Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/365 E. 2022/848 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/365
KARAR NO : 2022/848

DAVA : Kooperatifin İhyası
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurum ile—– ve diğer davalılar arasındaki rücuen tazminat davasında verilen—– sayılı hükmünün istinaf incelenmesi sırasında —— Sayılı kararıyla adı geçen şirkete yapılan tebligatın usulsüzlüğünden bahisle dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği,——İş Mahkemesince kendilerine gönderilen 28/04/2021 tarihli tebligat ile şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiği, şirketin —–re’sen terkin edilmesi nedeniyle açılan ihya davasında—— davalı olması gerektiğini ve yeterli olduğunu, husumetin—— yöneltildiğini, bu nedenlerle——isimli şirketin TTK Geçici Madde 7/15’e göre ihyasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı——-vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın olağan tasfiye sonucu gerekli prosedürün yerine getirilmesi ve talep üzerine ticaret sicilinden terkin edilen kooperatifin ek tasfiyesine karar verilmesi kapsamında olduğu, davacının husumetinin yalnızca yasal hasım olan müvekkili müdürlüğe yöneltildiği, tasfiye memurları —– yöneltilmesi gerektiği, ——- TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin m34.hükmü çerçevesinde işlem yapıldığı, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğu, Olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı ——sorumluluğunun bulunmadığı, davanın açılmasına sebep olmadığı, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, dava konusu kooperatifin —— Karar sayılı ilamıyla da ek tasfiyesine karar verildiği ve işbu davada da müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmediğini; müvekkili yönünden açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava dava dışı —— devam eden dava sebebi ile ihyası istemine ilişkindir.
——cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin son tescilini 01.04.2022 tarihinde yaptırdığı, yetkililerinin ve tasfiye memurlarının——- olduğu, kooperatifin 01.06.2016 tarihinde sicil kaydının tasfiyenin sona ermesi nedeni ile terkinine karar verildiği bildirmiştir.
——- Esas sayılı dosyasında; davacı vekiline 28.04.2021 tarihli tebligat ile şirketin ihyası için dava açmak üzere verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu dava dosyası incelenmiş ihyası istenen şirketin taşeronu ——- iş yerinde geçirdiği iş kazası nedeni ile davacı kurumca çalışma gücünü %59 oranında yitiren işçiye 97.780,12 TL peşin sermaye değerli sürekli iş göremezlik geliri, 3.993,95 TL geçici işgöremezlik ödeneği ödendiği, 12,300,70 TL hastane masrafi yapıldığı, kaza nedeni ile toplam 114.074,77 TL kurum alacağı doğduğundan bahisle ihyası istenen kooperatifin de olduğu sorumlulara karşı rucu davası açıldığı, yargılama neticesinde mahkemenin 03.11.2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulü ile 73.335,09 TL peşin sermaye değeri, 2.995,46 TL geçici iş görmezlik ödeneği ve 9.225,53 TL tedavi giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine——Sayılı kararı ile ihyası istenen şirketin ihyasının gerçekleştirilerek atanan temsilcisine kararın yöntemince tebliğinin sağlanması gerektiği belirtilerek geri çevrilmesine karar verdiği, mahkemece de iş bu ihya davasının açılması hususunda davacı kuruma süre verilmiş eldeki bu dava bu nedenle açılmıştır. Söz konusu iş kazası nedeni ile sorumlular hakkında—–Sayılı dosyasında kamu davası açılmıştır. Söz konusu iş kazası 2010 yılında meydana gelmiş olup o tarihten beri olaya dair açılmış ceza soruşturmaları ve davaları bulunmaktadır. Davalı yanca, davacı kurumca sigortalı kazazedeye ödeme yapıldığı bilinmesine rağmen kooperatifin herhangi bir alacağı ve borcu bulunmadığı gerekçesi ile sicilden terkini sağlanmıştır.Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Şirketin devam eden bir hukuki uyuşmazlığı nedeniyle şirketin ihyasına karar verildiğinde, yapılacak ek tasfiye işlemleri, tasfiye üstlenmiş olduğu görevin devamı niteliğindedir. ——–TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu kooperatif kendisi tarafından tasfiye sürecine girip tasfiyeyi sonuçlandırmış ve sicilden terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen kooperatif hakkında halen devam eden derdest dava bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, derdest olan dava sonucuna göre kooperatif borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu kooperatifin ihyasına ve son tasfiye memurları olan ——- tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen kooperatif hakkında devam eden dava olması sebebiyle, dava konusu kooperatifin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu kooperatifin ihyasına, son tasfiye memurları olan dahili davalılar —— tasfiye memuru olarak atanmalarına, davalı ——yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.——Sayılı ilamı “——-Tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı tasfiye memuru sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı tasfiye memuru aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memurundan tahsiline karar verilmiştir.”
——-Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. ——–
Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre tasfiye eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır. Tasfiye işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin tasfiye memuru üzerinde bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile tasfiye memurunun vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.
——-Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , tasfiyeden sonra dava açılmış olsa da davacı bakımından tasfiyenin usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı , ,toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden tasfiye memuru atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı tasfiye memurunun HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.—-Tasfiye yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının tasfiye memuruna başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla..” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tasfiye memurundan tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır. Kaldı ki somut olayda iş kazası 2010 yılında meydana gelmiş ve o günden bu yana ceza soruşturma ve davaları açılmıştır. Kurumca da kazazedeye ödemeler yapılmıştır. Davalı tasfiye memurlarınca usul ve yasaya aykırı olarak kooperatifin herhangi bir borcu , hak ve alacağı olmadığı gerekçesi ile sicilden terkini sağlanmıştır. Davalı tasfiye memurları yargılama giderlerinden ve davacının vekalet ücretinden sorumludur.——-İlk derece mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tasfiye memuru, bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.
HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı —— yasal hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü tasfiye memurları yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜK ÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, ——sicil nosuna kayıtlı bulunup 01.06.2016 tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince sicilden terkin edilen TASFİYE HALİNDE —— 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince ——Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA,——- yeniden TESCİLİNE,
2-Tasfiye Memuru olarak en son tasfiye memurları olan ——-atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memurları tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memurlarının görevine devam etmesine,
3- Kararın ——- ilan edilmesine,
4- Davacı kurum harçtan muaf olduğundan başlangıçta alınmayan ancak alınması gereken 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalı tasfiye memurlarından müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 317,15 TL yargılama giderinin davalı tasfiye memurlarından müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı—— yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı——- yasal hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan ——-davalı tasfiye memurlarından müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle——-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.