Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/339 E. 2022/560 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/339 Esas
KARAR NO: 2022/560
DAVA: İtirazın İptali (Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/05/2022
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili ——- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında —– fatura nolu faturada belirtilen ürünlerin satılmış ve işçiliklerinin yapıldığını, Her ne kadar fatura bedeli —- olsa da müvekkili tarafından bakiye alacak olarak—- tahsili talep edilmiş olup ——- Esas numaralı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibine itiraz edildiğini, yapılan iş bu itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarla yapılan sözleşme gereğince ——– nakliyesini gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu daha sonra ek olarak —– daha eklenmesi hususunda tarafların anlaştığını —– davacıya havale edildiğini, klimaların ve ısı pompasının mevcut yerin alttan ısıtma şeklinde olabileceğinin kendilerine taahhüt edildiğini ancak daha sonra bu şekilde çalışmayacağının davalı tarafında beyan edilerek kendi aralarında yapılan sözleşmeyi davacının revize etmeye çalıştığını, davacı tarafından kendilerine —– gönderildiğini ancak bunların davacı tarafından monte edilmediğini bu hususta davacıya ihtarname çekildiğini, davacı tarafından kendilerine herhangi bir fatura gönderilmemesi üzerine —-şikayette bulunduklarını bunun üzerine davacının—– fatura düzenlediğini ancak bu faturanın neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, bunun üzerine davacıya ihtarname çekildiğini beyanla haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalının tacir olup olmadığı hususunda —- müzekkere yazıldığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,——- sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki dosya incelendiğinde; davacı tarafından dava dilekçesi ve beyan dilekçesinde talep edilen bakiye alacağın, davalının —– bulunan özel mülkü olan şahsi villasına almış olduğu klima alım ve montaj işi için talep edildiğini dile getirmiştir. Nitekim davalı tarafta bahse konu klimayı ——– bulunan şahsi mülkü olan evine aldığını cevap dilekçesinde beyan etmiştir. Bu haliyle 6502 sayılı Yasa’nın 3/k maddesi uyarınca somut olayda ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olan davalının, tüketici olarak davacı ile aralarında bir sözleşme ilişkisi ve dolayısıyla ——- bulunduğu kabulüyle uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemelerin tüketici mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli —- Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere ——– Hukuk Mahkemeleri ————-GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre —– tarihinde göreve başlamalarına dair kararların——– sayılı ——- edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022