Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/325 Esas
KARAR NO: 2023/827
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ: 06/05/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin yurtiçi yurtdışı tekstil işi ile iştigal ettiğini, davalının önlük yaptırmak istediğini, ürün siparişi aldıklarını, Davacının oluşan ticari ilişki nedeni ile davalıya 27.07.2020 tarih, ——— no.lu 1.751.916,68 TL fatura kestiğini, 1.360.727,54 TL ödeme aldıklarının bakiye 391.189,14 TL asıl alacak ve faizinin bu güne kadar ödenmediğini, Davalının ödeme yapmaması üzerine davalı hakkında ——– E. icra dosyasında yapılan takibe davalı vekilinin 03.07.2021 tarihindeki itiraz ettiğini, Arabuluculuk görüşmelerinde tarafların anlaşmaya varamadıklarını, Davalının itiraz dilekçesinde temel ilişkiyi red etmediğini, davalının uhdesinde bakiye alacaklarını tutarak sebepsiz zenginleştiğini, davalının cari hesap, fatura içeriği ve mutabakat formuna göre temerrüt tarihinde 465.754,11 TL alacaklı olduğunu, Beyan ve iddia etmiş ve fazlaya dair hakları saklı kalarak ve yukarıda açıklanan sebeplerle ve resen durumlardan ötürü; İtirazın iptaline ve takibin devamına, Davalıdan davacı lehine % 20’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına, Davalı ile taraflar arasındaki mutabakat olması nedeni ile menkul ve gayrimenkul malları ve üçüncü şahıslardan alacaklarına ihtiyati tedbir konulmasına, Vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davacıya verilen 30.01.2022 tarihli bononu 02.03.2021 tarihinde ödendiğini, ödeme yapıldığının davalı tarafından ikrar edildiğini, ibranameye bakıldığında davacı müvekkiline toplam 61.641,00 USD+62.150,00 USD+ 50.000,00 USD +20.000,00 USD+20.000,00 USD olmak üzere toplam 213.791,00 USD ödenmesi gerekirken müvekkiline sadece 193.791,00 USD bedel olduğunun yazılı olduğunu, bu nedenle 45.000,00 USD alacaklı kaldıklarını, davalının yetkilileri … ve … tarafından muhasebesinde yaşadığı sorun nedeni ile imzaları ile 29.12.2020 tarihli 45.000,00 USD’nin getirildiğini, bu senedin verilmesine olan güvenle davacının ibranameye imza attığını, ibranamede ismi geçen … ve ——— şahit olduklarını, ibranamenin yurt dışına sunulmak üzere ve gerçek irade taşımayan bir ibraname olduğunu, ortada ibranamede yer almayan 45.000,00 USD senedin var olduğunu, ibranamedeki haklarından vazgeçmelerinin söz konusu olmadığını, ibraname iptali için dava açma haklarını saklı tuttuklarını, icra takibine yapılan itirazda bu temel ilişkiye itiraz söz konusu olmadığını beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen ——– esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından irade sakatlığı altında davacı müvekkiline imza ettirilen 28.12.2020 tarihli, ibraname üst başlıklı,——– numaralı ibranamenin geçersizliğinin tespitine, dava konusu ibranamenin tüm sonuçları ile birlikte iptaline, ibranamenin hükümsüz kılınmasına, ibra sözleşmesinin feshine, iş bu huzurdaki davanın, davalı müvekkil tarafından daha önceden açılmış ve derdest olarak devam eden——— Esas Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, iş bu dosyanın oradan devamının sağlanmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:Birleşen ——– esas sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler, vergi dairelerinden gelen ba/bs formları, ——— kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.27.10.2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir ile bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 04.12.2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi raporunda özetle; Huzurdaki davanın konusunun; davacı tarafından, borcun “cari hesaba/açık hesaba dayalı fatura bakiyesinden” kaynaklandığını ileri sürerek takip borçlusu/davalı aleyhine 18/06/2021 tarihinde——— E. sayılı dosyası ile 391.189,14 TL asıl alacak ve 74.564,97 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 465.754,11 TL alacağı için başlatılan takibe davalının yaptığı itirazın iptali davası olduğu, Davacının 2020 yılına ait ticari defterlerinin fiziken tutulduğu, ancak inceleme günü itibariyle defterlerin ——— Müfettişliği 28.04.2022 tarihli ‚Kayıt Teslim Tutanağı’na‛ göre davacının 2020 yılına ait yevmiye defterinin incelemede olduğu, 2021 yılına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin takdiri Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının 2020 yılına ait yukarıda listelenen ticari defterlerin TTK hükümlerine uygun tutuldukları anlaşılmakla, delil kabiliyetlerinin takdiri Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Taraflar arasında alacak verecek durumları hakkında yukarıda belirtilen belgeler düzenlendiği, örneğin 03.09.2020 tarihli belgede önceki protokollerin geçersiz olduğunun kayıt altına alındığı görüldüğü, ayrıca tarafların ise en son tarafların düzenlediklerinden 28.12.2020 tarihli İbranamenin dikkate alındığı, Davacı … ile davalı ——– yetkilileri … ve ———arasında 28.12.2020 tarihli “İbraname‛ ile; ‚Davacı …. kestiği 27.07.2020 tarihli ——— NO.LU 236.809,50 USD faturaya istinaden 19.06.2020 tarih, 54550 EUR karşılığı 61.641,00 USD, 29.06.2020 tarih, 55.000,00 EUR karşılığı 62.150,00 USD, 07.10.2020 tarihinde 50.000,00 USD ödeme yapıldığı, kalan bakiye içim 30.01.2021 vadeli (sehven 30.01.2020 yazılmış) 20.000,00 USD olmak üzere 193.791,00 USD’nin ödendiği, 30.01.2021 vadeli 20.000,00 USD senet bedeli ödendiği tarih itibariyle alacak verecek kalmadığı ve ibraname altında bulunan imzası olan tüm taraflar için ibranameye konu alacaklar bakımından karşılıklı ve kesin surette ibra hükmü içerdiği, yukarıdaki şartlar dahilinde birbirlerini tüm sonuç ile birlikte kesin surette ve gayrikabili rücü olmak üzere ibra ettiklerini kabul ve beyan ettikleri‛, ibranamede belirtilen ilgili 20.000 USD senet 02.03.2021 tarihli ——- şirketi ——– Şb.sine davalı ———- adına ödendiği ve senedin aslının ——– ad/soyadı imzası, ile ve ‚senedin aslını elden teslim aldım‛ şerhi ile alındığı, buna göre 28.12.2020 tarihli ibranamede belirtilen senedin ödendiği, İlgili ibranamede belirtilen ‚20.000,00 USD senet bedeli ödendiği tarih itibariyle alacak verecek kalmadığı ve ibraname altında bulunan imzası olan tüm taraflar için ibranameye konu alacaklar bakımından karşılıklı ve kesin surette ibra hükmü‛ içerip içermediği hususunun ancak Sayın Mahkeme’ce değerlendirileceği ve hukuki değerlendirme gerektirdiği, bu durumda davacının alacaklı olup olmadığının Sayın Mahkeme’ye ait olduğu belirterek; Şayet Sayın Mahkeme Tarafından Davacının Alacaklı Olduğunun Kabulü Halinde Aşağıdaki Değerlendirmelerin Yapılması Gerekmiş Olup, Takdir Sayın Mahkeme’ye Ait Olmak Üzere; Davacı tarafından her ne kadar 18.06.2021 icra takip tarihinde, davalıdan 391.189,14 TL alacaklı olduğunu iddia edilse de; Davacının muhasebe kayıtlarına göre; alacağının varlığının davacının davalıya kestiği yukarıda belirtilen; davacının davalıya kestiği 27.07.2020 tarih, ——— no.lu, ‚114.550 Adet, Önlük‛ açıklamalı, 236.800,50 USD + 18.944,76 USD % 8 KDV = 255.754,26 USD (255.754,26 USD x 6,8500 TL=) karşılığı 1.622.145,07 TL + 129.771,61 TL % 8 KDV = 1.751.916,68 TL e-faturadan (e-arşiv fatura4)kaynaklı 361.914,68 TL bakiye alacaktan kaynaklandığı, İlgili fatura davalının muhasebe kayıtlarında aynen yer aldığı, ayrıca tarafların 27.08.2020 tarihli B formu mutabakat yazısına göre; 07/2020 tarihli —— davacının 1 adet satış faturası ve KDV Hariç 1.622.145,07 TL bedelde mutabık oldukları, Dolayısıyla; Tarafların defterleri, dosyada yer alan bilgi ve belgeler doğrultusunda, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere,davacının davalıdan 361.914,68 TL bakiye alacaklı olduğu tespit edilmekle birlikte takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Davacı taraf 18.06.2021 tarihli icra takibinde asıl alacağına 74.564,97 TL işlemiş avans faizi talep ettiği, Sayın Mahkeme Tarafından Davacının Alacaklı Olduğunun Kabulü Halinde Faiz konusunun irdelenmesi ile; 1-Noter Temerrüdü Olmaması Bakımından; Ancak dosya içeriğinde davalının icra takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir noter ihtarı ve/veya benzeri bir temerrüt ihtarı görülemediği, Bu halde davacının işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığının takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu, İşlemiş Faizin Kabulü Halinde: Davacının davalıya kestiği 22.07.2020 fatura tarihi ve 18.06.2021 takip tarihi arasında geçen sürede davacının 361.914,68 TL davacının belirlenen asıl alacağına; 43.469,42 TL işlemiş avans faizi alacağının olduğu hesaplanmakla birlikte, davacının işlemiş faiz alacak talebinin takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olduğu, ———- verilerinden 18.06.2021 takip tarihi itibariyle avans faizi oranının %16,75 olduğu görüldüğünden, davacının belirlenen 361.914,68 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, Faizin infaz aşamasında hesaplanabileceği, Özetle; Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere, davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle ve itirazın iptaline konu alacağının; 361.914,68 TL ana para, 43.469,42 TL işlemiş faiz olacağı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.16.03.2023 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir ile bir nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 07.04.2023 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:Asıl dava, faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebi istemine, Birleşen dava ise, ibranamenin geçersiz olduğundan iptali istemine yöneliktir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——– Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, davalı yanca ise icra takibine konu yapılan 27/07/2020 tarihli faturanın kaynaklı borcun ödendiği beyan edildiği ve taraflarca imzalanan ibranamenin mahkememize sunulduğu görülmüş, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde; davacının 2021 yılına ilişkin ticari defter ve belgelerinin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, 2020 yılına ilişkin yevmiye defterinin ise ——– Müfettişliğinde incelemede olduğu, davalının 2020 yılına ilişkin ticari defter ve belgelerinin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davacı kayıtlarına göre taraflar arasında 27/07/2020 tarihli ve 1.751.916,68 TL bedelli fatura bulunduğu, davacı kayıtlarına göre davacının 361.914,68 TL bakiye alacağının bulunduğu, davalı kayıtlarında davalının borcu bulunmadığı, tarafların mal veya hizmet satışı yaptığı bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri BA-BS formların birbiri ile örtüştüğü ve mutabık oldukları, ek raporda bilirkişilerce kök raporla aynı mahiyette görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.Davalı yanca sunulan 28/12/2020 tarihli ibraname incelendiğinde; ibraname konusunun 27/07/2020 tarihli ve 1.751.916,68 TL bedelli fatura olduğu, taraflarca yapılan ödemelerin yazıldığı, 30/01/2021 tarihli senedin ödendiği tarih itibariyle alacak/verecek ilişkisini kalmadığı, taraflar için alacak bakımından karşılıklı ve kesin ibra hükmünde olduğu, tarafların kesin surette ve gayrikabili rücu olmak üzere birbirlerini ibra ettiklerini kabul ve beyan ettikleri görülmekle; 30/01/2021 tarihli senedin 02/03/2021 tarihinde ödendiği, tarafların imzası bulunan ibranamenin faturaya konu alacak bakımından karışlıklı ve kesin surette ibra hükmünü içerdiği, davacının bakiye alacağının bulunmadığını sonuç ve kanaatine varıldığı, bu açıklamalar ışığında davacının asıl dava bakımından alacağı bulunmadığından davanın reddi cihetine gidilmiştir. Davalının kötüniyet talebi yönünden; takibin haksız olması ve davacının kötü niyetli olması gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davalının üzerindedir. Davacı tarafın kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Birleşen dava bakımından ise; davacının hileli hareketlerle aldatıldığı, iradesini fesada uğratıldığı, edimler arasında orantısızlık bulunduğundan ibranamenin geçersiz olduğu ve iptali talebiyle birleşen davayı ikame ettiği, dinlenen tanık beyanlarından dava konusu iddiaların tespit edilemediği, nitekim tanık beyanlarında geçen 45.000 USD’lik senetten bahsedildiği, davacı yanca 45.000 USD bedelli, 29/12/2020 düzenleme tarihli, 30/05/2021 vadeli, senet için ——– Noterliği’nin 02/06/2021 tarihli ödeme protestosu tanzim edildiğinin görüldüğü, senet vadesinin 30/05/2021 tarihi olduğu, protesto tarihinin ise 02/06/2021 olduğu, 1 yıllık hak düşürücü sürenin hesaplanmasında 02/06/2022 tarihi olduğu, birleşen davanın ise 06/05/2022 tarihinde açıldığı, davacının ibranamenin geçersizliğine yönelik açmış olduğu davanın geçersizlik iddiasının ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) ASIL DAVA BAKIMINDAN:
1-Mahkememize açılan itiraz iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Peşin alınan 5.625,15 TL peşin harçtan alınması gerekli 269,85 TL peşin harcın mahsubu ile Hazineye irat kaydına, bakiye kalan 5.355,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 71.205,58 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
B)BİRLEŞEN DAVA BAKIMINDAN:
1-Davanın REDDİNE,
2- Peşin alınan 853,88 TL peşin harçtan alınması gerekli 269,85 TL peşin harcın düşümü ile Hazineye irat kaydına, bakiye kalan 584,030 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2023