Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/317 E. 2023/306 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/317 Esas
KARAR NO: 2023/306
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/04/2022
KARAR TARİHİ: 28/03/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA:Davacı vekili 28/04/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 17/12/2021 tarihli fatura uyarınca fabrika zemin temizliğinin yapılması amacı ile davalıdan ——- otomatik elektrikli ürün satın aldığını ve satış bedelini ödediğini, ürün müvekkili tarafından 21.12.2021 tarihinde teslim alındıktan sonra davalı üretici firmanın belirttiği şekilde kullanmaya başlanıldığını, zemin otomatı kullanılmaya başlandıktan çok kısa bir süre sonra, —— tarihinde operatörün otomat çalışmıyor bildirimiyle arıza verdiğini, davalı firmaya arıza bildirimi yapılmış ve ürün kontrol ve tamir için davalıya gönderildiğini, bunun üzerine otomatın motor vakum pompası yani motoru yenisi ile değiştirilerek müvekkil firmaya 10.02.2022 tarihinde sevk edildiğini, temizlik otomatı bu kez tamir gördükten yaklaşık 15 gün sonra 28/02/2022 tarihinde tekrar arıza verdiğini, dava konusu ürün şu an kullanılamamakta ve paketli bir şekilde müvekkili şirkette bekletildiğini, temizlik otomatının çok kısa süreler içinde tekrarlayan arızalar vermesi nedeniyle müvekkili sözleşmeden dönme iradesini davalı firmaya 11/03/2022 tarihine mail üzerinden gönderdiği ihtarname ile bildirdiğini, davalı firma da ihtarnamenin kendisine ulaşmasının akabinde vekili aracılığıyla taleplerinin karşılamayacaklarına dair geri bildirimde bulunulduğunu, uyuşmazlığın çözümü için 18/03/2022 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını fakat tarafların arabuluculuk aşamasında anlaşmaya varamadığını, müvekkili satılan ürünün ayıplı olması ve üründen beklediği faydayı sağlamaması nedeniyle satış sözleşmesinden dönme hakkını kullanmış olup ödemiş olduğu 1.700 Euro+306 Euro KDV olmak üzere toplam 2.006,00 EURO bedelin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğüne uygun hareket etmek zorunda olduğunu, bu durumda kendi hatasından kaynaklanan zararı müvekkili şirkete yüklemesi kabul edilemez ki müvekkili iyiniyetle kullanıcı hatası olmasına rağmen vakum motoru değişikliğini yapmış olduğunu, yapılan görüşmeler çerçevesinde teknik özelliklerin yazılı olduğu tektif formu ve sipariş sözleşmesi kendilerine gönderilmiş, davacı şirket de bu şartlar dahilinde satın alma işlemini onaylamış ve ödemeyi yapmış olduğunu, bu halde davacı şirket yapmış olduğu makine seçiminin sonuçlarına kendisi katlanmak zorunda olduğunu, teslim anında da makinenin uygun olmadığına karar verebilir ve makine teslimi gerçekleştirilmeyebilir olduğunu, lakin makine teslim edilmiş ve davacı şirket makineyi bilfill 3 hafta kullanmış olduğunu, daha sonraki bir tarihte makinede şu özellik yoktu, şu kısmı bana uymadı demek basiretli bir tacirin yapamayacağı bir savunma olduğunu, bu halde davacı şirketin sözleşmeden salt kendi hatası ile dönme isteğinde bulunması ve artık 2. el durumunda bile olamayacak bir makinenin iadesini talep etmesi hem kötüniyetli olduğunun hem de basiretli bir iş adamı gibi hareket etmediğinin kanıtı olduğundan haksız davanın reddini savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, ayıplı mal satışı iddasına dayanılarak sözleşmeden dönme ve bedelin iadesine ilişkindir.Öncelikle taşınır satışına ilişkin ayıptan sorumluluğu düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 219.maddesi uyarınca ayıp olgusunu tanımlamak gerekmektedir. 6098 sayılı TBK’nın 219.maddesi şu şekildedir : ” Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”Ayıp; bir malda sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Bu çerçevede ayıp kavramının içeriği belirlenirken öncelikle; sözleşme hükümlerine bakılmalıdır. Sözleşme ele alınırken bakılacak ilk husus, taraflar arasında satılan malın hangi özellikleri içermesi konusunda açık bir anlaşmanın olup olmadığıdır. Üzerinde anlaşma olmayan durumda ise, sözleşmenin yorumundan hareketle tarafların zımnen bu konuda bir anlaşma yapıp yapmadıklarına bakılacaktır. Zımni anlaşmanın dahi olmadığı durumlarda, sözleşmenin tümü dikkate alınacak ve dürüstlük kuralına göre malın taşıması gereken vasıflar belirlenecektir. Bu anlamda ayıp, malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması hâli veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da, sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacaktır. Satılan maldaki ayıp, açık veya gizli ayıp şeklinde olabilir. Açık ayıplar, ilk bakışta görülebilen veya basit bir muayene ile anlaşılabilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıplar, ilk bakışta fark edilemeyen, sonradan yapılacak detaylı bir muayene ile anlaşılan ayıplardır. Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgili olan ve kullanılmasıyla anlaşılan ayıplardır. Nitekim ayıba karşı tekeffül hükümlerinde alıcının seçimlik haklarını düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 227.maddesi şu şekildedir : ” Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3.Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Taraflar arasında elektrikli zemin temizleme otomatı satımına ilişkin satım akdine dayalı akdi ilişki bulunduğu çekişmesizdir. Ayrıca davacının satım akdine ilişkin üzerine düşen edim yükümlülüğü olan bedel ödeme borcunu da yerine getirmiş olduğu ve taraflar arasında bu konuda da bir çekişme olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında mahkememiz ara kararı uyarınca yapılan yerinde inceleme sonrası teknik rapor alınmış 24.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu elektrikli zemin temizleme otomatındaki vakum pompası içerisine su kaçması sonucu oluşan zararın gerekli üretim tedbirlerinin alınmamasından kaynaklandığından gizli ayıp mahiyetinde olduğu tespitine yer verildiği davalı vekili itirazları doğrultusunda aldırılan 13.02.2023 tarihli ek raporda da yine benzer tespitlere yer verildiği ve makinenin imalatçıdan kaynaklı ayıplı mal olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı vekilinin kullanım hatasına dayalı itirazları yerinde görülmemiştir.Davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde seçimlik haklarından dönme hakkını kullanmış olup dava konusu makinenin ayıplı olduğu yeni makineden beklenen faydayı doğurmadığı hakkaniyete uygun davalı ifasının bulunmadığı, eşyadan beklenen faydanın temin edilemediğinin anlaşılmasına göre davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması yerinde olacağı göz önüne alındığında makinenin ayıplı olması nedeniyle davacının TBK 227.maddesinde belirtilen dönme hakkını kullanmasının yerinde olacağı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmeden dönme akabinde bir nevi geriye etkili fesih meydana gelmekle sözleşme taraflarının aldıklarını geri vereceği göz önüne alınarak davacıya bedelin iadesi; davalıya ise malın iadesine karar verilmiştir.
Davacı tarafça 11.03.2022 tarihli ihtar ile birlikte davalıya sözleşmeden dönme iradesinin bildirilmiş olduğu belirtilmiş ise de TTK m 18 uyarınca usulüne uygun olarak dönme iradesinin dava yoluyla ileri sürüldüğü kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne karar verilmiş, faiz başlangıç tarihi olarak 100 Euro yönünden dava tarihi, 1.906 Euro yönünden ise harç tamamlama tarihi olan 02.03.2023 tarihi dikkate alınarak faiz yönünden bu doğrultuda karar kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile; 100,00 Euro dava tarihi olan 28/04/2022 tarihinden itibaren, 1.906,00 Euro harç tamamlama tarihi olan 02/03/2023 tarihinden itibaren olmak üzere toplam 2.006,00 Euro’nun 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduat hesabına ödediği döviz faizi işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşmeden dönme kapsamında taraflar arasındaki satıma konu ——- elektrikli zemin otomatının davacı tarafından davalıya iadesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.137,14 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70 TL harç ile 655,00 TL ıslah harcının toplamı olan 735,7‬0 TL’den düşümü ile geri kalan 1.401,44‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL Peşin harç, 655,00 TL ıslah harcı ve 80,70 TL başvurma harcı 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 137,5‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.953,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6- 1.560,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
28/03/2023