Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/349 E. 2022/587 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/349
KARAR NO : 2022/587

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin——–alacaklarının tahsili talepli olarak——-Esas sayılı dosyasının —- tarihli duruşmasında verilen 1 nolu ara karar uyarınca; “İstinaf kararı doğrultusunda davacı vekiline davalı —– ihyası için dava açmak ve mahkememize bildirmek için gelecek celseye kadar süre verilmesine,” şeklinde ara karar oluşturulduğunu, müvekkilinin söz konusu—— şirketlerde çalıştığı, iş akdinin ——- tarihinde haksız ve hukuka aykırı şekilde feshedilmesi üzerine işçilik alacaklarının tahsili için alacak davası açtığı, ilk derece mahkemesinde davanın kabul edilerek müvekkilinin alacaklarının hüküm altına alındığı, yapılan istinaf incelemesinde dosyada yer alan diğer davalının — edilmiş olduğu belirtilerek öncelikle şirketin ihyasının sağlanması gerektiğine karar verildiği, müvekkilinin alacağına kavuşabilmesi adına ve mahkemece kurulan ara kararın yerine getirilmesi ve davanın yürütülebilmesi adına, —- terkin edilen ———-) ihyasını talep etme zarureti doğduğunu, — terkin edilen——-ihyasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; —TTK. M. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı,— konusundaki taleplerin ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiği ve sonuca bağladığı; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, “…——- tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür.—– tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK.m.32). yasal şartlar oluşmuşsa yapılan —— yetki ve sorumluğun—- olup —– tarafından— bırakılmış olmasının — sorumluluğu olduğu,——-alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiği, bu yapılmadan şirketlerin —– süreci sonuçlandırılıp, —- sahiplerine dağıtılmış ve — terkin edilmiş ise terkin işlemlerinin iptali ile— ihya olunarak — sürecine yeniden geçilebilir olduğu, —- iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili —- tespit etmesinin mümkün olmadığı, TTK m.545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili ——— bildirimi ve başvurusu üzere işlem yaptığı, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağı, —– kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduklarının düzenlenmiş olduğunu; olağa kaynaklanan, şirketin —— açılan davaya rağmen —- silinmesini talep eden ——– kusurundan dolayı ——– bulunmadığı, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığı, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, müvekkili —– dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığı,—– sürecinde eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının —- olduğu, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağı, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hüküm verilemeyeceği, müvekkili yönünden açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı ———–vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın açılmasında davacının hukuki bir yararı olmadığı, işbu davanın açılmasına dayanak olarak ———- sayılı dosyasında verilen ——- tarihli ——– kararın bulunduğu, anılan— dosyasında taraf teşkilinin sağlandığı, ——dosyasının davalısı hakkında tesis edilecek hükümün hukuken ve fiilen icra edilebilirlik kabiliyetine haiz olacağı, —- Mahkemesi dosyasında davalı olan firmanın taraf sıfatı bulunmadığı,–davasının davalısı olan firma hakkında verilecek hükmün bu taraf hakkında uygulanabileceği, —- Mahkemesi davasında————– muhtemel tazminat ve alacakları ödeyebilecek ekonomik durumda olduğu, eldeki davanın davalısı olarak gösterilen—- davada taraf sıfatı olmadığı, tasfiyesine başlanmış bir şirket hakkında ihya ve — kararı verilebilmesi için 3 şartın bir arada bulunması gerektiği, bunların; —- amaca ulaşma ve ispat şartları olduğu, davanın açılmasında davacının menfaatinin olmadığı,——— hatalı değerlendirme yapıldığını ve halihazırda tesis edilmiş olunan taraf teşkilinin görmezden gelindiği, davalı —— anılan davada usulünce taraf olarak bulunduğu, davacının—- mahkemesinde elde edeceği hükümle alacağını tahsil edebileceği, ———- bu alacakları ödeyebilecek durumda olduğu, davacının işbu davayla ulaşacağı haklı bir menfaati olmadığı, ihyaya karar verilmesi için bir alacağın varlığını belgelendirerek ispatlamak gerektiği, davacının işçilik hak ve alacaklarına sahip olduğunun ispatlanmadığını, ispat edilmemiş bir alacak talebine dayanarak — başlanmış —- bakımından ihya davası ikame edilmesinin mümkün olmadığı,——— alacak iddialarına dayanılmasının ispat şartını sağlamadığı, dava için öngörülen hak düşürücü süre ve alacaklar bakımından zamanaşımı sürelerinin geçtiği, hukuki yarar yokluğundan, aksi kanaatte olunması halinde ise esas yönünden davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi gereğince —— — sebebiyle terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
—————- yazısıyla ihyası talep edilen ——– olduğu,—- tarihinde—- kaydının—- ermesi nedeni ile terkin olduğu bildirmiştir.
Her ne kadar davalı ——- tarafından ihyası— mahkemesindeki davasında taraf sıfatının bulunmadığı, iş davasında ihyası istenen şirketin hükmedilecek alacakları ödeyebilecek ekonomik durumda olduğu, ihya kararı verilebilmesi için alacağın varlığını belgelendirmek ve ispatlamanın zorunlu olduğu gibi iddialar ileri sürülmüş ise de bu savunmaların bu davada dinlenmesi mümkün değildir.Terkin edilmiş bir şirkete karşı derdest bir dava veya icra takibi bulunması ihya nedenidir. Alacak olup olmadığı ilgili dosyalarda yapılacak yargılama neticesinde subuta erecektir.
——dosyasında——- tutanağının ——- davacı tarafa şirketin ihyası davası açmak üzere yetki verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davacının iş bu davada davacı olduğu, davalısının ihyası istenen şirket olduğu, davanın konusunun davacının işçilik alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davanın —- tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. — sisteminden celp edilerek incelenmiştir. Davacının bu dosyada davalılara ait işyerinde —– yılında haksız şekilde işten çıkartıldığını, — alacaklarının kendisine ödenmediğini, ekonomik koşullar ve alacaklarının ödeneceği inancıyla ——————- yılında tekrar aynı işyerinde çalışmaya başladığını, bu defa—– yılında haksız yere işten çıkartıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, —-hafta tatili alacağı, —- izin alacağı, ———ettiği görülmüştür. İhyası istenen şirketin—– mahkemesindeki davasındaki cevap dilekçesi incelenmiş davacının———– tarihinde ise davacının işten ayrıldığını belirttiği görülmüştür.
— kapatılması için —— eksiksiz yapılmış olması, — halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Şirketin devam eden bir hukuki uyuşmazlığı nedeniyle şirketin ihyasına karar verildiğinde, yapılacak ek — işlemleri, — üstlenmiş olduğu görevin devamı niteliğindedir.—
TTK’nın 547. Maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek — işlemlerinin yapılmasının — olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir.
TTK 547 maddesi kapsamında açılan davada zaman aşımı veya hak düşürücü süre söz konusu değildir. ( ——- sayılı ilamı )
-“….TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu , terkin edilen şirketin davacıya borçlu olup olmadığının bu davanın konusunu teşkil etmediği ,yapılan ilanlara rağmen alacağın bildirilmemesinin ihya isteminin reddine gerekçe olamayacağı, davacının derdest davanın sonlandırılabilmesi için ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı —- istinaf sebeblerine konu ettiği hususların esas davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek, mahkemenin dava dosyası ile sınırlı olarak tüzel kişiliğin ihyasına ve — atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş davalı —istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtilmiştir.
Yapılan yargılamaya göre, her ne kadar dava konusu şirket kendisi tarafından – sürecine girip tasfiyeyi sonuçlandırmış ve sicilden terkin edilmiş ise de dava konusu terkin edilen şirket hakkında halen devam eden derdest dava bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, derdest olan dava sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları – olunmaksızın tamamlanamayacağı,—–terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince “Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek – için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için — veya yeni bir veya birkaç kişiyi — olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü dikkate alındığında davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına,——–olarak atanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden dava olması sebebiyle, dava konusu şirketin tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu şirketin ihyasına,—- olarak atanmasına, davalı—hasım olması sebebiyle işbu davalı yönünden davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.
—….– sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmasından davalı — bulunduğundan davada taraf sıfatı bulunduğu, davalı—-aleyhine davanın kabulü nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi HMK 326/1 gereği olduğu gözetilerek; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün davacı yargı gideri bakımından kaldırılarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı — tahsiline karar verilmiştir.”
—. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; —- sonra ek – işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin —talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı dava sonucunda davanın kabulüne karar verildiği taktirde – işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir——– Davacının şirket aleyhine açtığı dava sonuçlanmadığına göre – eksik yapılmıştır. İlanlara başvurulmamış olması sonucu değiştirmez. İhya davası şirketin aktif hale gelmesi için değil, söz konusu hukuk davasına münhasır olmak üzere davanın sonuçlandırılması ve sonrasında —– temin için açılmıştır. – işlemi eksik yapıldığı ve davacının dava açmasına sebebiyet verildiği için yargılama giderlerinin—-bırakılmasında ve vekalet ücreti takdirinde bir usulsüzlük yoktur.” gerekçeleri ile—- vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olduğu belirtilmiştir.
—-… Somut olayda ; terkin olunan şirketin eski çalışanı olan davacının eksik gösterilen sigortalı hizmet tesbiti davası açıldığı ,davanın sürdürülebilmesi için davacı vekiline davalı şirketin tüzel kişiliğinin ihya davası açmak üzere süre verildiği, açılan bu davanın görülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, —- atanarak tescil ve ilanına karar verildiği , — dava açılmış olsa da davacı bakımından — usulune uygun sonlandığının kabul edilemeyeceği , şirketin alacağı ve borcu bulunmadığı bu sebeble ihyasında hukuki yarar bulunmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı , ,toplanan tüm delillere göre TTK 547 maddede ki ek – koşullarının gerçekleştiği kanaatına varan mahkemenin takkdirinde isabetsizlik olmadığı,ihya ve yeniden— atanmasına ve – usulune uygun sonlandırılmadığından davalı— HMK 326/1 gereği yargı gideri aleyhine hüküm verilen davalıdan alınacağından istinaf sebebleri yerinde bulunmamakla davalı—–vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” belirtmiştir.
———–ilamında “…——yapıldığı tarih itibariyle usulüne uygun yapılmış olsa bile – sonrası açılan davanın yürütülmesi amacıyla şirketin ihyası yasal zorunluluktur. Tasfiyede ilanların yapılmış olması, davacının —başvurmaması sonucu değiştirmez. Davacının şirketten alacaklı olup olmadığı, İş Mahkemesindeki yargılama sonucu belirlenebilecek bir husustur. Sonuç olarak; TTK 547. maddedeki ek – işlemleri için şirketin ihyası isteminin koşullarının oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla..” şeklindeki kararında tasfiyenin yapıldığı tarih itibarı ile usule uygun yapılsa dahi – sonrası açılan davanın yürütülmesi için şirketin ihyasına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin —-tahsil edilerek davacısına ödenmesine dair mahkeme kararını onamıştır.
Keza yine terkin tarihinden sonra açılan dava nedeni ile —yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına dair yerel mahkemece verilen bir kararı —- onamıştır.
—–…TTK’nın 547/2. maddesine göre, ek – işlemlerini yapmaları için —veya yeni bir veya birkaç kişi — olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada —- gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak —– gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi —- hukuka aykırılık bulunmamaktadır. – işlemleri tamamlanıp — ilan edildiği tarihte, itirazın iptali davasına konu ticari ilişki bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan — tasfiyeyi kapatması ve HMK’nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı — sorumlu tutulması da isabetli olmuştur. ” belirtmiştir. Somut olayda da davacı ve ihyası istenen şirket arasında işçi iş veren ilişkisi devam ederken ve bu durum ihyası istenen şirketçe kabul edilmekte iken şirket usul ve yasaya aykırı olarak – sürecine girerek tasfiyeyi sonuçlandırmıştır. Davalı — aynı zamanda yetkilisi olup bu durumu bilecek durumdadır. Tüm bu anlatılan ve atıf yapılan emsal içtihatlardan ötürü davalı —- yargılama giderlerinden ve davacının vekalet ücretinden sorumludur.
——– mahkemesince davanın kabul edilerek davacı lehine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda – sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından —- olup, davada taraf sıfatı bulunan — mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. —, bu giderleri, ek – için ihya edilen şirketin – giderlerine ekleyebilecektir.” belirtmiştir.
HMK’nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulüne karar verilmiş, davalı—- hasım olması nedeni ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamış, yukarıda anlatılan nedenlerden ötürü—- yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutularak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, —– 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince — terkin edilen ——- 6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi gereğince —- olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında derdest olan davanın sonuçlanması ve infazı bakımından—-terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA,——- yeniden TESCİLİNE,
2—–numaralı —–atanmasına,——– tarafından yürütülmesine, ek – işlemleri bitinceye kadar —- görevine devam etmesine,
3-Kararın — ilan edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 132,75‬ TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 294,15 TL yargılama giderinin davalı — ————- tahsiliyle davacıya verilmesine, daval———- hasım olması sebebiyle davacının işbu davalıyla ilgili yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte— maktu vekalet ücretinin davalı —- tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı ve davalı —– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.