Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/373 E. 2022/833 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/373 Esas
KARAR NO : 2022/833

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 16.04.2018 tarihli——Tarafından Belirtilen Kısımların Kaba İnşaat İmalat ve İşlerin Yapılması konulu bir sözleşme aktedildiğini, müvekkili firmanın kaba inşaat işlerini yaptığını ve kalıp malzemeleri kullandığını, beton döküldükten sonra kalıpların söküldüğünü ve bir sonraki bölüm ya da kat için toplu bir yerde ve şantiye içerisinde bekletildiğini bu malzemelerin güvenliğinin de şantiyeye giriş ve çıkışları da kontrol eden ana firmanın sağladığını, işin kısa ve geçici süreli olarak işverenden kaynaklanan sebeplerle durduğunu ve bu dönem sonunda şantiyeye gelen müvekkili firma yetkililerinin müvekkii şirkete ait olan kalıp malzemelerinin davalı ana firma tarafından izinsiz olarak kullanıldığını gördüklerini ve müvekkiline verilmeyen bir imalat işi için izinsiz olarak hukuka aykırı şekilde kullanıldığının tespiti ile tutanak tutulduğunu, firma ile görüşüldüğünü ve firmanın da kabulü ve yönlendirmesi ile 19.02.2020 tarihli—– nolu 215.350,27 TL bedelli ——” açıklamalı faturanın davalı firma tarafından teslim alındığını ve defterlerine işlendiğini, firma muhasebelerinin——-Formaları ile resmi olarak mutabakat yaptıklarını, müvekkili firmanın ise eksik malzemesini tamamlamak suretiyle çalışmaya devam ettiğini, anılan kalıp malzemelerinin davalı firma uhdesine geçtiğini ve satış faturası ile de durumun resmileştiğini, ancak işin sona ermesi ve malzemelerin de kullanılamaz hale gelmesinden sonra davalı firmanın fatura bedelini ödemeyeceğini ve defterlerinden kayıtları çıkaracağını sözlü olarak ilettiğini, fatura bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğni, görüşmelerinde netice vermediğini, arabulucu başvurusu neticesinde de anlaşma olmadığından iş bu davanın ikamesi gereğinin hasıl olduğunu belirterek şimdilik 25.000,-TL’nin arabuluculuk son tutanağı tarihi olan 01.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı firmadan tahsiline, ücret ve masrafların davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ettiği gibi kendilerine ait malzemelerinin izinsiz kullanıldığı hususundaki iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, davacı şirket tarafından söz konusu sözleşmeye istinaden üstlenilendiği işi yerine getirmediğini ve müvekkilinin mağdur edilerek zarara uğratıldığını, müvekkili şirketin eksik kalan işlerin tamamlanması ve inşaatın süresinde bitirilmesi için davacı tarafın yapması gereken işleri kendi imkanlarıyla tamamlamaya çalıştığını ancak davalı tarafın iddia ettiği gibi izinsiz malzemelerin kullanılması gibi bir durum meydana gelmediğini, ispata dair herhangi bir belge sunamadığını, müvekkili şirketin söz konusu faturaya ilişkin davacı tarafa borcunun bulunmadığını, cari hesapta davacı şirkete bakiye borç toplamının 21.899,25 TL olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği miktarın müvekkili şirketin cari hesaplarıyla uyuşmadığını, fatura alacağına ilişkin bakiye borç olarak istenilen kısmi alacağa itiraz ettiklerini, müvekkili şirketten talep edilen “——-” açıklamalı faturaya ilişkin müvekkili şirket nezdinde kayıt bulunmadığını, davacı tarafın somut olmayan ve müvekkili şirketçe kabul edilmeyen alacak tutarını ispat edemediğini, söz konusu faturanın dosyaya sunulmadığını bu aşamadan sonra da sunulmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, müvekkili şirkete hiçbir şekilde tebliğ edilmeyen faturayı/faturaları kabul etmediklerini belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı —— incelenen defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahipleri lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı —— incelenen kayıtlarına göre; Davacı—— 19.02.2020 tarihinden itibaren davalı —— 252.210,49 TL alacaklı olduğu, 19.02.2020 tarihli ——- nolu 215.350,27 TL tutarlı faturanın yer almadığı, ——-numaralı faturanın 13.02.2020 tarihli ve 254.113,32 TL tutarlı olduğu (KDV hariç tutarı 215.350,27 TL), 19.02.2020 tarihli faturanın ise ——- numaralı ve 230.311,24 TL tutarlı olduğu ve davacının bu fatura ve cari hesaptan kaynaklı alacaklı bulunduğu; Davalı —–incelenen kayıtlarına göre, davalı ——davacı ——- 13.02.2020 tarihinden itibaren 21.899,25 TL borçlu bulunduğu; Taraf defterlerinin incelenen kayıtları arasındaki farkın, davacı kayıtlarında yer alan ancak davalı kayıtlarında yer almayan, davacının davalıya düzenlediği 19.02.2020 tarihli —–numaralı 230.311,24 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı; 19.02.2020 tarihli —— numaralı 230.311,24 TL tutarlı, “——- açıklamalı —- faturada vade tarihinin bulunmadığı, söz konusu fatura içeriği işin verildiğine ilişkin sunulan Hakediş Raporunda tarflara ait kaşe/imzanın bulunmadığı, söz konusu faturanın—-kapsamında elektronik ortamda davalıya iletildiği, davacı tarafından düzenlenmiş söz konusu faturaya davalının 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair veya iade faturası düzenlediğine dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; Taraf ——- beyanları arasındaki farkın, davacı kaydında yer alan ancak davalı kayıtlarında yer almayan davacının davalıya düzenlediği 19.02.2020 tarihli ——numaralı 230.311,24 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
ISLAH: Davacı vekilinin ıslah dilekçesinde özetle; Davalı firma ile aktedilen 16.04.2018 tarihli yüklenici sözleşmesi çerçevesinde —— nolu hakedişten kaynaklanan 19.02.2020 tarih ve —— sayılı fatura ile —–Numaralı 19.02.2020 tarih ve 215.350,27 TL bedelli “——– açıklamalı fatura bedellerinden kaynaklanan 252.210,49 TL cari hesap alacağının arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı alacak davasıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Davaya konu 1 adet 19/02/2020 tarihli, 215.350,27 TL bedelli ve ——-nolu faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunmuş, davacının kendi ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 19.02.2020 tarihli——-nolu 215.350,27 TL tutarlı faturanın yer almadığı——-numaralı faturanın 13.02.2020 tarihli ve 254.113,32 TL tutarlı olduğu (KDV hariç tutarı 215.350,27 TL), 19.02.2020 tarihli faturanın ise ——-numaralı ve 230.311,24 TL tutarlı olduğu anlaşılmış, bilirkişi raporu dosyaya kazandırıldıktan sonra ise davacı yan bu defa kendi ticari defter ve kayıtları üzerinde tespit edilen cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağını nazara alarak cari hesap alacağından bahisle ıslah yaparak talebini arttırmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde 215.350,27 TL lik faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunmasına rağmen bilirkişi raporu sonrası cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağını 252.210,49 TL ye arttırdığı görülmüştür. Bu durum iddianın genişletilmesi yasağına aykırıdır. Zira dava açılış aşamasında 215.350,27 TL lik tek faturadan kaynaklı alacak talebinde bulunmasına rağmen ıslah ile dava bedeli arttırılır iken cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağını talep ettiği görülmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan 25/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ” 19.02.2020 tarihli —— numaralı 230.311,24 TL tutarlı, “——- açıklamalı e-arşiv faturada vade tarihinin bulunmadığı, söz konusu fatura içeriği işin verildiğine ilişkin sunulan Hakediş Raporunda taraflara ait kaşe/imzanın bulunmadığı, söz konusu faturanın —— kapsamında elektronik ortamda davalıya iletildiği, davacı tarafından düzenlenmiş söz konusu faturaya davalının 8 gün içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair veya iade faturası düzenlediğine dosyada mevcut belge ya da bilginin bulunmadığı; ——–” yönünde inceleme ve tespitlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Benzer konuya ilişkin olarak —–Bölge Adliye Mahkemesi ——- Karar sayılı ilamında; “Davada ispat külfeti davacıda olup davacı takibe konu fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğini ispatlamalıdır. Tek başına fatura düzenlenmesi ve söz konusu faturaya süresinde itiraz edilmemesi fatura içeriği malların teslim edildiğine delil teşkil etmez.” şeklindeki açıklamaların ışığı altında davacının 19.02.2020 tarihli faturanın ise——-numaralı ve 230.311,24 TL tutarlı fatura ile işin verildiğine ilişkin hakediş raporunda taraflara ait kaşe / imzanın bulunmadığı, davada ispat külfetinin davacı yanda olduğu, tek başına fatura düzenlenmesi ve söz konusu faturaya süresinde itiraz edilmemesi fatura içeriği mal veya hizmetin teslim edildiğine delil teşkil etmeyeceği, bu haliyle davaya konu fatura içeriği mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini ispatlayamadığı, diğer yandan davanın özünü tek faturadan kaynaklı alacak davası oluşturur iken davacı vekili iddiasını genişleterek cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacak talebinde bulunduğu hususları hep bir arada değerlendirilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacın alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 426,94 TL ve 3.881,00 harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.227,24‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan ——davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.