmadığını beyan edildiği,
Mahkememizce çözülmesi gereken uyuşmazlık davalı tarafından icra takibinden sonra yapılan ödemenin kısmi ödeme olup olmadığı, ödeme tarihine kadar işleyen faiz, icra vekalet ücreti, icra masraflarının eklenmek suretiyle tespit edilecek toplam alacaktan TBK madde 100 gereğince mahsubunun öncelikle feri alacaklardan düşürülüp düşürülmeyeceği, davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki ibranamenin icra takibine konu alacağı ve ferelerini sona erdirip erdirmediği, davacının icra inkar tazminatına hak edip etmediği, davalı tarafça yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının itirazının iptali davasını açmakta haklı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
——– Sayılı ilamında “….Bu kapsamda öncelikle, takip tarihi itibariyle tesbit edilen alacak tutarına, takip tarihinden sonra ,takip ile birlikte temerrüdün başladığı kabul edildiğine göre, ödeme tarihine kadar işleyen faiz tutarı, icra vekalet ücreti, icra masrafları eklenmek suretiyle bulunacak toplam alacaktan,TBK.nun 100 maddesi gereği kısmi ödemelerin öncelikle fer’i alacaklardan düşülerek, davacının itirazın iptali davası açmakta ne miktar bakımından hukuki yararının bulunduğunun tespiti gerekecektir.” şekilde belirtilmiştir.
Dosyanın sigorta alanında uzman bilirkişi —- İcra Hukuku Alanında Uzman ——-teşekkül eden heyete tevdi edilerek alınan raporda; Poliçe onayının — tarihinde yapıldığı, yükleme tarihinin —- olduğu, mal teslim tarihinin —- tarihi olduğu, tazminat talep tutarının —-tazminatın —-tazminattan sigorta şirketinin sorumlu olacağından kalan—– olarak hesaplandığı ve talep edildiği, tazminat başvuru tarihinin —-olduğu, ödeme tarihinin —- tarihi itibariyle —-olarak davacıya ödendiği, vade tarihinin yükleme tarihini takip eden —– olduğu değerlendirilerek Özel Şartlarda belirtilen ” Alıcı’ya sevk edilen ve Alıcı tarafından kabul edilen malların Brüt Fatura Tutarı’nı Vade tarihi’nden itibaren 4 ay içinde Sigortalı/Satıcı’ya ödeyememesi veya ödememesi,” kuralı gereği bu süre sonu olan ——— tarihinin zararın kesinleşme tarihi olarak kabul edileceği, tazminat tutarı ve ödenmesi ——- “Sigorta sözleşmesine konu olan risklerin kısmen veya tamamen bir ihtilafa konu olması halinde, ihtilaf nihai olarak sonuçlanana kadar poliçe kapsamında tazminat ödenmez.” şartı mevcut olduğu ancak dosya kapsamında dava konusu hasarın ihtilaflı olduğu yönünde delil tespit edilemediği ve sigortacının zararın kesinleşme tarihinden itibaren tazminat ödeme yükümlülüğü olacağı, yapılan hesaplamayla bakiye alacağın—- olduğunun bildirildiği,
Davalı yanca sunulan noter onaylı—- tarihli ibraname incelendiğinde; davalı yanca davacıya sigorta sözleşmesi uyarınca tazminat karşılığı ve faiz olarak tahakkuk eden ——- ödendiği, sevkıyat nedeniyle başkaca bir alacağının kalmadığını kabul ve ibra edildiğinin belirtildiği,
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacının sevkıyat nedeniyle davalı sigortalıdan talep etmiş olduğu hasar miktarı bakımından taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, sigortacı davalının zararın kesinleşme tarihinden itibaren tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —- alacağının bulunduğu, ibraname de dikkate alındığında davalının borca itiraz sonrasında davacıya —- ödediği, davacının ibra ettiği alacak miktarının —- olduğu, ibranamede icra takibindeki alacağın ferilerini kapsadığına ilişkin hüküm bulunmadığı, bilirkişi raporunda ödemenin—-olarak tespit edilmiş ise de mahkememizce ödemenin —- olduğunun kabul edildiği, TBK nun 100. maddesine göre öncelikle vekâlet ücreti, harç ve masrafla mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmakla mahsup işlemi yaptıktan sonra kalan miktarın ——— olduğu tespit edilmekle, davanın kısmen kabulüne karar verilerek takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Alacağın maddi tazminat alacağı olması, likit nitelikte bulunmaması nedeniyle yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olduğu davalı taraflarca ispat edilmediği ve yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —- icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın —–üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Asıl alacağa ödeme tarihi —-tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli euro mevduat hesabına ödediği faiz İŞLETİLMESİNE,
3-Yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
4-Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 6.413,20 Euro (6413,20 Euro x 17,660 =113.257,14 TL) lik kısım yönünden alınması gereken 7.736,59 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.655,89 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
6-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ile 80,70 TL başvuru harcının toplamı olan 161,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 17.988,57 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 2.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 62,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.562,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.139,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
10-Kabul red oranına göre belirlenen 1.137,88 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 422,12 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/01/2023