Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/355 E. 2022/590 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/355
KARAR NO: 2022/590
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 13/05/2022
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– müvekkilleri arasında,— yönünden:—- sayılı dosyasının takip tutarının——–tazminatı ve diğer alacaklar gerekçesiyle alacak bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini; iş bu nedenle ilamsız ve de ilamlı takip açıldığı ve kesinleştiği, ilgili ödeme emirlerinin usulüne uygun şekilde davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen —- karar verilip şirketin —– terkin edildiği, alınan tasfiye kararının müvekkilinin alacağına —– engeller mahiyette olduğunu, —– terkin edilen şirketin aynı maddenin —— maddesinde;—— kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son —– —— veya alacaklıların, —- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerinin belirtildiğini, —— tamamlanıp ——suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren —– takibin tarafı olmak ehliyeti de bulunmadığı,—— terkin edilmiş şirket hakkında takip işlemlerine başlanması ve yürütülmesinin—– yöneltilecek dava sonucunda tüzel kişiliğin yeniden ihyası ile mümkün olduğunu, müvekkillerinin alacağına kavuşmasını teminen mahkemeden şirketin ihyasını talep etme zorunluluklarının doğduğu,—– ihyasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı —cevap dilekçesinde özetle; —– sürecine girdiği, şirketin herhangi bir aktif veya pasif mal varlığı bulunmadığını, —– alacaklılara alacakları var ise yazdırmak için çağrı yapıldığı ancak herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin—— olduğu şirketin tasfiyesinin yasal hükümlere uygun olarak yapıldığı ve tasfiyenin sona erdiğini, huzurdaki dava yönünden şirketin ihyasını gerektirir diğer bir deyişle ek tasfiyeye konu edilebilecek bir alacağın söz konusu olmadığını, davacının şirkete alacağını yazdırmadığını ve bu hakkını kaybettiğini, huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafça her ne kadar tasfiye halindeki şirkete usule uygun olarak tebligat yapıldığı iddia edilmiş ise de bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davaya konu edilen ——- borçlu olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını çünkü şirketin—– takip tarihinden evvel sona erdiği,—-evraklarının celbi ile de bu hususun mahkemece görüleceğini,—– takibinin kesinleşmiş olsa dahi tebligatın ve takibin usulsüz olduğunu, mahkemece —–takibinin usulsüz olarak kesinleşmiş olduğu hususu göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ek tasfiye ve/veya şirketin ihyasına dair koşulları oluşmadığından davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan ettiği görüldü. .
CEVAP:Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; —– çerçevesinde işlem yaptığı, —- konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiği ve sonuca bağladığı; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini,—- aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır—–yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirket —-olduğunu, —- tarafından —– eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğu olduğu, —– alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğu,—– muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiği,—— bu yapılmadan şirketlerin —- sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket —– terkin edilmiş ise terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliğinin ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebilir olduğunu, — iddia edilen eksik işlemlerini, —- tespit etmesinin mümkün olmadığı, — düzenlendiği üzere, müvekkili —– bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığını, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, —– kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduklarının düzenlenmiş olduğunu, ——- sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve — olan; —- sürecinde açılan davaya rağmen şirketin — talep eden——- kusurundan dolayı —- sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili —–, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının—— olduğunu, bu nedenle, yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hüküm verilemeyeceği, müvekkili yönünden açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili ——- aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğinc——tasfiye sebebiyle terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
— günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin son tescilini — tarihinde yaptırdığı, şirket yetkilisi ve —– — olduğu,—– tarihinde — —–sona ermesi nedeni ile terkin olduğu bildirmiştir.
—– şirket aleyhinde davacı yan—-tarihinde dava açmıştır. Söz konusu dosyanın yapılan incelemesinde ihyası istenen şirket işçisi olan —– kazası nedeniyle hükmedilen maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu görülmüştür.Mahkemenin gerekçeli kararına göre ———yapan davalıya ait iş yerinde çalışan davacının ———-almak için müdahale etmek istediği anda —– —yaralanması suretiyle iş kazasının gerçekleştiği kanaatine varılarak davacı lehine — maddi, —manevi tazminata hükmedildiği,—- dosyası ile tazminat alacaklarının tahsili için icra takibine girişildiği,—-karar tensip tutanağı ile davacıya şirket ihyası davası açmak üzere süre ve yetki verildiği görülmüştür. Eldeki bu dava iş bu nedenle ikame edilmiştir.Bahsi geçen iş davası ——tarihinde karara çıkmıştır.
Tasfiyenin kapatılması için tüm —– eksiksiz yapılmış olması,—- şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Şirketin devam eden bir hukuki uyuşmazlığı nedeniyle şirketin ihyasına karar verildiğinde, yapılacak ek —– üstlenmiş olduğu görevin devamı niteliğindedir. ——-
TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.
TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. —-
—–maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek —– yapılmasının zorunlu olduğu , terkin edilen şirketin davacıya borçlu olup olmadığının bu davanın konusunu teşkil etmediği ,yapılan ilanlara rağmen alacağın bildirilmemesinin ihya isteminin reddine gerekçe olamayacağı, davacının derdest davanın sonlandırılabilmesi için ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memurunun istinaf sebeblerine konu ettiği hususların esas davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek, mahkemenin dava dosyası ile sınırlı olarak tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş davalı — istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtilmiştir.
Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu şirket kendisi tarafından tasfiye sürecine girip tasfiyeyi sonuçlandırmış ——- terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen şirket hakkında halen devam eden derdest icra takibi bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, derdest olan takip sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, —– terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ——- gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek —– karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için —- veya yeni bir veya birkaç kişiyi —–olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına, son —- olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden derdest icra takibi olması sebebiyle, dava konusu —- tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına,—- olan —- olarak atanmasına, davalı —- olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
—– sürecinde —- gereği gibi yapılmasından davalı ——sorumlu bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı —– aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı —— tahsiline karar verilmiştir.”
—— Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere;—– kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde —— işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. —— Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre—— eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında tasfiyenin tamamlanmasını temin için açılmıştır.—— işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin tasfiye memuru üzerinde bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile—— vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.Aynı zamanda bu kararda açıkça belirtildiği üzere ilanlara rağmen başvurmamış olmanın sonucu değiştirmeyeceğini belirtmiştir. Davalı tasfiye memuru vekilinin davacının ilanlara rağmen başvurmadığı ve alacağını yazdırmadığı bu nedenle hakkını kaybettiği yolundaki iddiası temelsiz olup itibar edilmemiştir.Şirketin tasfiyesinin takip tarihinden evvel sona ermesi nedeni ile davacının herhangi bir şey talep edemeyeceği yolundaki iddia da temelsizdir. Takibin usulsüz kesinleştiği yolundaki iddia bu davanın konusu değildir. Davacının alacaklarının ödendiği yolundaki iddianın da bu dava içinde incelenmesi mümkün değildir. Derdest icra takibinde taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacı ile şirketin ihyası talep edilmiş olup davanın icra takibini devam ettirmek için şirket ihyasını talep etmesinde hukuki yararı mevcuttur.
—- uyarınca henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçları karşılayacak tutarda paranın şirketçe —- edilmesi lazımdır. Bahsi geçen iş davası —– tarihinde karara çıkmıştır. Şirket usul ve yasaya aykırı olarak hakkında derdest dava olduğunu bilmesine rağmen dava karara çıkmadan kısa bir süre evvel sicilden terkin edilmiştir.
—- Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , tasfiyeden sonra dava açılmış olsa da davacı bakımından tasfiyenin usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı —-toplanan tüm delillere göre —- tasfiye koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden —– atanmasına ve tasfiye usulune uygun sonlandırılmadığından davalı ——HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.
—— yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile —– açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının—— başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek —– işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla..” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi tasfiye sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin tasfiye memurundan tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır. Kaldı ki somut olayda davacı yanca—– dosyasında tasfiye tarihinden çok önce iş kazası nedeni ile dava açılmıştır. Davalı şirket hakkında açılan davadan haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi tamamlayarak——- terkinini sağlamıştır.
Keza yine terkin tarihinden sonra açılan dava nedeni ile —-yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına dair yerel mahkemece verilen bir kararı —– ilamı ile onamıştır.
—–maddesine göre,—-yapmaları için son —-veya yeni bir veya birkaç kişi——– olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada —— hasım gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak———- gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden —- atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır.—- tamamlanıp —- ilan edildiği tarihte, itirazın iptali davasına konu ticari ilişki bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan —- —– HMK’nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı —–sorumlu tutulması da isabetli olmuştur. ” belirtmiştir. Somut olayda da davacı ve ihyası istenen şirket arasında iş kazası nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili amacı ile derdest dava varken şirket usul ve yasaya aykırı olarak tasfiye sürecine girerek —- sonuçlandırmıştır. Davalı —— şirketin aynı zamanda yetkilisi olup bu durumu bilecek durumdadır. Tüm bu anlatılan ve atıf —— ötürü davalı —– yargılama giderlerinden ve davacının vekalet ücretinden sorumludur.
—–İlk derece mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde —– gereği gibi yapılmamasından —— sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan —– mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.—– bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.
HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı —– hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-DAVANIN KABULÜNE,— tarihinde —– gereğince —–terkin edilen —– —– maddesi gereğince —— dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan takibin sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, —– yeniden TESCİLİNE,
2—olarak en son—–atanmasına, ek tasfiye işlemlerinin —- tarafından yürütülmesine, ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar —– görevine devam etmesine,
3-Kararın ——— edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 95,25‬ TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 256,65‬ TL yargılama giderinin davalı ——-tahsiliyle davacıya verilmesine, davalı —– yasal hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı —– tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, —– Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı ve davalı ——– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2022