Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/297 E. 2022/703 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/297 Esas
KARAR NO : 2022/703
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2022
KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde —— plakalı davalı —– dava dışı —— halinde bulunan —– karıştığını, Hasara neden olan, yapılan ——- neticesinde davalı şirkete ait araç olarak belirlenmiş olup buna istinaden — tarihinde maddi hasar bedeli olan —- ödendiğini, Yapılan ödeme ile müvekkil şirket —- uyarınca ödediği tazminat miktarı kadar halef olduğundan davalıya rücu hakkı doğduğunu, Bu doğrultuda müvekkilin alacağının tahsili için ——–başlandığını, Takipten sonra davalı/borçlu, davaya konu icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiğini, Davalının müvekkil şirketin ——- olması sebebiyle tüketici dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş ancak olumlu bir sonuca varılamadığını, Bu nedenlerle borçlunun itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve husumet itirazında bulunduklarını, —– itirazımızın kabul edilerek, karara bağlanmasını,——- değerlendirilmesinden sonra Esasa ilişkin cevap verme haklarının saklı tutulmasını, davacının talep etmiş olduğu alacaklar zamanaşımına uğradığı ve süresinde açılmadığı için davanın reddini, davanın husumet yokluğu nedeniyle husumet yönünden reddini, davacının kazada zarar gören araçtan tamir yapılan aracın bilirkişi tarafından hesaplanacak ve davacının bu araca muhtemel yapması gerekecek masrafların ve normal olarak bu vasıftaki aracın tamirinin ne masraf yapılarak——- bunun sonucu eski araçtaki değer artışının ne olabileceği ve yapılabileceği yönünde rapor alınıp, bu zararlardan hakkaniyete göre indirim yapılıp mahsup edilmesini, olayda davacıda kusurlu olduğu için ——kusurundan sorumlu olacağından müvekkil sorumlu olmayacağından haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nun 1472. Maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık davacı —– ile davalı şirkete ait araç sürücüsü arasında gerçekleşen trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil sorumluluğuna dayalı olup, ——- sigortalanmış araç da hususi otomobildir.
——–Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir tüketici dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. —– muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda; davacı ——- kazaya karışan aracın da hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla davanın görev yönünden reddi ile uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
(Davacı ve davalı şirketin ——-kapsamında tacir oldukları, meydana gelen trafik kazasında davacı şirkete ait araçla davalı şirkete ait aracın çarpışması sebebiyle maddi zarar meydana geldiği, dava dilekçesine ek olarak sunulan dosyada mevcut kaza tarafı araçların ruhsat bilgilerine göre her iki aracında hususi araç olduğu, olayın haksız fiil kapsamında kaldığı ve olay sırasında hasar gören araçların davacı ve davalı şirketin ticari işletmeleri ile ilgili olduğuna dair bir delilin bulunmadığı, hal böyle olunca da davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olması karşısında, toplanan ve toplanacak delillere göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu düşüncesiyle görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu sonucuna varılmıştır. ——
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme ——Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022