Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/28 E. 2022/800 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/28 Esas
KARAR NO : 2022/800

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 12/01/202 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı —— arasında Destek Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşme Örneğinin ——Esas sayılı dosyası içerisinde mevcut olduğunu, iş bu Sözleşme ile Davalı iş yerlerindeki destek hizmetlerinin yerine getirilmesi işini üstlendiğini, davacı Şirket sözleşme gereği tüm yükümlülüklerim tam ve eksiksiz olarak yerine getirildiğini, 15.05.2008 tarih ve 5763 Sayılı Kanunun 24. Maddesi ile 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81/1-1. Bendine ilave edilen ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile özel sektör işverenlerinin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanmasının öngörüldüğünü, “anılan düzenlemeye göre; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar —— karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin —— karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde —— vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile —— karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri. ——, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır”. Anılan düzenleme iş bu davanın yasal dayanağını teşkil ettiğini, 5763 Sayılı Kanunla getirilen 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yukarıda belirtilen 81/1-ı. Bendindeki düzenleme, işverenlerin ödemekle yükümlü oldukları prim oranlarında hiçbir değişiklik yapmadığını, primlerini düzenli ödeyen işverenlere teşvik olarak getirildiğini, nitekim primlerin yasal oran üzerinden tam ve eksiksiz olarak ödenmiş olması bu maddeden yararlanmanın ön koşulu olduğunu, davacı şirketin özel sektör işvereni olarak, yasanın aradığı tüm şartları sağlamış ve anılan teşvik hükümlerinden yararlandığını, davacı şirketin çalıştırdığı işçilerin sigorta primleri için ——-karşılanan %5 lik teşvik miktarının hak edişlerden kesinti yapılması hukuka aykırı olduğunu, Davacının 5763 sayılı Kanunla getirilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81/1-1 Bendindeki düzenleme gereği gerekli koşulları sağladığı için %5 teşvikten yararlanma hakkına sahip olduğunu ancak söz konusu bu %5 lik teşvik tutarı Davalı tarafından Hak edişlerinden haksız ve hukuka aykırı olarak düşüldüğünü, davacının Yasanın aradığı tüm koşulları yerine getirmiş ve anılan teşvik hükümlerinden yararlandığını, söz konusu bu hak yasadan kaynaklanan bir hak olup Destek Hizmet sözleşmesinin konusu dahi olmayıp Davalı tarafından Davacı hak edişlerinden kesinti yapılması hukuken mümkün olmadığını, Destek Hizmet Sözleşmesinin Davalı tarafından haksız olarak feshinden sonra Fatura düzenlenerek Davalı Şirkete gönderildiğini, fatura alacağı ödenmediği gibi yapılan icra takibine de itiraz edildiğinden ——Sayılı dosyası ile itirazın iptali Davası açıldığını, Dava Şirket ortakları ve Vekalet ile temsil yetkisi verilen müdür arasında meydana gelen menfaat çatışmaları nedeniyle takipsiz bırakılmış ve sonuçlandırılamadığını, Davacı Şirket Ortaklarından —–Genel Zamanaşımı süresi içerisinde Davalı Şirketten Fatura alacağının tahsili amaçlı Şirkete Temsil Kayyımı atanmasını ve Destek Hizmet Sözleşmesi ve Faturadan kaynaklı alacakları için Ticaret Mahkemesinde Alacak Davası açılması için gerekli müracaatları yaptıklarını, sonuçta—— Sayılı dosyasından Şirkete Temsil Kayyımı olarak atanmakla verilen Yetki çerçevesinde Fatura Alacağından kaynaklı Davacı Şirket alacağı için Arabuluculuk görüşmelerine katılmak suretiyle süreç taraflarınca işletilmeye başlandığını, davalı Şirket ile yapılan 30.12.2021 tarihli Arabuluculuk toplantısında Anlaşma sağlanamadığını, özel sektör işverenliklere, çalıştırdıkları sigortalıların evraklarını zamanında Kuruma bildirmeleri ve herhangi bir prim, gecikme zammı veya gecikme cezası bulunmaması halinden yasa gereği uygulanan % 5 teşvik primini almaya hak kazanan davacının, bu alacağının tahsili için davalıya gönderdiği ihtarnameye cevaben böyle bir alacağın olmadığını ihtaren taraflarına bildirildiğinden ve arabuluculuk başvurusundan anlaşmama yönünde karar çıktığından fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL için huzurdaki davayı açtıklarını beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.09.2010 tarihinde imzalanan Destek Hizmet Sözleşmesi ile davalı şirket personeli müvekkili şirketin belirlediği işyerlerinde destek hizmetleri işini gördüğünü, Taraflar arasındaki sözleşme; davacı şirketin müvekkili şirkete kaşeli ve imzalı gönderdiği acz içine düştüğünü bildirdiği (2011 Ağustos ve Eylül ayı maaşları ve Temmuz ve Ağustos ayı—— primlerini,—– bildirge damga vergileri, KDV vergilerini ödeyemeyeceğini bildirdiği) yazılarına ve sözleşmedeki başka bir takım yükümlülüklerine aykırı davranmasına istinaden müvekkili şirketçe feshedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı ticari ilişki devam ettiği sürece sözleşmenin Mali Hükümler başlıklı 4. Maddesine göre davacı şirket birçok fatura düzenlemiş ve bu fatura tutarları tam ve eksiksiz olarak müvekkils şirketçe ödendiğini, davacı iş bu dava ile sözleşmenin imza tarihinden, (31.08.2010) yani; tarafların hür iradeleri ile anlaşarak ticari bir iş ilişkisi kurmalarından yaklaşık 2 sene önce yürürlüğe girmiş bir yasa maddesine dayanarak, taraflar arasındaki sözleşme usulünce son bulmuş olmasına rağmen 60.000,00 TL lik bir alacağı olduğunu talep ettiğini, davacı bu alacağı sözleşme süresi boyunca müvekkili davalı hak edişlerinden kesinti yaptığını, davacı tarafça aynı hukuki sebeple —— bünyesindeki 16 farklı şirkete 16 ayrı dava açıldığını, bu davalardan 5 tanesinin reddedildiğini, reddedilen davalardan 2 tanesinin kesinleştiğini, geri kalan 11 davada; davacının davayı takip etmemesinden ötürü davaların açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacı müvekkili şirkete karşı daha önce, aynı hukuki sebebe dayalı, aynı netice taleple, aynı faturayı (alacağı) ilgi tutarak bir dava yöneltiğini, bu hususta derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı şirketi temsilen Arabuluculuk Başvurusu; kayyım sıfatıyla—— tarafından 16.11.2021 tarihinde yapıldığını, Oysaki dosyaya mevcut Arabuluculuk evraklardan görüleceği üzere o tarihte bu kişi henüz şirketi temsil etmeye yetkili olmadığını, zira ——Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——-. sayılı dosyasında verilen ara karar doğrultusunda tedbiren kayyım olarak atandığı tarih 21.12.2021 tarihi olduğunu, böylelikle henüz daha Mahkeme tarafından yetkilendirilmemiş olan kayyım ) tarafından yapılan başvurunun yok hükmümde olduğunu, bu sebeplerle geçerli bir arabuluculuk başvurusu yapılmaması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, zaman aşımı itirazında da bulunduklarını beyanla haksız davanın reddini savunmuştur.
—–Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
—– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
—— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——–Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
—–Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
——. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——- Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
——. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
——Merkezinden; 2010 VE 2011 Yıllarında Davacı —– hangi şehirlerde—— kaydının olduğu hususunda yazılan müzekkeremize cevap verildiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeye dayalı olarak açılan alacak davasıdır.
Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir.6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Somut Uyuşmazlıkta davacı tarafından hak edişlerden kaynaklanan %5 teşvik alacağına istinaden alacak davası açıldığı, —— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–Esas sayılı dosyasının incelenmesinde ise ——21.12.2021 tarihli karar ile davalı şirket adına dava açma ve takip etme ve bu işlemler için yapılması gerekli diğer usuli işlemleri yapma yetkisi tanınmasına yönelik temsil kayyımı olarak atandığı ancak dava şartı olan zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin 16.11.2021 tarihinde başlatıldığı, ——- arabuluculuk başvurusu yaptığı tarihte kayyım sıfatının bulunmadığı, arabuluculuk başvurusu yapan ——dava açmak için yapılması gerekli diğer usuli işlemler kapsamında olan arabuluculuğa başvuru tarihi olan 16.11.2021 tarihinde şirketi temsile yetkisinin bulunmadığı, bu haliyle de dava şartı olan arabuluculuk son tutanağının usul ve yasaya uygun olmadığı ve başkaca işlem yapılması gerekmediği anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıda ki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2- Peşin alınan 1.024,65 TL harçtan, alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 943,95‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.