Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/285 E. 2023/369 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/681 Esas
KARAR NO : 2023/361

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;
Davalı Şirket ile Davacı Müvekkil arasında Paket Taşıma / Dağıtım / Teslimat Hizmeti Sözleşmesine istinaden ticari bir ilişki mevcut olup, davalı yan takibe konu Faturalardan kaynaklanan borcunu, yapılan tüm görüşmelere rağmen ödememiş olduğunu, bunun üzerine—- İcra Müdürlügü’nün —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalının yetki itirazı üzerine dosya yetkisizlikle—- gönderilmiş ve —–. sayılı dosyası üzerinden davalı/borçluya yeniden ödeme emrinin tebliğ edildiğini ancak davalı/borçlu şirketin ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, Davalı/borçlunun—- İcra Müdürlüğü ——. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devemına ayrıca haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında Paket Taşıma/Dağıtım/Teslimat Hizmeti Sözleşmesine istinaden ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu ancak taraflarınca sözleşmenin 2. maddesi gereği Müvekkilinin—–operasyonunda davalıya bağlı olarak çalıştığı tespit edilen —— isimli şahısların fiilen —– mağazalarında ve taşımacılığı yaptırılan başkaca firmaların taşımalarının yaptırıldığı, ancak bu şahısların sigorta girişlerinin davacı tarafından yaptırılmadığının haricen tespit edilmesi sebebiyle sözleşmenin 2. Maddesinin 2. Paragrafı doğrultusunda ardından 13.08.2020 tarihinde sözleşme feshedilmiş olduğunu, sözleşme feshedilmesine rağmen davacı, müvekkil firmadan kiraladığı motorları iade etmemiş olmamakla işbu motorların tesliminin gerçekleştirilmesi amacıyla 10.09.2020 tarihinde —- Noterliği’nden—– yevmiye numaralı ihtarname gönderilmiş ancak motorlar teslim edilmemiştir. Motorların teslim edilmemesi sebebiyle—– Cumhuriyet Savcılığı’nda tarafımızca suç duyurusunda bulunulmuş olmakla —- Asliye Ceza Mahkemesi’nde —– sayılı dosyanın açılmış olduğunu, yaşanan bu süreçte motorlardan birinin teslim edilememesi amacıyla plakasının değiştiriliğinin dahi tespit edilmiş olduğunu, Davacı yan sözleşmeye aykırı olarak müvekkilimizin ticari itibarını zedeleyecek şekilde sigortasız işçi çalıştırmış olduğunu, sözleşme feshedildiği halde fatura kesmeye devam etmiş, müvekkilden kiraladığı motorları teslim etmemiş müvekkilimizi maddi manevi zor duruma sokmuş olduğunu, Davacı yanın icra takibine konu ettiği faturalar temmuz ve ağustos aylarına ilişkin olduğunu. Öncelikle ağustos aylarında davacı yan ile hiçbir ticari ilişki kalmadığı halde fatura kesilmiştir. İşbu faturaların geçerliliğinin bulunmamakta olduğunu, Müvekkil firmanın davacı yana borcunun olmadığını, Davacı yan araç kiralama bedeli konulu da bir fatura kesmişse de davacı yandan kiralanan bir aracın söz konusu olmadığını, davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde—- İcra Hukuk Mahkemesi’nin —— Sayılı dosyasının bekletici sebep sayılmasına haksız ve kötü niyetli davacı tarafın alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılması talep etmiştir..
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Dava dosyasına sunulan belgelerin-evraklann-davacı defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunun-dava dosyasına sunulan cevap yazılarının incelenmesi ve irdelenmesi, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi/irdelenmesi neticesinde; Davacının ticari defterlerinde inceleme yapılamadığı, davalı tarafından ibraz edilen evraklarda taraflar arasında borç/alacak ilişkisinin tespitine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. DAVALI tarafın defterlerinin taraflar arasında oluşan ticari ilişki neticesinde borç/alacak durumunun tespitine uygun olduğu kaatine varılmıştır. Yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde DAVALININ/DAVACIYA borcu olmadığı tespit edilmiştir. Görüş ve Kanaatinde bulunduğumuu;hukuki yorum;degerlendirme ve takdiri sayrı mahkemenize ait olmak üzere;” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen sigorta poliçelerine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Davacı taraf kendi ticari defter ve kayıtlarına dayanmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, 28/02/2022 tarihli talimat mahkemesince aldırılan ve davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme sonrası oluşturulan bilirkişi raporunda özetle;
“a) 2017 – 2020 yıllarında gerçek usulde ticari kazancı nedeniyle I. sınıf tüccar olarak bilanço esasına tabi olan davacının faturalarının ait olduğu 2020 yılına at ticari defterleri ile ilgili olarak Noterden açılış ve kapanışa ilişkin tasdik tarih ve yevmiye sayısının alınmasına rağmen ticari defterlerin yazdırılmadığı (bastırılmadığı) gerekçesi ile tarafımıza ibraz edilmediği, dolayısıyla ticari defterlerin davacının lehine delil teşkil edecek durumda olmadığı, diğer taraftan davacının bir tacir kaydına—– Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce rastlanılamadığı,
b) Davacının ticari defterlerindeki cari hesap dökümlerinin denetlenebilecek durumda olmadığı, defter kayıtlarının incelenemediği, dolayısıyla da davacının kayıtlarına itibar edilemeyeceği,
c) İcra takibi itibariyle davacının ticari defterlerinin sunulmaması ve halen kayıtlar üzerinde değişiklik yapılıyor olması nedeniyle davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün olmadığı,
d- Davacının alacak talep ettiği faturaların davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği,
” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.Aynı şekilde davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında inceleme sonrası oluşturulan 09/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; “Dava dosyasına sunulan belgelerin-evrakların-davacı defterlerinin incelendiği bilirkişi raporunun-dava dosyasına sunulan cevap yazılarının incelenmesi ve irdelenmesi, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi/irdelenmesi neticesinde; Davacının ticari defterlerinde inceleme yapılamadığı, davalı tarafından ibraz edilen evraklarda taraflar arasında borç/alacak ilişkisinin tespitine uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. DAVALI tarafın defterlerinin taraflar arasında oluşan ticari ilişki neticesinde borç/alacak durumunun tespitine uygun olduğu kaatine varılmıştır.” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşılmıştır.TTK 64. Maddesinde: “Her tacir ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde ekte edilen neticeleri bu kanuna göre açkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.Sonuç olarak; iddia, savunma, bilirkişi raporları, yemin beyanı ve tüm dosya kapsamı hep bir arada değerlendirildiğinde, davacı yanca faturaya dayalı alacağının tahsili amacıyla —–. İcra Müdürlüğü nezdinde —–esas sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde itirazda bulunarak takibin durdurulduğu, davacı yanın süresinde itirazın iptali davası açtığı, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde ihtilafa konu fatura alacağının davacı yanca ispatlanamadığı, hal böyle olunca davacı yanın, faturaya dayalı alacak talebinin yerinde olmadığı, davacı bakımından ispatlanamayan davanın reddi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 677,26 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 497,36‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——-Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.