Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/276 E. 2022/275 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/276 Esas
KARAR NO : 2022/275

DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Dosyanın ——— Sayılı Görevsizlik kararı ile geldiği, kararın —- anlaşılmış olup, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılıp dosya ve ekleri incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili —- tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıların—- %15 oranında davacı ——%15 oranınd davacı —-üzere toplamda %30 oranında pay sahibi olduklarını, şirketin geri kalan hisselerinin aynı zamanda şirketin yönetim kurulu başkanı olan davalı—– ait olduğunu,———— düzenlemekte olup aynı zamanda ————– ulaşan herhangi bir bildirim olmaksızın —- alınmaksızın muvazaalı olarak devrettiğini, ——- yılında ——–markasını önce kendi ——– devrettiğini, ——-yapıldığını ve hemen akabinde devir ——- gerçekleştirildiğini, —— markası olduğuna ilişkin bir kısım evrakları ekte sunduklarını, tüm bu devir işlemlerinin —- olmakla birlikte herhangi bir hukuki geçerlilikleri bulunmadığını, davalı——– dosyası ile boşanma davasının görülmekte olduğunu ve halen derdest olduğunu, işbu boşanma davasında verilen ara kararlar neticesinde davacılar lehine tedbir nafakasına hükmedildiğini, açıklanan nedenlerle davacıların hissedar——-muvazaalı olarak devri işlemlerinin iptali ile şirket adına kayıt ve tescil edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
—– karar sayılı——- tarihli ilamında; “Dava başlangıçta —— açılmış olup görevsizlik kararıyla—— gönderildiği görülmüştür. Dava,——— ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Davacı ——– protokolün muvaza ile imzalandığını ve davalının markaları üzerine aldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davacı taraf istinaf dilekçesinde, mahkemenin ——-hususunun gözetilmediğini ——– tarihinde —- düzenlendiği, bir kısım devirlerin yapıldığı, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı, kaldı ki huzurdaki davanın da aradan uzunca——– açıldığı gözetildiğinde, bu hususlardaki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Konuyla ilgili olarak dairemizce dava konusu markaların devirlerinin yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi tarihte yapıldığı hususu ——- tescil — markanın başvuru aşamasında iken hükümden düştüğü ve halen davacı şirket adına kayıtlı bulunduğu, dava konusu—– tescil numaralı markanın ise davalıya— tarihinde dava dışı ——- devredildiği, dava konusu—– davacı — —- tarihinde dava dışı —- tescil numaralı markanın ise davacı tarafından davalıya devredildiğinin tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür. Gelen cevabi yazı içeriğinden de anlaşılacağı —- dava konusu markalardan —– hükümden düştüğü için bu marka yönünden davanın konusunun kalmadığı kanaatine varılmıştır.—— ise davasından feragat ettiği anlaşıldığından bu marka yönünden feragat nedeniyle red kararı vermek gerekmiştir. —- markanın ise dava dışı —– devredildiği anlaşıldığından bu marka yönünden davalıya husumet düşmeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu — marka ise——davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Bu marka yönünden davalıya karşı husumet düşer. Bu yönden yapılan değerlendirmede ise ilk derece mahkemesinin kararında da isabetle belirtildiği üzere sözleşmenin davacı ile davalı arasında düzenlendiği, kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı gözetildiğinde, bu marka yönünden de davanın esastan reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre ilk derece ———sayılı —- yerinde——— marka yönünden ise davalıya husumet yöneltilemeyeceğinden bu marka yönünden bu gerekçe ile red kararı verilmesi gerekirken konusu kalmadığı şeklinde karar verilmesi doğru olmadığından ve bu husus da dairemizce re’sen gözetilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, —– Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,” şeklindeki açıklamalarına istinaden ve—– ilamında; Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu markaların davacı adına tescilli ——– işleminin davacı şirketi temsilen———–devir senedinde her marka için 500’er TL bedel alındığının belirtildiği,—- için tescilli olup, markayı ——— olduğu, dolayısıyla bu şirketin markaları devralmasının haklı bir nedeninin bulunmadığı, her iki devir arasında bir ay 15 gün gibi kısa bir süre olmasının da devir alan şirketin markaları devir alma iradesinin ciddi olmadığını açıkça ortaya koyduğu——– tarihinde —- değerinin —- olduğu, devir bedelleri arasındaki bu aşırı oransızlık halinin dahi tek başına muvazaanın varlığını kanıtlamaya yeterli görüldüğü, böylece tüm davalıların birlikte hareket ederek markaları muvazaalı olarak devir ettikleri kanaatine varıldığı, diğer ortaklarca alınmış bir karar ve haklı bir neden olmaksızın, onların bilgisi dışında şirkete ait tüm markaların devrinin, temsil yetkisinin açıkça kötüye kullanımı olduğu, şirket zararına ve —-taraf lehine gerçekleştirilen bu fiile karşı tarafın da iştiraki nedeniyle işlemin şirketi bağlamasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın şirketi temsilen yapılan devirlerin geçerli olup olmadığı noktasında olduğundan ve markaların öncelik haklarına dayalı olarak hükümsüzlüğü yönünde açılmış bir dava bulunmadığından, davalı tarafın dava konusu markaların—- ve —- üzerindeki —- tarihinde kendileri tarafından telif hakkı sahibinden devir alındığı yönündeki savunmasının bu dava içinde değerlendirilmesi olanağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davalarda maddi tazminata ilişkin talepler ayrıldığından, bu taleplerle ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, markaların devir işleminin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı—–temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ——– tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı —–vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” şeklindeki açıklamalarına istinaden iş bu dava dosyasının konusunun da ”—marka devrinin iptali ile davacılar adına tescili” olduğu gözetilerek görevli mahkemenin— Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizce işin esası incelenmeksizin davanın görev yönünden reddine karar verilip—Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği vicdani kanaatine ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4 ve 5 maddeleri gereğince görevli mahkeme —- Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması sebebi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden, İstinaf yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli——- Nöbetçi Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi taktirde mahkememizce Resen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına( ihtarat yapıldı)
3-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
4-Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflardan biri tarafından başvuruda bulunulmadığı takdirde, mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesine, harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, gider avansı vd hususların talep halinde, 6100 Sayılı HMK’nın 331/2. ve 331/2. maddesi gereğince mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.