Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/380 E. 2022/384 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/380 Esas
KARAR NO : 2022/384

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesi ile;Davacı bankanın müşterilerine tahsis ettiği ” ———— kesintiler yaptığını iddia ederek bu tutarların ” ———–tarafından iadesinin sağlandığı/ sağlanacağını taahhütte bulunduğunu, — —– ilan ettiğini, söz konusu —- ile davacı bankanın markası ve unvanını kullanarak banka markası —- — adının tanınırlığından , bilinirliğinden ve —— —- marka statüsü ile tescilli olduğunu, dava konusu sitelerde yer verilen ” —-, —–nezdinde davacı banka adına tescilli olduğunu, bu ibarelerin davacı banka ile özdeşleştiğini, davalının davacıya ait markaları kullanarak sınai mülkiyet kanununu ihlal ettiğini, Sınai mülkiyet kanununun 29 vd. Hükümleri gereği davacı bankanın markasının —- kullanılması ve kötüye kullanılmasının ve kendi lehine müşteri teminine çalışılmasının marka hakkına tecavüz mahiyetinde olduğunu, davacı bankanın —usulsüz kesintiler yaptığı iddiasının herhangi bir mahkeme kararına dayanmayan ve gerçeklikle ilgisi olmayan bir iddia olduğunu, davalıların davacı bankaya—— markalarının kullanımının engellenmesine, marka ve diğer ilgili haklarına tecavüzün tedbiren durdurulmasına, bu ibarelerin davalıların tüm faaliyetlerinde kullanılmasının durdurulmasına ve yasaklanmasına, bu ibareleri taşıyan— konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Haksız rekabet teşkil eden fiillere sebebiyet veren ve müvekkil Banka’nın— unvanını bulunduran, davalıya ait —– ulaşılmasının engellenmesine, bulunduğu — bu ibarelerin kaldırılmasına —- manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
6729 sayılı kanunun ” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller başlıklı 29. Maddesi ”
(1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
(2) 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü tecavüz davalarında def’i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır.
Davacının dilekçesinde belirttiği —— kurumu nezdinde “————-
—————kurumu nezdinde davacı banka adına tescilli olduğu, tescil numaralarının yukarıdaki gibi olduğu anlaşılmıştır.
—-sayılı ilamında “…..Somut olayda Mahkemece, davada marka hakkının korunması veya markaya tecavüzle ilgili bir talep bulunmadığından, uyuşmazlığın fikri mülkiyet veya sınai mülkiyet hakkıyla ilgisi bulunmadığından, ticaret mahkemesine görevsizlik verilmiş ise de, davacının Markasının tescilli olduğu ve davacının Marka hakkına dayanarak davasını açtığı, her ne kadar ıslah ile tecavüzden doğan haklar istenmiş ise de, tecavüzün oluşup oluşmadığının tespitinin yapılması gerektiği buna göre de öncelikle davalının davacının marka hakkına ilişkin tecavüzün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Markaya tecavüzün tespitinin yapılması Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, haksız rekabetten doğan iddialar ile marka tecavüzüne ilişkin iddiaların birlikte görülmesinin gerekmesi halinde de daha özel görevli Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesi’nin her iki davaya da bakmakla yükümlü bulunduğu, Davacı tarafın taleplerinden birinin ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği dikkate alındığında, 551 Sayılı KHK’nın 146. maddesinin 1. fıkrası gereğince davanın Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir—— —— ilamları). Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri bir ihtisas mahkemesi olup, ————– olduğundan, genel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına giren işlere de bakabileceğinden, davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile —– görevsizlik kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtmiştir.
Somut olayda talep davacı banka ———– kullanılması, markanın kötülenmesi sureti ile müşteri temin edilmeye çalışılması ,markalara tecavüzün önlenmesi, durdurulması ve yasaklanmasına ilişkin olup somut olayda davaya bakma görevi özel olarak kurulmuş olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine aittir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereği görev dava şartlarından olup aynı kanunun 115. Maddesi gereği mahkeme görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetmek zorundadır. Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri, 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115. maddeleri gereğince görevli mahkeme —–Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli——Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.