Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/329 E. 2022/558 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/329 Esas
KARAR NO: 2022/558
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/05/2022
KARAR TARİHİ: 27/09/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı — müvekkili şirketin ——- olduğunu, sözleşme hesap numarası ——– ——— neticesinde tahakkuk eden faturaya konu borcun müvekkiline ödenmediğini, Fatura borcunun ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine ——— takip başlatıldığını ancak merkezi takip dosyasına davalı tarafından itiraz dilekçesi sunularak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, iş bu nedenle yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebligata rağmen davalı vekilinin dosyamıza cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
——-Esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
——–müzekkere yazılarak davalının tacir olup olmadığı husunun sorulduğu görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasında davalıya yapılan borç tahakkukları gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptal edilip edilemeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunduğu anlaşıldı.
———- tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve dair usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının 6102 Sayılı TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 Sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup 6102 Sayılı TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
“Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; dosya kapsamına alınan davacıya ait abonelik türünü gösterir kayıtlar incelendiğinde davalı ——— grubu abonesi olduğu anlaşılmakla, taraflar arasındaki sözleşme tüketici işlemi niteliğinde olmadığından davacının ‘tacir’ olması halinde eldeki davaya ‘’Ticaret Mahkemesi’’ sıfatı ile; değilse ‘Asliye Hukuk Mahkemesi’ olarak bakılması gerekirken ‘’Tüketici Mahkemesi’’ sıfatı ile bakılıp neticelendirilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.———
Tüm dosya kapsamı bir arada incelendiğinde; TTK 4/1 maddesine göre bir davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ya da 4/2 maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerektiği, her ne kadar davaya konu elektrik enerjisinin kullanıldığı yer abonelik türü ticarethane grubu aboneliği olarak görülse de; davalı tarafın tacir olup olmadığına ilişkin mahkememizce yapılan araştırmada ——- tarihli ve —— tarihli yazılarında; davalı asilin——- tarihleri arasında mükellefiyet kaydının bulunduğu, devam eden dönemlere ilişkin herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı —– tarihinde terk kaydının bulunduğu, yine —— tarihli yazısında son tescilin —— tarihinde yapıldığının başkaca kaydının bulunmadığının belirtildiği bu haliyle dava konusu alacağın tahakkuk ettiği dönem olan ———– tarihlerinde davalı asilin tacir olmadığı ve huzurdaki davanın ticari dava tanımına uymadığı, huzurdaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin yetkili olduğu anlaşılmakla; mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli——– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere —– Hukuk Mahkemeleri ——— GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre —— kurulmasına ———– başlamalarına dair kararların ————madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022