Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/364 E. 2022/639 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/364 Esas
KARAR NO: 2022/639
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/05/2022
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili, ,——-sağladığını, akabinde davalı borçlu tarafından ödemelerin yapılabilmesi için müvekkili site yönetiminden fatura kesilmesi istendiğini, ancak davacı müvekkilinin fatura kesmeye yetkili olmaması nedeniyle davalının istediği fatura kesilememiş ve müvekkil enerji üretimi sağlamasından kaynaklı olarak hak ettiği bedeli davalı borçludan alamadığını, İşbu alacağın tahsili amacıyla —— dosya ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup, borçluya gönderilen ödeme emri borçluya tebliğ edilerek, borçlu davalı tarafından dosyada borca itiraz edildiğini, İşbu haksız,mesnetsiz ve kötüniyetli olarak yapılan itirazın iptali ile % 20 dan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tacir olmaması ve huzurdaki davanın kanunda sınırlı olarak sayılan mutlak ticari davalardan biri olmaması nedeniyle görevsiz mahkemede dava açılmıştır. Görevsizliğin yanı sıra aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak ikinci kez dava açıldığından da davanın usulden reddine karar verilmesini, tüm bunlara rağmen uyuşmazlığın esas yönünden incelenmesine geçilmesi halinde —– dosyası ile başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, davacı taraf müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etmiş olmasına rağmen ne icra dosyasında ne de işbu davada taraflar arasındaki hukuki ilişkiye dair somut bir delil sunamamış; müvekkili şirketten alacağı olduğunu ispat edememiştir. Bu aşamadan sonra da bu hususun ispat edilemeyeceği dikkate alındığında haksız olarak açılan davanın esastan da reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacının davalıya güneş paneli kullanılması suretiyle enerji üretimi sağlaması iddiasına ilişkin alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır.
TTK’nun 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda …” sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.
6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19. maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının tacir olup olmadığının araştırılarak görevli mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Davacı —— yapı yönetiminin ticari işletme kaydı bulunmadığından ihtilafın her iki ticari işletmesi ilgili olmadığından uyuşmazlığa konu dava, ticari dava niteliğinde değildir. Huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla; dava şartı yokluğu nedeniyle usuldan reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizde açılan davanın görev dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece KARAR VERİLMESİNE,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına ALINMASINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilin yüzene karşı karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022