Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/322 E. 2023/373 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/322 Esas
KARAR NO : 2023/373

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/04/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin madencilik işi ile uğraştığını, ortaya çıkan bir kısım nedenlerle davalılar ile davacı arasında güven ilişkisi kalmadığı, ortaklıkta kontrolü elinde tutan —– ve çocuklarının müdür seçimi ve ortaklık açısından önem arz eden konularda dayatmalarla hareket ettikleri, şirketin ruhsatlara haiz olmasına rağmen kuruluş amacına aykırı olarak işletilmediği, şirket tarafından tapılan rödovans sözleşmelerinin karlılık esasına aykırı olarak şirket faaliyetini engelleme amacıyla tanzim edildiği, şirket kontrolünü tutan kişinin kendisine ve çocuklarına ait şirketler ile rödovans sözleşmelerini haksız olarak imzaladığı, atıl vaziyette olan maden sahalarının işletmeye alınması mümkün iken alınmadığı, şirket ortaklarının zararına işler yapıldığı, hali hazırda mevcut ekipmanların başka şirket veya kişilere bedelsiz olarak kullandırıldığı,—— şirketi yönetecek yeteneğe sahip olmadığını, davacı olmayan diğer ortaklar ve yönetimin şirket paylarının değerini azaltacak işlemler yapmasının önüne geçilmesi, ortakların veya yönetimin şirketin içini boşaltmak veya zarara uğratmak amacıyla hareket edebilecekleri yüksek ihtimaline binaen davacı müvekkilinin payının değerini azaltabilecek bu gibi işlemlerin engellenmesine yönelik olarak feshe konu davalı şirkete denetim ve denetimle birlikte onay kayyumu atanmasına, ——-feshine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılar tarafına yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1992 yılından bu yana madencilik sektöründe faaliyet gösterdiği, köklü ve karlı bir şirket olduğu, şirketin feshini gerektiren hiçbir hukuki neden bulunmadığı, davacının taleplerinin tamamen kötü niyetli olduğu, şirketin her yıl usulüne uygun şekilde olağan genel kurul yaptığı, finansal defterlerin hissedarların incelemesine hazır bulundurulduğu, şirketin usulüne uygun şekilde toplandığı ve usulüne uygun kararlarla seçilmiş müdürler tarafından yasalara uygun şekilde temsil edilmekte olduğu, davacının, müvekkili şirkette gerçekleştirilen 08.10.2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında şirket hissedarlarından ve önceki dönemler şirket müdürü olan babası —–yapmış olduğu hisse devri ile müvekkili şirkette hisse sahibi olduğu, davacının işbu davanın açılmasından yaklaşık 7 ay önce ortak olduğu ve şirketin 1992 yılından beri faaliyetlerine devam ettiği göz önüne alındığında davacının işbu taleplerini haklı temellere dayandırabileceği bir argümanının olmadığını, şirketin sadece 7 aydır hissedarı olan davacının, henüz 1 genel kurul toplantısına katıldığı, ortak olduktan sonra şirketten talep ettiği tüm bilgi ve belgelerin kendisinin incelemesine hazır edildiği, şirket yönetimine ilişkin taleplerinin genel kurul gündemine alınarak görüşüldüğü göz önüne alındığında davacı hissedarın şirketin feshi yönündeki talebinin hakkın kötüye kullanımının apaçık bir örneği olduğu, şirketin tüm ortaklarının şirketin son genel kuruluna katıldığı ve —- ailesi dışındaki tüm ortakların yönetim lehine oy kullandıklarını, —– ailesi dışındaki tüm ortakların şirketin son derece iyi yönetildiğini düşündükleri için önceki dönem müdürü olan—– ibra edilmesi ve —— şirket müdürü olarak seçilmeleri yönünde olumlu oy kullandıkları, TTK 636’da belirtilen haklı sebeplerle fesih şartlarının huzurdaki davada oluşmadığı, davanın reddi gerektiği, mahkeme aksi görüşte ise davacının şirketten çıkarılması, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkin olup ön inceleme duruşmasında davalı gerçek şahıslar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile red kararı verilmek üzere tefrikine karar verilmiş ve bu davalılar hakkındaki dava bu nedenle red edilmiştir.Davacı vekili 04.04.2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir. Davacı vekilinin feragate yetkisi olduğu görülmüştür.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 307. maddesi gereğince davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerindendir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, davacı tarafın davadan vaki feragati sebebiyle davanın feragatten dolayı reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 119,93 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 39,23 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK.nın 333. maddesi gereğince, var ise bakiye gider avansının, karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
6-Davalı vekille temsil edildiğinden Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzene karşı, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.